Onlar konuşurken. Burak ve Emir de gelmişti. Konuyu öğrenince onlarda sohbete dahil olmuştu. Burak yarışmalarla ilgili anılarını anlatmaya başlamıştı.

Canan anlatılanları duyunca yarışmanın neden bu kadar önemli olduğunu anladı. Mert ve Burak'ın arası önceden bozuk olduğu için kıyasıya rekabet vardı. Ama şimdi araları düzeldiği için neler olacağını herkes çok merak ediyordu.

O konuşmanın ardından birkaç gün geçmişti. Canan kamp için gerekli her şeyi yanına almıştı. Son kontrolleri yaparken telefonun mesaj sesiyle dikkati dağılmıştı.

"Hazır değil misin daha?"
"Hazırım canım. Şimdi geliyorum."
"Tamam bir tanem."

Canan Burak'ın bekletilmekten hoşlanmadığını öğrendiği için hızlıca aşağı inmişti. Burak arabasına dayanmış, onu bekliyordu.

-Çok beklettim mi?
-Hayır. Senin geç hazırlanacağını bildiğim için gelmeden mesaj attım.
-Çok kötüsün Burak. Seni beklettim diye koşa koşa geldim.
-Evet. Doğru bildin. Ben kötülükler prensi Burak Özkaya. Hadi gidelim artık.

Canan Burak'ın o cümlesine yol boyunca gülmüştü. Çünkü Burak'ın öyle bir insan olmadığını biliyordu.

Kamp yerine gelince uygun park yeri arayıp arabayı park etti. Sonra arabadan eşyaları alıp diğerlerinin yanına gitmek için kamp alanının yolunu tuttular.

Mert, Emir ve Ezgi önceden gelmişti. Mert ve Emir çadırları kurmuşlardı bile. Ezgi ve Canan birlikte yatakları için çadırları çok büyük değildi. Ama Burakgil 3 kişi kalacağı için çadırı büyük almışlardı.

Burak park alanına göz gezdirirken Kerem'i çadır hazırlarken gördü. Kardeşi Duru da ufak tefek işleri yapıyordu. Onun gelmesi ne kadar sinirini bozsa da okul kampı olduğu için umursamamaya karar verdi.

Çadırların hepsi kurulunca kamp alanı küçük bir köy yeri gibi olmuştu. Rengarenk çadırlar ve büyük kamp ateşi tam bir görsel şölen sunuyordu.

Herkes hazır olunca kamp sorumlusu gelip bu dönem ki kamp etkinliklerinden bahsetti. Pek değişen bir şey yoktu. Tek değişen Mert, Burak'la yarışmayacağını söylediği için grup etkinliklerinde yer almıştı.

Ama asıl şaşırtan teke tek müsabakalarda Burak'ın rakibinin Kerem olması. Bu herkesi her ne kadar şaşırtsa da yarışmalar eğlenceli olacağı için sonuç herkesin hoşuna gitmişti.

Kerem'in Burak'a rakip olmasının nedeni onun sabrını denemek istemesi. Burak'ın Canan'ı koruyup koruyamayacağını görmek istemeseydi.

Konuşma ve yemekten sonra herkes çadırlarına çekilince Ezgi ortalıkta kimse olmadığından iyice emin olunca Canan'ı zorla uyandırdı.

-Canan hadi kalk!
-Ne oldu?
-Hadi yüzmeye gidelim.
-Ne yüzmesi ya? Gitmesek.
-Olmaz. Herkes uyurken gölün tadını çıkaralım.
-Hadi biri görürse?
-Merak etme. Bir şey olmayacak. Hem çok durmayız.
-İyi, tamam.

Canan ve Ezgi hazırlanırken Buse konuşmayı duymuştu. Canan'ı rezil etmek için eline fırsat geçmişti. Canan kapalı olduğu için mayoyla onu başkalarının görmesi Canan'ı yerin dibine sokacaktı.

Kamptaki herkese toplu mesaj atıp gölün etrafına gizlenmelerini istedi. Herkes merak ettiği için denileni yaptı. Herkes elinde feneri kapalı bir şekilde beklemeye başladılar.

Birkaç dakika sonra Canan ve Ezgi geldi. Ezgi mayo giymişti. Canan haşema giymişti.

Gelen işaretle herkes fenerini açınca Canan ve Ezgi neye uğradıklarını şaşırdılar. Herkes Canan'ı öyle görünce gülmeye başladılar. Canan bu duruma ağlamaya başlamıştı. Ama hareket edemiyordu.

SEN BENİMSİN ⚠Kısa Bir Ara Verildi.⚠Where stories live. Discover now