1.0

232 31 6
                                    

Bölüm Şarkısı:  Taeyeon- Why

İki adet çatalıda servis tabaklarının yanında ki yerlerine yerleştirdikten sonra uzun süredir uyuyan Seung Hyun'u uyandırmak için koltuğa doğru ilerledim. Dün gece o barda ki hâla hangi kafayla yaptığını bilmediğim olaylardan sonra eve geldiğimizde yine ben yatağımı kimse ile paylaşmam muhabbeti yapıp küçücük koltukta beni sıkıştırarak uyumuştu.

Tam uyandırmak için sesleneceğim sırada çalan kapı bu düşünceyi erteleyip kapıya doğru ilerledim. Açtığım kapıdan sonra tam karşımda Kore'ye geldiğim ilk günün sabahı karşılaştığımız Seungri'yi gördüğümde bana samimi bir şekilde gülümseyerek bakmıştı.

İçeri geçip koltukta yatan Seung Hyun'u gördüğünde kıkırdayıp "Yatağını hâla kimse ile paylaşmıyor değil mi ?" Diye sorduğunda utancımdan kızarmıştım. Hafifçe başımı onaylarcasına salladım.

"Çok farklı bir karaktere sahip, cins bir kişiliği var. Her neyse sen fark etmişsindir zaten." Dedikten sonra yanımdan uzaklaşıp salondan çıktı.

Tavada duran krepi, ki nasıl yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok. Tamamen internette ki tarife göre yaptım, dolaptan bulduğum büyük bir servis tabağına koyacağım sırada ensemde hissettiğim nefes ile irkilip arkamı döndüm.

Uyku mahmurluğu ile şişen gözleri ve birbirine karışan saçları ile nefes kesen güzelliğe sahip Seung Hyun ile göz göze geldiğimde geri geri gidip tehlikeli sularda yüzen mesafeyi açmak istedim. Ki kalçamın çarptığı tezgah yüzünden mümkün olamadı. Attığım bir adımı hemen kapatıp üzerime doğru eğildikten sonra iki elini de belimin yanlarından tezgaha yasladı ve mesafeyi indirgedi.

Bakışlarımı başka bir yöne çevirip "Gü.. Günaydın. Kahvaltı hazır istersen masaya geç"dedikten sonra gözlerime boş boş bakıp suratını iyice yüzüme yakınlaştırdığında "İyi, yeriz" dediğinde kolları arasından çıkmak için hamle yaptığımda kolları arasından çıkabilmem mümkün değildi.

Üzerime gelmeye devam ettiğinde ellerimi omzuna yaslayıp ona engel oldum. Bu davranışlarından rahatsız olduğumu fark ettiği için mi sürekli adlandıramadığım hareketlerini yapıyordu bilmiyorum ama bir an önce kendine gelmeliydi yoksa sert bir tokatım suratına her an inebilirdi.

Boş gözlerle suratına bakarken bir anda burnumun ucuna öpücük bırakan dudakları ile gözlerim istemsiz olarak kendiliğinden kapanmıştı. Ellerimi nereye koyacağımı bilemeyip heyecanlandığımda dudaklarıma yalayıp derin bir nefes aldım.

"Sabah sabah şu garip davranışlarını at bi üzerinden. Git elini yüzünü yıka. Benim dışarıda işlerim var" dediğimde kaşlarını çattı. Evet böylesine güzel anları bozmak gibi huylarım vardır.  Geri çekilip mesafeyi araladığında tezgahta duran peynir tabağından bir dilim peyniri ağzına atıp "Ne işiymiş. Bildiğim kadarıyla bu evden başka bir yerde işin yok. Haksız mıyım ?" Diye sorduğunda gözlerimi devirdim.

Seungri, diğer odadan çıkıp kahvaltıyı hazırladığım masanın önünde ki bar taburesine oturduğunda Seung Hyun ve bana pis bir sırıtış ile bakıyordu. Peynir ve krep tabağını alıp masaya koyduktan sonra bardaklara portakal suyunu doldurmuştum.

Genel olarak sabahları iştahım fazla olmuyordu bu yüzden masaya oturmamayı tercih ettim. İkiside kahvaltılarına başladıklarında Seung Hyun portakal suyunu içmek yerine aç karnına sigara içmeyi tercih etmişti. Onu dikkate almayıp valizimi koyduğum küçük ve eşyasız odaya doğru ilerledim. İçerisine girdikten sonra kapıyı ardımdan kilitleyip kot şortumu ve kırmızı siyah kareli gömleğimi giyip uçlarını göbek deliğimin üstünde bağladım.

Free || T.O.PWhere stories live. Discover now