33. BÖLÜM: HER ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLDİR

839 239 29
                                    

                    Sabah her zamankinden erken uyanan Azat, okula ilk geldiği günküne benzer bir heyecan taşıyordu içinde. Takınacağı yeni tavrına olan güçlü inancı ona temelsiz bir güven veriyordu. Bir öncesinde gördüklerini biraz olsun içselleştirmiş, kendince yorumlamıştı.

                      Zeynep öğretmeni model aldıktan sonra başına gelenlerden sonra yeni stratejisinin doğruluğuna olan inancı biraz azalsa da Ramazan öğretmenle yaşadıklarından sonra yeni tarzına daha bir sarıldı Azat. Biraz da kendinden bir şeyler katarak farklı bir yaklaşımla işini yapacaktı. Yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. Oyalanmadan giyinip akşamdan hazırladığı çantasını alıp odasını terk etti. Okula girdiğinde dışardan gözle görülür bir özgüvenle her zamankinden daha dik yürüyerek öğretmenler odasına girdi. Eski halindeki gözlerindeki o ürkeklik kalmadığı gibi yıllardır bu işi yapıyormuş gibi özgüvenli duruyordu.

                      Karar almıştı ve katı bir şekilde eksiksiz uygulayacaktı. Yüzüne aldığı sert ifade, bakışlarındaki keskinlik daha ağzını açmadan öğrencilere bir sürü mesaj verecekti. Uyulması gereken tüm okul Urallarını uygulatacak, yanlış yapan öğrencilere en küçük tavizi dahi vermeyecekti. Her insanda olan birbirinin aleyhine çalışan duygularla akıl mücadelesinde, Azat için duygular galip gelmiş, aklı ilk defa bu denli geri planda kalmıştı. Neredeyse duygularını devreye sokmuş, mantığını devre dışı bırakmıştı. Belki kendine göre o da haklıydı. Geldiği günden beri aklıyla gözleri seferber olmuş, her gördüğü şeye anlam yüklemeye çalışmıştı. Ama bunun işe yaramadığını görünce ister istemez bu yolu seçmişti.

                   O gün derslerine her zamanki gibi vakitlice girdi. Ders anlarında sertliğinden hiç taviz vermedi. Her zamanki sesine katmaya çalıştığı yumuşaklığı tamamen terk etmiş, olabildiğince soğuk konuşuyordu. Öğrenciler bu değişimi fark etmişlerdi ama öğretmenlerinde garip davranışlar görmeye ilk defa şahit olmadıkları için pek üstünde durmadılar. Davranışlarından çok anlattığı derse odaklanmışlardı. Azat öğleden önceki tüm derslerini bu şekilde işledi. Bazen tahtanın önünde bir şeyler anlatıyor, bazen de masasına oturup konuşmasına öyle devam ediyordu. Mümkün olduğunca kimseyle göz teması kurmuyor, sıraların arasında dolaşmıyordu. Öğleden sonra da girdiği ilk derste yine aynı haller vardı üzerinde. Nedendir bilinmez bakışlarını sınıfın üstünde gezdirmeye başladı.

                 Bir yabancı yüzün olduğunu fark etti. Sınıfta yeni bir öğrenci vardı ama Azat, daha yeni fark ediyordu. Nedense şimdi dikkatini çekmişti. Esmer tenli, emsallerine göre biraz daha uzun boylu, özensiz kesilmiş saçları ve bakımsızlıktan kaynaklanan zayıflığı gözüne çarptı önce. Yeni olması münasebetiyle bakışlarındaki mahcubiyetten kendi halinde zavallı bir izlenim bırakıyordu insanda. Belli ki fakir bir ailenin çocuğuydu ve medeni cesaretinin olduğu pek söylenemezdi. Üzerindeki fazlasıyla eskimiş kıyafeti insanı üzecek derecede olsa da Azat'ın aldığı karar, bu açıdan bakmasına engel olmuştu. Son anda aklına bir şey gelmiş gibi birde gözleri açıldı Azat'ın. Çocuğa sürekli baktığının farkında bile değildi. Rahatsız edici bakışlarına maruz kalan çocuk fazlasıyla eziliyor, hala devam ediyor mu diye arada bir kontrol ediyordu. Bakışların devam ettiğini görür görmez de tekrar gözlerini kaçırıyordu. Azat, itinayla ayarladığı ses tonuyla çocuğa seslendi.

'' Sen yeni misin?''

''..........................''

'' Sana diyorum çocuk. Yeni misin?''

'' Evet öğretmenim.''

Çocuğun ses tonundaki titreme herkesi yumuşatacak cinsteydi ama Azat, buna takılmadı bile.

BANA ANNEMİ GETİR (TAMAMLANDI) KİTAP OLDUWhere stories live. Discover now