8. Okulun Yeni Gözde Öğrencisi

717 232 77
                                    

mortal72  'ye ithafen

Canan sesin sahibini tanımıştı.

"Ne olur o olmasın. Eğer oysa her şey mahvolur. Ama her şey yeni düzelmeye başlamıştı. Neden her kötü şey beni buluyor? Neden tam doğru kişiyi bulmuşken birden ortaya çıkarak neden her şeyi mahvediyor? Neden şimdi döndü? Neden buraya geldi?"

Canan yavaş yavaş başını kaldırmaya başladı. Ama tanımıştı. Oydu. Yıllardır yanında olan ama birden Amerika'ya gitme kararı alarak onu ortada bırakan sevgilisi olmadığı halde öyle davranan önceden çok hoşlandığı o çocuk geri dönmüştü.

Yeşil gözlerindeki o anlam dolu bakışlar hala aynıydı. Kaslı vücuduna oturan beyaz gömleği nerdeyse içini gösteriyordu. Sarı saçlarını her zamanki gibi yapmıştı.

En son lise sonda mezuniyette görmüştü onu. Ama o zamandan bu yana hiç değişmemişti. İkisinin gözleri birbirine kitlendi. O an sanki her şey durmuştu. Canan kendine gelip bir şey söylemek hesap sormak istedi. Bir anda kaşları çatılmıştı.

-Senin burda ne işin var Kerem? Onca zamandan sonra şimdi ortaya çıkıyorsun hemde yetmiyormuş gibi benim okuduğum okula geliyorsun?
-Öyle olması gerekiyordu. Sıkıldım her şeyden senden bile sıkılmaya başlamıştım. O yüzden gitmek istedim. Hem sen benim sevgilim değilsin sana açıklama yapmak zorunda değilim.

Ama bunları gerçekten isteyerek söylememişti Kerem.

"Canan şimdi bunları sana açıklayamam. Zamanı gelince neden gittiğimi öğreneceksin. Ama şimdi açıklarsam anlamazsın. Sana zamanı gelince ilk tanışmamızdan başlayarak anlatacağım. Ama şimdilik susmak zorundayım. Benden nefret edeceğini bilsem bile. O güzel gözlerin bana eskisi gibi bakmayacak eskisi gibi gülmeyeceksin bana ama olsun senin için değer."

Canan bunların üzerine daha çok sinirlendi.

-Öyle mi sıkıldın benden her şeyden. Sevgilin olmadığım için bir açıklamayı bile hak etmiyorum demek. Şunu anla o zaman ben birisini seviyorum. Hayatımda birisi var ve senin bunu mahvetmene izin vermeyeceğim Kerem.

Kerem bunların üzerine başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Kalbini sanki canlı canlı birileri söküp almak istiyor ama o sadece izlemek zorundaydı.

"Birisini mi seviyor? Hayatına birisi mi girdi yani? Ah be güzelim bir bilsen senin iyiliğin için gittim. Şimdi de senin iyiliğin için mutluluğun için susacağım. Beni sevmesen bile artık."

-Merak etme senin için gelmedim buraya. Kimle olduğunda beni ilgilendirmez.

Canan iyice sinirlenmeye başladı. Daha fazla bir şey duymamak için tek kelime etmeden gitmişti. Kerem ise olduğu yerde öylece kalmış. Olanları hazmetmeye çalışıyordu. Durumu uzaktan izleyen Burak Canan'ın tepkisini görünce hem rahatlamış hem de olanları, yeni gelen çocuğu merak etmişti.

"Kim bu serseri? Canan başta şaşırdı ama sonra niye onunla tartıştı? Onu tanıdığı belli ama nerden tanıyor onu? Hadi ama kafayı yiyeceğim biri bu durumu açıklasın bana. En iyisi Canan'ı bulup konuşmalıyım."

Mert durumu çözmüştü. Burak'ın omzuna hafifçe vurup,

-Hadi dostum. Canan'ı bulup durumu öğren yoksa kafayı yiyeceksin burada.
-Tamam gidiyorum. Ama onun hakkında bir şey duyarsan haber et.
-Tabi ki de merak etme.

Burak Canan'ı aramaya gittiğinde yeni gelen çocuk okuldaki herkesin dikkatini çekmiş. Kızların yeni gözdesi durumuna gelmişti. Kızların gözünde artık Kerem Ata okulun yeni gözdesiydi.
Okulda onun gelişi hızla yayılırken Canan okulun bahçesindeki bankta oturmuş. Olanları düşünüyordu. Burak'ın omzuna dokunmasıyla irkildi. Burak olduğunu görünce,

-Sen miydin?
-Evet, başka birisini mi bekliyordun?
-Hayır tabi ki de.
-O kantin de konuştuğun çocuk kim? Bana açıkla lütfen. Meraktan delireceğim yoksa.

Canan Burak'ın bu haline gülüp,

"Bence sen kıskandığın için bu kadar merak ettin."

Ama tabi ki bunu ona söylemedi.

-Çocukluk arkadaşım Kerem.
-Tamam anladım da verdiğin o tepkiler neydi?
-Kerem iyi-kötü her şey de yanımda olmuştu. Ortaokul, liseyi birlikte okuduk. Üniversiteyi de beraber okuyacaktık. Ama o okulun bittiği gün bana Amerika da okuyacağını söyleyip bir açıklama yapmadan gitti. Bir daha da onu görmedim.
-Yani siz sevgili miydiniz?
-Hayır tabi ki de. Ama ondan hoşlanıyordum. Bir hoşlantıydı o kadar ilerisi olmadı benim için.
-Ohh iyi bunun için sevindim.

Canan Burak'ın bu tepkisine gülmeye başlamıştı. Burak içinden vermesi gereken tepkiyi dışarıdan verince utanmış ama sonra oda gülmeye başlamıştı. Kolunu Canan'ın omzuna atıp onu kendine doğru çekti. Canan da başını Burak'ın omzuna yasladı.

"Sanırım dünyanın en şanslı kızıyım. Burak'ın yerinde başka bir erkek olsa sorup dinlemek yerine kıyameti koparırdı. Belki de onu bu yüzden diğer erkeklerden farklı olduğu için sevip aşık oldum. Bu yüzden ne olursa olsun Burak'ı kaybetmem lazım. Onu kaybedemem. Ben bunu kaldıramam. O kadar güçlü değilim. Kerem'den bile sadece hoşlanıyorken gittiğinde aylarca kendime gelip toparlanamamıştım. Ama Burak herkesten farklı benim için o aşık olduğum birlikte olduğum ilk erkek. Ne olur Allah'ım sen sevenleri ayırmazsın ama ayırmak isteyen kullarına da engel ol lütfen."

Burak aralarında özel bir şey olmadığını duyunca az da olsa rahatlamıştı. Ama içi hala rahat değildi. O çocuğa karşı anlam veremediği bir şey hissetmişti. Hallinden belli oluyordu bir şey saklıyordu. Ama ne? Canan'ın aklına Ezgi ve Emir olayı geldi. Bunu Burak'a anlatmaya karar verdi.

-Şeyyy, Burak sana bir şey sorabilir miyim?
-Tabi ki. Seni dinliyorum.
Canan doğrulurken Burak da Canan'a doğru döndü.
- Emir'in kız arkadaşı ya da aşık olduğu birisi var mı?
-Hayır yok. O olaydan sonra kimseye yaklaşmadı. Hep tek günlük ilişkiler yaşadı. Neden sordun bunu?
-O olayı biliyorum. Ezgi Emir'i ilk gördüğü günden beri seviyor. Ezgi her şeyde yanımda oldu. Onun mutlu olmasını istiyorum. O yüzden Ezgi be Emir'in arasını yapmaya karar verdim. Tabi yardım edersen ama ikisi bu durumu bilmeyecek.
-Tamam bir tanem anlıyorum seni de. Emir bunu öğrenirse bana olan güveni sarsılır ve ikimiz de bu plan yüzünden dostlarımızı kaybedebiliriz.
-Biliyorum ama bilmeyecekler ki her şey tesadüf gibi görünecek sen sadece yardım et yeter. Senin yardım olmadan ben yapamam ki hiçbir şeyi.
-Tamam canım. Sen mutlu olacaksan dostlarımız mutlu olacaksa tabi ki ama şimdi değil. Bizim ilişkimiz bile daha tam oturmadı.
-Tabi ki de şimdi yapmayacağız ki. İlk önce uygun zaman gelmeli.
-Tamam anladım.

Canan Burak'ın yüzündeki o gülümsemeyi görünce eli yanağına gitti. Gülünce ortaya çıkan çizgilerde parmaklarını gezdirdi. Gülünce gözleri kısılıyor iyice küçülüyordu. Burak Canan'ın elini tutup avuç içini öptü.

Canan kendini garip hissetmişti. İlk kez böyle bir şey yaşıyordu. Burak'ın bu yaptığına karşılık vermek için usulca Burak'ın yanağına yaklaşıp ufak bir buse kondurdu. Sonra Burak'a sımsıkı sarıldı. Sanki onu bir daha göremeyecek bir daha sarılamayacak gibi sımsıkı sarılmıştı. Bildiği bir şey vardı. Ne olursa olsun Burak'ı bırakmayacaktı. Hayatındaki ilk erkeği bırakmayacaktı.

Onları uzaktan izleyen Kerem'in canı yanıyordu. Ama Canan için hastane de görür görmez aşık olduğu onun için her şeyi göze aldığı kız için susacaktı. Yoksa Canan'ı yalnız kendi değil onu seven herkes kaybedecekti. Bunu istemiyordu. O yüzden zamanı gelene kadar susacaktı.

Evet arkadaşlar uzun bir aradan sonra yeni bölüm geldi. Sınavlarım dolayısıyla yeni bölümü yazamamıştım. Sınavlarım bitince koymak için gün saydım. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Yıldıza basmayı unutmazsanız beni çok mutlu edersiniz. Ve hikaye de düzenlemeye gideceğim. Eksik gördüğünüz düzeltmemi istediğiniz yerleri söylerseniz mutlu olurum. İyi okumalar... 😊😊😊

SEN BENİMSİN ⚠Kısa Bir Ara Verildi.⚠Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang