1.8

182 26 7
                                    

Bölüm Şarkısı: Ailee- Heaven

Minah'dan...

Büyük ailemin evinde çalışan hizmetliden Nana'nın bir haftadır o evde kaldığını öğrendiğimde rahatlamıştım. Seung Hyun ile beraber kalmasından kat be kat daha iyiydi bu durum.

Hava kararmış, soğuk hava daha fazla kendini belli ederken yanımda duran kot ceketimi giyip taksiden indim. Nana'yı bir de büyüklerimin yanında ziyaret etmek güzel olacaktı.

Taksiden inip dağ evine doğru yol alırken geçen gün Nana'nın merdivenlerden yuvarlanırken ki hali gözümün önünden gitmiyordu. Suçluluk psikolojisi içinde kıvranırken daha fazla iyi olan tarafımı konuşturmak vicdan azabı çekmemek için son bir haftadır kendim ile savaşıyordum.

Zile basıp beklerken büyükannemin açtığı kapıdan içeri geçip ona sarıldım.

"Minah, uzun zamandır gelmiyordun. Ne güzel bir süpriz bu böyle." Gözlerimi devirip bir an önce içeri girip Nana'yı görmek için sarılma faslını kısa keserek geri çekilen ilk taraf oldum.

"Nana da buradaymış nerede şimdi. Onu görmek için geldim" dediğimde gizli bir şey söylemek istercesine kısık bir sesle "Gizli bir pakette gelen şık bir elbiseyi giyip sanırım bir erkekle randevuya çıktı. İnanması zor ama Nana sonunda büyüyor"

Yüzüm anında düşerken "Ne zaman gitti çok oldu mu ?" Diye sordum.

"Sen gelmeden on dakika önce gitti"

Zamanlamama lanetler okuyup "Ben banyoda elimi yüzümü yıkasam iyi olur büyükanne sen geç istersen içeri" dedikten sonra hızlı adımlarla merdivenleri tırmanıp koridorun en sonunda ki doğduğumdan beri yeri hiç değişmeyen Nana'nın odasına ilerledim. Kapıyı ardımdan sessizce kapatıp yatağın üzerinde duran büyükannemin bahsettiği kutuya ilerledim. İçinde sadece siyah bir zarf vardı.

Zarfı aralayıp içinde ki küçük not kağıdında yazan adresi okudum. Seoul'ün en lüks restourantlarından birisine aitti. Notun sonunda S.H harflerini okuduktan sonra sinirle zarfı ve kutuyu yere fırlatıp yatağa çöktüm.

Her zaman olduğu gibi yine Nana'ya karşı kaybediyorudum.

~~~~~~

Dün gece geçirdiğim uzun ve kötü anlardan sonra sonuna kadar başlattığım bu savaşı bitirmeye karar alıp yeni hamleler peşindeydim. Seung Hyun'un şirketinin önünde uzun bekleyişlerimin ardından içeriden çıkan ve kendilerini bazı aksesuarlar ile kamufle eden iki kişiye baktım. Sol tarafta duran kişinin beden ölçüleri Seung Hyun'unkilere benziyordu.

Bana yaklaşmaya başladıklarında yaslandığım duvara sinip beni görmemeleri için çabaladım. Sanırım başarılıda olmuştum. Etrafını kolaçan ettikten sonra kimseyi görememiş olacak ki şapkasını çıkarıp yanında duran kişi ile konuşmaya başladı. Mesafe fazla olduğu için duymakta zorlanıyordum.

"Nana'yı dün akşam senin seçtiğin yere götürmedim. Bu akşam gidecektik kayıtlarım uzun sürdüğü için geç kaldım. İstersen sen git. Benim acelem var" dedikten sonra hızlı adımlar ile otoparka ilerledi.

Duyduğum en güzel cümle bu olsa gerekti. Seung Hyun ile Nana'nın planlarını tekrar suya düşürmeliydim. Seung Hyun arabasını sürerek hızla yanımdan geçeceği sırada akıl kontrolümü ardımda bırakıp kendimi arabanın önüne doğru attım ve ellerimi kaportasına yasladım.

Seung Hyun arabayı sert bir fren ile durdurup arabadan indiğinde yere çökmüştüm. Aslında bir yerimin zarar gördüğü söylenemezdi.

"Dikkat etsene kızım, kör müsün?" Diye söylenip yanıma geldiğinde beni fark etti.

Free || T.O.POn viuen les histories. Descobreix ara