25. Büyük Buluşma

En başından başla
                                    

-Kardeşim. Korkmana gerek yok. Ben varım yanında. Bunları birlikte aşacağız.

Canan bu rahatlatıcı sözlerin üzerine yavaşça sesin sahibine doğru döndü. Bu o çocuktu. Rüyalarında hep gördüğü çocuk. Canan onu gördüğüne çok şaşırmamıştı. Onu rüyalarında görmeye alışmıştı.

-Giray!
-Efendim kardeşim.
-Orda kurtlar vardı. Nereye kayboldular.
-Bir yere kaybolmadılar. Onlar hep senin yanında olacak. Yardıma ihtiyacın olduğuna seni koruyacaklar. Aynı ailen gibi seni her tehlikeden koruyacaklar.
-Anladım. Ama bunlara neden olan kim? Sesini durmadan duyduğum kim?
-Sabırlı ol kardeşim. Yakında her şeyi öğreneceksin. Ama korkmana gerek yok o sesin sana hiçbir yapmasına izin vermeyeceğim.

Canan bu güven verici sözlerin üzerine ona sarılmak istedi. Ama birden kaybolmuştu. Dolunayın önünü bulutlar kapladığı için ortalık kararmıştı. Canan'ın içini yine korku kaplamıştı.

-Giray'ın sözleri ne kadar güven vericiydi. Ama gördün işte. Oda gitti.

Canan sesi tanımıştı. Bu onu korkutmak yerine kızdırmıştı.

-Yeter benden ne istiyorsun?
-Zamanı gelince öğreneceksin zaten. Bu kadar acele etme.
-Daha ne kadar sürecek bu oyun?
-Oyun mu?

Sesin sahibi çok güçlü bir kahkaha atmıştı. O kadar güçlüydü ki orman onun sesiyle inlemiş daha da ürkütücü olmuştu.

-Komik olan ne?
-Senin bunu bir oyun düşünmen. Bu oyun değil gerçekler. Bu gerçekler senin ve sevdiğin herkesin canını yakacak.
-Sevdiklerimden uzak dur yoksa kötü olur.
-Ne yapacaksın?

Sesin sahibi yine kahkaha atmıştı. Bu Canan'ın giderek sinirini bozmaya başlamıştı.

-Yaptığım zaman görürsün.
-Bana hiçbir şey yapamazsın. Aynı ailenin yıllardır bir şey yapamadığı gibi. Sadece lafta bunların hepsi.
-Ne istiyorsun benden, sevdiklerimden?
-Sabırlı ol! Az kaldı öğrenmene.
-Bunu kaç haftadır diyorsun zaten. Ezberledim artık.
-Merak etme az kaldı. Çok yakında yüz yüze konuşuruz bunları.

Ses bunları söyledikten sonra uzaklaşmıştı. Ses gittikten sonra orman onu bu sefer korkutmamıştı. Tam tersine bu sefer orman aydınlanmaya başlamıştı. Canan'ın içi bu sefer rahattı. Canan gökyüzü aydınlanırken gözlerini yavaşça açtı.
İçi rahat olduğu için mutluydu. Canan günlerden sonra bu rahatlığı bulduğu için bir sürede yatağında uzanırken Burakgil verilen adrese gelmişlerdi.

Ev 3 katlı, beyaz, ahşap binaydı. Çok eskiydi. Ama restore edilirse çok güzel bir şey olabilirdi.

Burak yavaşça arabadan inerken ağaçlık alanda duran Kerem'in arabasını fark etti. Kerem de geldiğine göre bu işi halledebilirlerdi.

-Burak, çocuklar beni iyi dinleyin. Bir anda içeri dalmıyoruz. Bu olayı öğrenmemiz için engel olur. İlk önce sessizce içeri girip olayın ne olduğunu anlamaya çalışacağız. İstediğimiz şeyi duyunca ortaya çıkarız. Burak özellikle sen sakin kal lütfen.
-Anladım abi. Merak etme.

Bu konuşmadan sonra sessizce içeri girip etrafı aramaya başladılar. O sırada gelen sesleri duydular. Ses iki kapısı olan büyük bir odadan geliyordu. Kapıya yaklaşıp içeriyi dinlemeye başladılar. Bu Kerem'in sesiydi.

-Ali Amca anlıyorum. Torunlarını, aileni çok seviyorsun. Ama bu daha ne kadar böyle devam edecek.
-Kerem böyle olması gerekiyor. Bu onların iyiliği için anlayacaklar beni.

Burak ve Mert sesin sahibini tanımışlardı. Ama işaret gelmeden içeri girmek istemiyorlardı.

-Tamam da ben üstüme düşen görevi her zaman yapmaya hazırım. Ama Burak varken Canan'a yani Miray'a yaklaşamam. Burak buna izin vermez.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 30, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEN BENİMSİN ⚠Kısa Bir Ara Verildi.⚠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin