41. Şekerli Kahve / Düzenlendi

13.3K 822 86
                                    

-YAREN-

"Yanlışım yoksa sana erken uyu demiştim!"

Sevim'in azarlayıcı sesi suratımın olduğundan daha da asılmasına neden olurken, elindeki rahatsız edici pudrayı yanağıma sertçe bastırdı. "Asma suratını!" dedi. Ne durumda olduğumdan haberi yoktu tabi. Bünyem bu kadar heyecanı kaldıramıyordu işte!

"Biraz sakin olmayı dener misin?" dedi bu sefer. Geri çekilerek önümde eğildi. Bacaklarımın üzerinde duran, soğuk terler döken ellerimi sımsıkı tuttu. "İsteme günü kalp krizi geçiren ilk gelin adayı olarak tarihe geçmeni istemiyorum!" Sevim'in suratındaki alaylı ifadesine gülmekle yetinerek kafamı salladım.

"Elimde değil Sevim. Çok heyecanlıyım bir de şey.." dedim ve sustum. Heyecanımın yanı sıra aklım Sinan ve Narin'deydi. O günkü olaydan sonra Sinan'dan tek bir haber bile alamamıştık. Narin ise hayata tamamen küsmüş gibiydi. Bugün yanımda olmasını her şeyden çok istemiştim ama o pek ılımlı bakmamıştı bu fikre.. 'Kimsenin huzurunu kaçırmak istemiyorum Yaren!' demişti..

"Sence Narin nasıldır?" diye mırıldandım aynadaki yansımama bakarken. Sevim'in eli bir süre hareketsiz kalırken, "Toparlanacak!" dedi ve işine devam etmeye başladı.

"Yanımda olmalıydı.." dedim. Sesim titriyordu. Sanırım ağlayacaktım. Bunu fark eden Sevim hızla geri çekildi ve omuzlarımdan tutarak hafifçe sarstı. "Sakın!" dedi sertçe. "Sakın ağlama! Bugün ağlamak, üzülmek ve kendi mutluluğundan başka bir şey düşünmek yok!"

Bu bencillikti! Ben öyle biri değildim! Onlar benim kardeşimdi ve onların mutsuzluğu karşısında nasıl mutlu olabilirdim?

Bir süre sonra makyajımı bitiren Sevim yaptıklarından memnun olurcasına ellerini birbirine çarptı. "Harika oldun bebeğim! Saçlarını da yaptık mı tamamdır!" dedi o esnada kapım bir kere çaldı ve yavaşça açıldı. Gözlerim gördüğüm kişi karşısında kocaman aralanırken, oturduğum yerden adeta fırladım.

"Narin.. Geldin!"

Narin, suratına küçük bir gülümseme bıraktı ve aheste tavırlarıyla beni inceledi. "Çok güzel görünüyorsun.." dedi çatallı çıkan sesiyle. Sesindeki acıyı iliklerime kadar hissederken, elini geçiştirircesine savurdu. "Düşündüm de, saçlarını yapabilirim. Malum bir süre kuaförde çalışmıştım. Elimden geldiği kadar artık.."

Güçlü durmaya çalıştığı her halinden belliydi. Gelen teklifini tabi ki geri çeviremezdim ama öncelikle ona olan borcumu ödemeliydim. "Özür dilerim Narin.. Hepsi benim suçum. Seni oraya hiç göndermemeliydim.." dedim bir solukta. Narin bu dediklerimi kabul etmeksizin kafasını iki yana salladı ve ellerimi yakalayıp var gücüyle sıktı.

"Özür dileme lütfen. Senin bir suçun yoktu.. Kimsenin suçu yoktu.." Gözlerine anında biriken yaşları boynunu bükerek saklamaya çalıştı. Derince bir nefes soludu. Sımsıkı bastırdığı dudaklarını yavaşça araladığında titrek sesi usulca süzüldü. "Aslına bakarsan bana en başından beri anlatmaya çalıştığı kişiliğiyle tanıştım. O ne kadar anlatmaya çalışsa da sanırım ben onun o tarafını kabullenmek istemedim. Kafamda hep bambaşka bir adam oluşturdum. Kabullenmek bu yüzden zor oldu.."

"O kötü bir adam değil Narin.."

Evet, bundan aylar önce tek düşmanım olan Sinan Aslan'ı şuan savunan bendim! Lakin hiç kimse göründüğü gibi değildi.. Bunu geçte olsa anlamıştım. Eninde sonunda Narin'de anlayacaktı. Bakışlarında alaylı bir tını yakaladığımda, "Ne gördün bilmiyorum ama.." diye devam ettiğimde alaylı bakışlarına gülüşü de eklendi.

"Ne mi gördüm?" diye sordu. Gülüşü büyüdü. "Bana dokunmaya bile kıyamayan adam o elleriyle birinin canını aldı Yaren! Hem de bir hiç uğruna!"

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin