1.7

194 28 13
                                    

Bölüm Şarkısı: Taeyang- 1AM

Tüm asaleti ile sadece arabasının kaportasına yaslanmış anlayamadığım bir ifadesi ile bakışları tam karşısında duran Hyung Woo ve benim üzerimde gelip gidiyordu.

Sıkılmış olacak ki yaslanmayı kesip dik durarak "Olman gereken yerde ol " dedi ve arabasının etrafından dolaşıp kendi arabasına bindi. Alt dudağımı yalayıp avucumu yumruk yaparak Hyung Woo'ya döndüğümde olanları kavramış gibi bir hali yoktu.

"Büyük bir yanlış anlaşılmadan bahsettiğimi hatırlıyorum. Bu olanlar ne oluyor. Sadece elbisenin sana yakıştığını söyledim ve bu güzel halinle kimi beklediğini sordum, değil mi ?" Diye sorduğunda olanları tamamen yanlış yorumladığımı ve tüm suçun bende olduğunu anlamam uzun sürmedi. Hyung Woo'yu bir anda karşımda gördüğümde ve onun ucu açık sorularını kendimce yorumlamıştım.

"Kusura bakma gerçekten. Yanlış anlaşılma" dedim ve hızlı adımlarla Seung Hyun'un yam tarafına oturdum.

Bana kısa bir bakış atıp arabayı çalıştırdı. Suçumu bilip sessiz kalmakta kararlıyd zira yanımda ki adam patlamak üzere olan canlı bombadan farksızdı. Alt dudağımı dişleyip daha da artan suratimize karşı önlem almak için emniyet kemerime asıldığım sırada ani yapılan frenle cama yapışmamak için ellerim ile torpido gözüne tutundum.

Yüzüme doğru savrulan saçlarım ifademi kamufle ederken alttan bir bakış attım Seung Hyun'a. Alnını kalın ve uzun parmakları ile sertçe ovuşturuyordu.

"Özür dilerim, bu defa hata bende ama sencede abartmıyor musun ?" Diye sorduğumda elini alnından çekip gözlerimin en derinine kadar anlamlı ve ürkütücü bir bakış attı ki sorduğuma pişman etti.

"Sana ömrü hayatında ilk ve son kez güzel bir randevu vaad ediyorum sende o adamın arabasına biniyorsun ve ben saçmalıyorum. Öyle mi ?"

"Laflarımı çarpıtma abartıyorsun dedim saçmalıyorsun demedim !" Sesim istemsizce yüksek çıktığında durgun bir şekilde yüzüme baktı.

"Değişiyorsun"

Bu sefer kaşlarımı çatma sırası bendeydi.

"Ne demek 'değişiyorsun' ?" Diye sordum.

"Ben benliğimden ödün verdikçe bana karşı olan tavırların değişiyor. Daha fazlasını istiyorsun"

" Sen benliğinden ödün veriyormuşsun ama benim benliğim senin yüzünden kayboldu. Bu değişmek mi ?"

"Seni tanıdığım ilk günlerde ki benim için gururunu utanma duygusunu geri plana atan kız yok artık"

"Ben hiç bir zaman o dediklerini geri plan atmadım sırf ikimiz için o tavırlarını görmezden geldim" derken sesim kırgın çıkıyordu.

Kısa bir sessizliğimizin ardından bedenini oturduğu yerden tamamen bana doğru çevirip dizimin üzerinde duran elimi hafifçe kavrayıp dudaklarına bastırdı.

"Ben o kıza tutuldum ama " dediğinde oturduğum koltukta eriyip gitmekten korkuyordum.

Gözlerimi kapatıp derin bir soluk aldıktan sonra yelkenlerimi derinliğini bilmediğim sulara indirmemek için kendimle savaştım.

"Senin dediğin gibi sana karşı gururumu ve utanma duygumu göz ardı edersem bir kukla veya köleden hiçbir farkım kalmaz." Dedim.

"Uzatmak istemiyorum. Hyung Woo'dan uzak dur. Cevap vermene gerek yok. Ve benim yanımda olmaya devam ettikçe bu cümlemi asla çiğneyemezsin tamam mı ?"

"Meraklısı değil zaten " dedikten sonra elimi avucundan çekip arkama yaslandım. Memnum bir ifade ile tekrar arabayı çalıştırdı.

"Bende yemek yiyecek iştah kalmadı bana gidelim" dedikten sonra evine doğru giden yola saptı.

Free || T.O.POnde histórias criam vida. Descubra agora