Davetsiz Misafir

2.9K 99 4
                                    




Korktuğunuz anlar olur hani bazen, dilimizin tutulduğu cevap veremediği anlar. Kaçacak yerinizin olmadığı zamanlar olur bazen de. Gerçekler yakalar sizi ,sorular yapışır yakanıza bırakmaz sizi. Bazen de beklenti dolu gözler olur sizi kapana sıkıştıran ,paniklemenizi ,kalbinizi küt küt atmasını sağlayan. İşte tam şu an ,bu duyguların hepsi bedenimi işgal etmiş bir cevap arıyor,her bir ağızdan bağırıyorlar ve beynimde tarifi mümkün olmayan bir karmaşa yaratıyorlardı.

Mehmet'le İstanbul'a dönmüş hatta şuan da  küçük Mehmet'in evinin önündeydik arabanın içinden evi gözetliyorduk.Belki dışarı çıkarlar da uzaktan görürüz diye bekliyorduk saatlerce. Biliyordum dışarı çıkacaktı çıkmazsa da onu görene kadar da burada beklemeye kararlıydım.

-Bebeğim hadi dönelim artık bak çıkmıyorlar.

-Hayatım lütfen biraz daha kalalım.demiş Mehmet'e yalvarırcasına bakıyordum.

-Bitanem tamam kalalımda yaklaşık  bir saattir zaten buradayız yani çıkıcak gibi görünmüyor.

Haklıydı Mehmet İzmir'den döndüklerini biliyordum Mehmet adamların peşine çınarı takmış ve süreli haber veriyordu.Ama küçük Mehmet iyiymiş yani herhangi bir darp felan yoktu ama onu özlemiştim küçük bedenle her şeyi yaşamış   bir çocuk kadar çok güçlüydü.Ben onun bu durumuna göz yaşı dökerken o minik elleriyle gözyaşlarımı silmiş''Ağlama Melis abla eskisi kadar çok acımıyor '' deyip beni üzmemek için küçük beni toparlamaya çalışıyordu.

O gün Mehemtin geldiği sanki özellikle bizim kapıya gelmiş gibiydi.O kadar sevimli ve o kadar korkmuş görünüyordu ki ister istemez içim parçalamıştı.Biz bebeğimizi kaybettiğimizde kendimize gelememiştik süreli tartışıyorduk sürekli sürekli kavga ediyorduk her zaman aklımda ayrılmak vardı? Mehmet'i bırakıp gitmek şimdi ise değişen tek şey içimizdeki bebek özleminin daha çok olmasıydı.

-Hayatım çıktılar. Kafamı çevirip sitelerin önüne baktım.Küçük Mehmet çok mutlu görünüyordu elini tutan kadınla birlikte sanırım parka gidiyorlardı.Elimi kapının koluna attığımda Mehmet kolumdan tumuştu.Kafamı kaldırmadan sadece küçük Mehmet'e bakıyordum.

-Hayatım gidersen bir daha önleri bulamaya biliriz.O yüzden lütfen. Kafamı olumlu anlamda sallayıp onlara baktım.Küçük Mehmet'in yüzü biraz tebessüm ediyordu belki de canı yanmıştı babası ona şiddet uygulamış mıydı  acaba.

-Gidelim .deyip Mehemte baktığımda kafasını olumlu anlamda sallayıp arabayı çalıştırdı. İçim birazda olsa rahattı en azından şimdilik iyiydim. Mehmet o ailenin peşine adam takmıştı en azından küçük Mehmet'in sağlığı içindi .Onu bıraktığım için kendimi çok kötü hissediyordum , nedeni nedir bilmiyorum ama gerçektende kötü hissediyordum.

-Hayatım istersen şirkete beraber geçelim benim bir kaç işim var hem sende dinlenmiş olursun? Kafamı çevirip Mehmet'e baktım.

-Dinlenmek için neden senin şirket peki.

-Gözümün önünde olursun işte fenamı olur.deyip sinirli sinirli bakışlarını bana atarken kafamı olumlu anlamda salladım.Yorgundum artık çok yorulmuştum.Hayattan ,işden,insanlardan her şeyden herkezden çok yorulmuştum .Kısa süre sonra şirkete geldiğimizde arabadan inip Mehmet'in şirketine ilerledik.

-Bitanem hadi ama artık suratını asma lütfen.deyip tebessüm ederken ister istemez aklım hala küçük Mehmet'eydi neden bilmiyorum ama ona çok ısınmıştım.Benim yanımda kalması için her şeyi yapardım belkide annesi bile olurdum.

-İyiyim tamam bir şeyim yok .deyip zar zor tebessüm ederken asansörün açılmasıyla el ele Mehmet'in çalışma odasına ilerledik.Mehmet sekreterinden iki karışık tost ve cay söylerken seri bir şekilde odada ki koltuğa kendimi attım.

Püsküllü BelamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin