12. Emirden Beklenmedik Davranışlar

510 167 41
                                    

bernaydn123  'e ithafen

Emir'le Ezgi verilen adrese geldiklerinde Ezgi gözlerine inanamadı. Geldikleri göle bakan yeşillikler içinde ahşap bir evdi. Canan'la Burak çoktan gelmişlerdi. Burak onları fark edince,

-Sonunda geldiniz. Niye bu kadar geciktiniz? Bir şey mi oldu?
-Bir şey olmadı. Yolda biraz oylandık o kadar. Siz ne yaptınız?
-Bizde yeni geldik. Sizi bekliyorduk.
-Tamam herkes burda olduğuna göre ne yapıyoruz dostum?

Canan aralarına girerek,

-İsterseniz yemek yiyelim önce. Çünkü ben acıktım.
-Haklısın kuzucuk bende acıktım.

Emir ve Burak onların bu haline gülmeye başladılar.

-Anlaşılan açık hava sizi acıktırdı.
-Evet Burak Bey. Böyle bir yerde insanın iştahı açılır.
-Tamam öyleyse arabadan malzemeleri alıp yemek yapalım.

Hep birlikte arabayı boşaltıp mutfağa götürdüler. Emir ve Burak yemek işini kızlara yıkmak için kaçmaya çalışırken Canan,

-Nereye gidiyorsunuz beyler?
-Şeyyy canım. Arabada bir şeyler kalmış mı ona bakmaya gidiyorduk?
-Hiç kusura bakmayın. Arabada hiçbir şey kalmadı. Kurtuluşunuz yok sizde bize yardım edeceksiniz.
-Tamam öyleyse. Mecbur yardım edecez dostum kızlara.

Hepsi kolları sıvayıp işe giriştiler. Burak kasıtlı olarak Canan'a yardım ediyordu. Emir de Ezgi'ye yardım ediyordu.

Emir ve Ezgi o kadar uyumlu bir çift olmuşlardı ki Emir Ezgi istemeden gerekli malzemeyi ona veriyordu. Ezgi bu duruma hem şaşırıyor hem de çok mutlu oluyordu.

"Şu an mutluluktan ölebilirim. Daha düne kadar platonik aşık olduğum kişiyle birlikte yemek yapıyorum. Hayal etsem bu kadar güzel olamazdı. Ne olur bunlar bir rüya olmasın. Bana böyle bakma zaten seninle yan yana olmak bile nefesimi kesiyor."

-İyi misin Ezgi?
-Ha? Şeyyy evet, iyiyim. Dalmışım öyle.

Emir Ezgi'nin kulağına eğilip,

-Bu kadar duygularını belli etme. En azından bir süreliğine kendini bırak. Senin için zor olur o yüzden diyorum.
-Anladım tamam.

Emir gülümseyip buzdolabından bir şey almak için döndüğü zaman Ezgi kısık bir sesle,

-Ne yapayım yani. Sen böyle bakıp gülerken ben kalbime, kendime söz geçiremiyorum işte.

Emir aldığını mutfak tezgahına koyup gülerek,

-Dediklerini duydum. Ne yapabilirim benim elimde olan bir şey değil.
-Bende kasıtlı yapıyorsun dedim zaten.
-Hemen kızmana gerek yok.
-Kızmıyorum ki daha doğrusu sana nasıl kızabilirim.
-Bir şey söylerdim ama şimdi sen kalpten falan gidersin.
-Ne söylesene merak ettim.
-Olmaz.
-Neden ya?
-Zamanı gelince öğrenirsin.
-Peki.

Yemeği hazırladıktan sonra birlikte bahçedeki masayı hazırladılar. Her şey o kadar güzel gidiyordu ki sanki her şey bir rüyaydı. Yemek yerken Canan dayanamadı.

-Siz yemek yaparken ne konuşuyordunuz öyle bakayım?
-Ha? Şeyyy, hiçbir şey.
-Hiçbir şey mi?
-Evet sadece gerekli malzemeyi istiyordum.
-Hiç öyle durmuyordu ama.
-Canan daha fazla sıkma ikisini anlatmak istese anlatır.
-Burak gerçekten sağol yoksa onun çenesinden hiç kimse kurtaramazdı beni.
-İyi öyle olsun bakalım. Şimdilik susuyorum.

Yemeği yedikten sonra masayı topladılar. Bulaşıkları kimin yıkayacağı konusu tartışmaya başlayacaklardı ki Ezgi şiddetli karın ağrısıyla kıvranmaya başlamıştı. Acı midesine ağır gelmişti. Burak onun bu halini görünce Emir'e dönüp,
-İleri de küçük bir sağlık ocağı var oraya gidin isterseniz. Bulaşıkları biz hallederiz.
-Nerde bu sağlık ocağı?

SEN BENİMSİN ⚠Kısa Bir Ara Verildi.⚠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin