16. Okulda Bir Gece

En başından başla
                                    

Kerem, Canan kelimesini duyunca dikkat kesildi. Çünkü Canan'ı ilgilendiren her şey onu da ilgilendirirdi.

-Sonra ne oldu?
-Bana karşı çok kırıcı olmaya başladı. Sanki Canan'a olan sinirini benden çıkarıyordu. Bugün yaptığı ise bardağı taşıran son damla oldu.
-Ne yaptı?
-Herkesin içinde aşağıladı beni. Beni aşağılamasına alıştım. Ama bugün yaptığı hepsinden ağır oldu. Duygularımla alay etti. Biliyorum çok kötü bir şey sevdiği insanı başka bir kızın yanında görmek ama çok abarttı bunu artık.
-Seni anlıyorum. Yaptığı çok yanlış bir şey ama biraz sanki ona bunu yapabilmesi için sen ona çok fazla taviz vermişsin. Bence senin için en doğrusu bu arkadaşlığı uzatma artık.
-Doğru çok taviz verdim. Bu yüzden aptalın tekiyim.
-Hayır öyle düşünme!
-Ama bu çok doğru. Buse'yi tanımadan önce de böyleydim. Safın tekiydim. Bu yüzden herkes beni kullanırdı. O yüzden güçlü görünmek istedim hep. Kimsenin beni kullanamayacağı korkulan biri olmak istedim. Bu yüzden yakın arkadaş olarak kendime Buse'yi seçtim. İstediğim gibi biri de oldum. Kimse beni kullanamıyordu. Herkes benden korkuyordu. Çünkü herkes Buse'nin yapacaklarından çekiniyordu. Ama bu süreçte onun beni kullanmasına izin verdim.
-Her ne kadar hayat şartları seni bu duruma seni itmiş olsada sen kimsenin kuklası ya da oyuncağı değilsin. Bunu unutma. Her ne olursa olsun. Her şeye rağmen güçlü ve ayakta olmalısın. Sen böyle yaparsan bir şekilde seni mutlaka sindirirler. İster saf ol ister olma. Sen ne kadar güçlü ve korkusuz durursan insanlarda sana o kadar saygı duyar. Yoksa sana yanındaki insanlardan dolayı saygı duymaya devam ederler.

İnci Kerem'den bu cümleleri duyunca ister istemez yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Kerem ne kadar haklı olursa olsun. Onun karşısında oturup ona öğütler vermesi bile İnci'ye kötü her şeyi unutturmuştu.

Kerem'in ona verdiği öğütler onun önünde yeni ufuklar açmaya başlamıştı. Kim bilir günün birinde belki aldığı bu cesaretle ona açılabilirdi.

-Sonuna kadar haklısın. Ama işte o zaman çocuktum. Şimdi büyüdüm. Her şeyin farkına varmaya başladım. Ama Buse'yi bu kadar kolay bırakıp gidemem. Zaten durumu kötü ben gidersem iyice kötü olur. Benden başka arkadaşı da yok. Hem arkadaşlar birbirini yarı yolda bırakıp gider mi hemde en kötü zamanında?

Kerem onun bu sözlerine gülümsemişti. Her ne kadar saf biri de olsa arkadaşlık kavramını iyi biliyordu.

İnci onun gülümsediğini görünce daha da mutlu olmuştu. Ama gözlerindeki üzüntüyü görmüştü. Nedenini çok merak etmişti.

-Peki sen iyi misin?
-Evet, iyiyim. Dışarıdan kötü mü gözüküyorum.
-Evet, kötü gözüküyorsun. Bir sorun mu var?
-Aslında iyi değilim. Aklım Duru da kaldı.
-Ona kötü bir şey mi oldu?
-Hayır, Allah korusun! Burada kilitli kaldım yanında değilim. Nasıl olduğunu bilmiyorum.
-Yanında birisi yok mu?
-Aslında yanında onunla ilgilenen hemşire var. Ama yinede içim rahat değil.
-Yanında birisi olduğu halde seni tedirgin eden şey ne?
-Duru'nun durumu iyiye gitmiyor. Yıllardır ilaç tedavisi görüyor. Ve artık vücudu bunu kaldırmıyor. Yani her an ona bir şey olabilir. Sağlığı, durumu daha da kötüye gidebilir. O yüzden her zaman yanında olmak için uğraşıyorum. Ve bu gece yanına gidemiyeceğim.
-Onun için çok üzüldüm. İlaç tedavisi dışında başka bir şey yapılamıyor mu? Ameliyat olamıyor mu?
-Hayır, yapılamıyor. Yıllar önce böbrek nakli de yapıldı. Ama vücudu böbreği reddetti. Yani kısacası ilaç tedavisi dışında başka bir çözüm yok. Ama ilaçlar onu daha da kötü yapıyor. Karaciğeri iflas etme noktasına geldi. Bünyesi iyice zayıf düştü. Artık bununla savaşacak gücü kalmadı. Bunun farkındayım.
-Şu an ne diyeceğimi bilmiyorum. Ne desem de boş senin için. Söyleyeceklerimi defalarca başkaları söylemiştir. Ama elimden gelen bir şey olursa ne olursa olsun yardım etmek isterim.
-Çok teşekkür ederim. Bunları demen bile yeterli benim için.
-Rica ederim. Lafı bile olmaz. İnan!

SEN BENİMSİN ⚠Kısa Bir Ara Verildi.⚠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin