1.1

244 34 6
                                    

Bölüm Şarkısı: GOT7- If You Do

Minah'dan...

Küçüklüğümden beri Nana'nın gölgesinde kalmış yedek çocuktum. Büyükannem, büyükbabam hatta kendi annem tarafından hep ikinci planda yetişmiş bir çocuktum. Nana'nın doğuştan gelen tehlikli sağlık sorunları ve annesini küçük yaşından kaybettiği için o her zaman el üstünde büyütülmüş etrafındaki her şeyden korunmuştu. Ben ise ona nazaran daha göz ardı ediliyordum.

Basit anlatılmak gerikirse ağaca kurulmuş hamakta ikimizde sallanıyorsak o hamak koptuğunda ilk yerden kaldırılan çocuk Nana olmuştur. 14 yaşında iken  teyzem vefat etmişti ve bir daha Kore'ye gelmemişlerdi. O yıla kadar gördüğüm davranışlar ise kin tutmama yetmiş hatta artmıştı.

Büyüdüğümüzde de bu böyle devam etmişti. Aile şirketimizde ki konumuma tırnaklarım ile kazıyarak gelmiştim onun ise hisseleri çoktan hazırdı. Ülke genelinde bir çok sınavda başarılar kazandığımda normal bir olaymış gibi görülürken o çizdiği resimler ile küçük çapta ödüller kazandığında ailemizde iki gün boyunca kutlamalar yapılırdı.

Şimdi ise olaylar farklı bir boyuta taşınmıştı. Nana, Seung Hyun ile bir sergide tekrar karşılaştığını söyleyip bir anlaşma yaptıklarını söylediği andan itibaren içimde elle tutulur bir şüphe baş göstermişti. Şimdi ise yaşadıkları şeyler ve dün gözümle Seung Hyun'un onu sahiplenişi tüm gemilerimi yakmaya sebepti.

Genç kızlık zamanlarımdan bu yana Seung Hyun'a fanlık denilip geçilemeyecek kadar yüce bir sevgi ile bağlıydım. Ve şimdi onu da kaybettiğim tüm itibarım gibi Nana'ya kaptırmaya hiç niyetim yoktu.

Shi Hoo'nun kucağında arabaya baygın bir halde binen Nana'nın ardından zafer dolu tebessümüm ile baktım. Evin arka tarafından korumalar ile ayrıldıklarında hâla Nana'yı bekleyen Seung Hyun'un arabasına ön camdan göz atıp sevinçle üzerime çeki düzen vermek için odama yol aldım.

Onun karşısına eşofman takımım ile çıkabilecek kadar pejmürde değildim. Daha Nana'laşmamıştım. Dolabımdan bulduğum bordo deri pantolon ve iddialı siyah şifon bir gömlek giydikten sonra düz olan saçlarımı omuzlarıma doğru serbest bırakıp koşarak evden çıktım. Evimin biraz ilerisinde park edilmiş arabasına doğru ilerleyip kapısının tam yanında durduğumda dikkatini çekebilmiştim.

Genelde çatık olan kaşlarını daha fazla çatarak arabasından inip tam karşımda eli cebinde durdu.

"Nana gitti. Size haber vermek istedim" dediğimde surat ifadesinde takındığı maskesi bir anda tuzla buz olup kırılmıştı.

"Ne demek gitti uzun süredir burada bekliyorum ve evden çıkan kimse olmadı"

"Size yakalanmak istemediği için arka tarafta ki çıkışı kullandı" dediğimde alt dudağımı dişledim. Bir yanım bu kadarının fazla olduğunu söylerken diğer yanımda şimdiye kadar yaptığım saflığın, ezilmelerin acısını böyle çıkarmam gerektiğini iddia ediyordu.

"Gitmesi için bir sebep yok. Bunu yapmayacığını bana daha az önce gösterdi. Gittiyse de illa ki size nereye gittiğini söylemiştir. Ona nereye gittiğini soracak kadar yeterli akrabalık duygularınız vardır umarım" dedikten sonra telefonunu çıkarıp onu aradığını düşündüğüm gibi kulağına götürdü. Sinirli ve telaşlı görünüyordu.

"Bilmiyorum. Söylemedi"

Ne yaparak gitmeyeceğini ona göstermişti bilmiyorum ama meraktan ve kıskançlıktan kuduruyordum. Kısa bir süre sonra küfür ederek telefonu tekrar cebine yerleştirdikten sonra arabasına dönüp kapısını tekrardan açtı. Bana doğru hafifçe dönüp göz ucuyla baktıktan sonra "Nana'yı oldukça telaşa kapındırıp bir an önce gelmesini gerektiğini söylediğinde de üzerinde bu kıyafetler mi vardı ? Ne diye ihtiyacın vardı ona, kıyafet seçiminde yardımcı olmasına mı, yoksa saçına fön çekmesi konusunda mı ?"

Free || T.O.PWhere stories live. Discover now