0.8

231 33 7
                                    

Bölüm Şarkısı: Sistar- I like that

"Ah, cidden acıtıyorsun. Kökünü hissedemiyorum. Bırak saçımı !."

O iğrenç kokan bardan saçımı eline dolayıp peşinde sürükleyerek çıktığında kapının önünde bekleyen bodyguardın kapısını açtığı arabanın ön koltuğuna elini saçımdan çekip ittirdi. Oturmamı sağladıktan sonra kendiside arabanın ön tarafından dolaşıp ön koltuğa oturdu. Araba çalışıp o sokaktan çıkana kadar ağzımı açmadım. Suçumu biliyordum ve üste çıkacak kadar arsız değildm.

Adını hâla bilmediğim mekanın sahibi Seung Hyun'un satın alma teklifinden sonra bana iğrenç bakışlarını atarak Seung Hyun'dan yüksek miktarda para alıp bardan çıkmamıza müsade etmişti. Ve ben o paranın tek kuruşuna kadar benden misliyle çıkacağını adım kadar iyi biliyordum.

"Böyle bir şey yapmana gerek yoktu. Gece mesaim bitince burdan kurtulacaktım zaten." Derken sesimi duymak çok zordu. Mahçubiyet ve utancın karışımıyla sesim kısık çıkıyordu.

"Evet, evet. Öyle san. O adamın izni olamadan nefes alamayacaktın, mesainin bitiminden bahsediyorsun. Etrafa baktığında oranın nasıl bir yer olduğunu anlayamayacak kadar aptalsın" dediğinde utancımı yaşamaya devam ediyordum. Sessiz kalıp olduğum yere sindim.

"Hem senin ne işin var öyle bir yerde ?" Diye sorduğunda suçumu bilip susmaya devam edemedim.

"Ya senin ne işin vardı öyle bir yerde ?" Diye sordum ince sesimle.

"Kendimi pazarlatmak için gitmediğim kesin" diyerek ağzımın payını verdikten sonra bakışlarımı ayaklarıma indirdim.

"Sana o parayı geri ödeyeceğim. Yani beni oradan çıkarmak için verdiğin parayı." Dediğimde bakışlarını ön camdan çekip bana çevirdi. Kısa bir bakışından arkasında ki alay dolu gülümsemsinden sonra "Nasıl ödeyeceksin. Bu seferde başka bir barda mı işe başlayacaksın ?" Dedikten sonra damarımda gezinen kan beynime sıçramıştı.

"Durdur şu arabayı !" Diye bağırıp sürmeye devam ettiği arabanın kapısını açmak üzere harekete geçmiştim ki yanında ki düğmeye basıp benim kapım dahil arabada ki tüm kapıların kilidini kapatmıştı. Şaşkınlıktan ağzım açılırken kafasında gezinen kırk tilkinin kuyruklarını bağlamak için bir şeyler düşündüm. Sırt çantamı kucağıma alıp içinde ki para dolu zarfımı çıkarttıktan sonra kucağına fırlatıp "Aç şu kapıyı" diya bağırdım.

Arabayı sağa çekip durdurduktan sonra kucağında ki bir kısmı zarftan saçılmış parayı eline alıp ortalama miktarı hesaplamaya çalıştı. Kısa bir süre sonra zarfı tekrar bana uzatıp yola bakarak konuşmaya başladı.

"Senden para almadan borcumu kapatacaksın" dediğinde anlamaz gözlerle bakmaya başladım.

"Ne demek bu şimdi ?"

"Şu demek, senden para almayacağım. Ama seni satın aldığım için bana ait birisi gibi isteklerimi yerine getirceksin" dediğinde bende ki tüm kayışlar kopmaya başlamıştı.

"Bana bak , orada saçma bir iş bulaştım diye beni o kolunun altına aldığın çakma sarışınlara benzetme. Orada o gövde gösterisini yapıp adamlık tasladıktan sonra o yerden çıktığımız gibi benden onların istediklerini istemeye kalkarsan gebertirim seni " diye bağırıp diğer tarafında kalan kilit düğmesine üzerinden eğilip ulaşmaya çalıştım. İşaret parmağını alnıma bastırıp başımdan ittirerek üzerinden uzaklaştırdıktan sonra " O saçma düşüncelerle bulanmış zihnini temizle önce sen. İstediklerimi yapacakson dediğim an cinselliğe ineceksen bana hava hoş. Ama beni tahrik ederek hedefimden sapmaya çalıştırman hilebazlık oluyor. Yani kast ettiğim şu, evime hizmetçi alacaktım. Ve bakıyorumda eline toz bezi çok yakışır." Derin bir nefes alıp soktuğu lafın hiseettirdiği utançla daha da sindim.

Free || T.O.PWhere stories live. Discover now