38. Abant / Part 2 / Düzenlendi

13K 989 154
                                    

Gecenin karanlığına içli bir nefes bıraktı adam. Haram olan uykuları bu gecede yapışmıştı yakasına.. Halbuki, bir umut uyuyabileceğini düşünmüştü kadınının yamacında.. Tabi umudu her zamanki gibi yerle bir olmuştu Narin'in sadece iyi geceler dileyerek odasına çekilmesiyle..

Bütün gün yaşadıklarını hatırlayınca suratında bir gülüş oldu belli belirsiz. Elindeki sert dala çakısını sürterek yüzeyini soydu. Bir kez daha yaptı aynı işlemi.. Ona göre terapi böyle olurdu. Bakışlarını ayaklarına çevirdi. Bütün gün Narin onu toprağa bastırmış, kendince terapi uygulamıştı. Başta tuhafına gitse de, belki de geçirdiği en huzurlu iki saati geçirmişti genç adam.. Hiç unutmayacağı anları tekrar hatırlarken, suratına yabancı duran gülüşü daha da büyüdü..

Çıplak ayaklarını çimenlerin üzerinde her hareket ettirmesinde suratında kocaman bir gülümseme peyda oluyordu. Onu izleyen gözler ise bir o kadar memnundu bu seyirden. Ne yaptığını merak eden Sinan, aklına gelenlerle birden kaşlarını çattı. Havalar henüz o kadar da ısınmamıştı. Toprak bu mevsimlerde hala soğuk olurdu. Adımlarını hızlandırdı ve sessizce kızın yanına kadar geldi.

"Hasta olacaksın!" dedi sert çıkan sesini hiç düzeltme gereği duymadan. Narin, ansızın duyduğu sesle irkilerek tek gözünü açtı. Tepesine dikilen adamın suratsız haliyle diğer gözünü de açtı.

"Şu suratın.." dedi ve sustu.

Sinan gerildi. "Ne varmış suratımda?" diye sordu.

Narin omzunu çekti. "Hiç can yok!" dedi çokbilmiş gibi bir tavırla. "Ve buna sebep olan şeyi biliyorum."

Tek kaşı havalandı genç adamın. "Neymiş o acaba küçükhanım?" diye sordu. Narin dudaklarını büzerek, "Tabi ki, vücudundaki negatif elektrik!" yanıtını verdi.

Kızın yanıtından memnun kalmayan Sinan, anlamsızca kaşlarını çattı. "Negatif elektrik mi?"

"Evet! Hani insanları tek bakışınla bile çarpmana yarayan, sürekli öfkeli dolaşmanı sağlayan ve ben inanılmaz tehlikeliyim sakın bana bulaşmayın ibaresini sakladığın yüz hatlarında dolaşan, gereksiz elektrikten bahsediyorum.."

Sinan şaşkın bir halde gözlerini araladı. Narin'in soluksuz cümle kurmasına daha önce hiç şahit olmamıştı. "Serin gel yavrum.." dedi hala şaşkın bakışlarıyla. Narin anlamadım dercesine baktığında, "Nefes al yani.." diye açıkladı.

Genç kız kıkırdadı. "Normalde bu kadar konuşmam ama bol oksijen çarptı sanırım.."

Onu her haliyle kabul eden adam için bu durum çokta dert değildi. Ona göre her haliyle muhteşem bir kadındı.. Bakışlarındaki o derinlik daha da boyut kazanırken, tekrar kaşlarını çattı. "Ciddiyim Narin! Hasta olacaksın, kalk şuradan!" dedi emir verircesine. Narin halinden gayet memnundu. Bunu belli edercesine omzunu çekti.

"Olsun. Hasta olmaya alışkınım ben.. Hem bu anın tadını çıkartmak istiyorum." Genç kız gülümseyerek yanındaki alanı kafasıyla işaret etti. "Hadi sende otur!"

Sinan, bir Narin'e baktı, bir gösterdiği yere.. Onun için yere oturmak mesele değildi. Tek düşündüğü kadınının topraktan soğuk çekip, hasta olmasıydı. Narin yanında bir hareketlilik olmadığını hissedince tekrar açtı gözlerini. Ellerini ceplerinden çıkartmadan hala ayakta duran adamı görünce, "Pekala, oturma öyle bekle tepemde!" dedi sinirle. Bu adamın olumsuz yaklaşımlarını yok etmenin bir çözümü yok mu acaba diye düşündü. Niye bu kadar inat ettiğini hala anlamış değildi. Aldığı ani bir kararla ayağa kalktı. Ellerini birbirine sürttürdü.

"Bende böyle beklerim o zaman!" dedi kısılan gözleriyle.

Bu tavrıyla adamın gönlünü bir kez daha fethettiğinden bihaberdi. Çünkü Narin'in öfkelenmesi, en az kendi ateşlemesi kadar hoşuna gidiyordu. "Yoksa benimle inatlaşıyor musunuz Narin hanım?" diye sordu alayla.

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin