1.5

242 30 14
                                    

Bölüm Şarkısı: Bigbang-Lets not falling in Love

Doktor göz kapaklarımı kaldırıp gözlerimi inceledikten sonra geri çekildi.

"24 saat uyanık kalma şartı ile evinize gidebilirsiniz. Herhangi bir beyin kanaması ihtimaline karşı uyanık kalmalısınız" dediğinde gülümseyerek bana hala daha endişeyle bakan Seung Hyun'a dönüp "Çıkabiliriz, duydun mu ?" Diye sordum.

Yarım bir tebessüm dahi vermeden yanımdan giden doktorun yerini alıp ellerimden tutarak yattığım yerden doğrulmamı sağladı. Eteğimin uçlarını düzeltip onun hareketlerini izlemeye başladım.

Yere çömelerek yatağımın ucunda duran beyaz bez ayakkabılarımı giydirmeye başladığında kalbim kanatlanıp uçarak bedenimi terk ettiğinde nefes almayı unutmuş gibiydim.

Ayakkabılarımı giydirip çözülen bağcıkları tekrar bağladıktan sonra ayağa kalkıp eğilerek yüz hizama geldi. Eli ile burum kemerimi sıkıp "Daha sana dokunmadan bile senin nefesini böle kesiyorsam, neden yanımda kalmak gibi bir salaklık yapıyorsun. Bana bu kadar güveniyor musun ?" Diye sorduğunda başımı biraz geri çekip gözlerimi kırpıştırarak kaşlarımı çattım.

"O ne demek ?"

Hafifçe daha doğrusu çapkınca sırıtıp üzerime daha fazla gelip elini iki yanımdan yatağa yasladı.

"Diyorum ki, böyle basit bir şeyde ölmek pahasına nefessiz kalıyorsan bana, daha ileri gitmeyeceğimin garintisi olmadan nasıl güvenip yanımda kalıyorsun ?" Diye tekrar açarak sorusunu sordu.

"Sen.... Çekilsene bi !" Dedikten sonra onu ittirip yataktan kalktım ve kapıya doğru hızla ilerleyip odadan çıktım. O da peşimden geldiğinda odamın hemen yanında ki bekleme koltuklarında Seungri ve Minah'ı gördüğümde onlarda beni fark edip hızla yerlerinden kalkarak karşıma dikildiler.

"Nana, ben çok.... özür dilerim" dediğinde yapmacıklık içermediğinden emin olamadığım mahçup gözleri ile bana bakmaktan kaçındı. Sessiz kaldığımda Seungri araya girip "Merdivenlerden yeni bir iniş tarzı mı edindin. Yuvarlanarak." Dedikten sonra geri kalan üçümüz sesiz kaldık ve onun keyif içeren sesli gülmelerini izledik.

Kimsenin gülmediğini fark edip kendini susturduktan sonra Seung Hyun'un sırtımda hissettiğim eli ile yürümeye başladığımda düşerken iki bileğimi de kötü bir şekilde burktuğum için topallayarak ve kendimi zorlayarak yürüyordum.

Seung Hyun sıkıntıyla nefesini verip elimden tuttu ve adım atmama engel oldu. Ona doğru dönüp ne olduğunu soracağım anda bir kolu bacağımın altından diğer koluda sırtımdan kavradığında ayakalarımı yerden kesip bedenimi kollarının arasına aldı.

Hafif bir tebessüm ile ona bakıp kolumu omzuna attıktan sonra Seung Hyun'un ardında kolları göğsünde bağlı somurtuk bir şekilde bize bakan Minah dil çıkartıp Seung Hyun'un yanağından sesli bir şekilde öpüp başımı omzuna yasladım.

"Yılışma hemen." diye söylendiğinde duymazdan gelip gülümsemeye devam ettim.

Eve geldiğimizde en merak ettiğim şeylerden birisi de Seung Hyun benimle birlikte sabaha kadar bekleyecek miydi yoksa beni kendi halime bırakıp umurunda misafir edip etmeyeceği olacaktı.

Apartman koridorunda kırılan şarap şişesinin binbir parçaları hâla yerlerinde dururken Seung Hyun onları görmezden gelip dairesine doğru yol aldığında ona uydum. İçeri geçtiğimizde salona doğru ilerleyip mutfak bölümünde ki masanım üzerinde ki hazırladıklarım görünce biraz duraksayıp baktı.

Free || T.O.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin