12. Emirden Beklenmedik Davranışlar

Start from the beginning
                                    

Burak yolu tarif etti. Ezgi Canan'dan çantasını istedi. Çantasından bir ilaç şişesi çıkartıp içti. Böyle durumlar için ilacını hep yanında taşırdı. Küçüklüğünde ülser teşhisi konmuştu. Ama yine de dayanamayıp acıyı yiyordu.

-Ezgicim, canım arkadaşım iyi misin?
-İyiyim, iyiyim. Ülserim var. Dayanamayıp acıyı yiyince ağrı yaptı. İlacımı içtim şimdi geçer.
-Baştan söylesene bizde yemeği ona göre yapardık.
-Ne bileyim ya. Aklıma mı geldi.
-Emir siz gidin biraz hava alsın.
-Aynen siz gidin açık hava ve yürüyüş iyi gelir belki.
-Tamam. Hadi Ezgi gidelim. Dur yardım edeyim.
-Gerçekten gerek yok ama teşekkür ederim.

Emir ve Ezgi göl kenarında yürümeye başladı. Ezgi Emir'e bakınca ifadesinden iyi olmadığını anladı.

-Midesinde ülseri olan benim ama sen benden kötü durumdasın.
-Öyle mi gözüküyor?
-Evet.
-Oturalım biraz istersen.
-Peki.
-Bak bilmiyorum ama seni öyle görünce kendimi kötü hissettim.
-Neden? Senlik bir şey yok ki ortada.
-Nasıl benlik bir şey yok ortada Ezgi?
-Evet, yok. Sonuçta sevgilin değilim. Arkadaşınım sadece. Hem ortada kızılacak bir durum yok.
-Doğru, sevgilim değilsin. Ama olmayacağın anlamına da gelmiyor. Rahatsızlığını bilmiyorum. Hadi başka bir şey olsaydı. Burda şehirden uzakta ormanda ben bir şey yapamasaydım sana bir şey olsaydı. Ben mutlu olmaya devam edip yoluma mı devam edecektim.
-Şeyyy, biraz yavaş bunları anlamakta zorlanıyorum. Hem ben sana öyle bir şey demedim.
-Demedin ama ima ettin Ezgi.
-Seni kırdıysam kusura bakma. O kadar zaman ümitsizce seni sevdikten sonra senin böyle davranman bana ağır geldi.

Emir Ezgi'nin karşısına geçip elini iki avcunun arasına alıp,

-Ne yaşadığımı biliyorsun. Sana güvenmek istiyorum. Ve öyle bir şey yapmayacağını, beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyorum. Ama kendimden seni kırmayacağımdan emin olmak istiyorum.

Ezgi önce Emir'in ellerine baktı. Sonra ellerine çekip ona sarıldı.

-Ne yaşadığını biliyorum. Ve bu en az seninki kadar canımı yakıyor. Senin üzülmen beni de üzüyor. Sorun değil ben bu kadar zaman seni bekledim şimdi de senin hazır olup bana gelmen için beklerim. Sen bana bunları söyledikten sonra ömrümün son günü geleceğini bilsem de beklerim.

Bunları duymak Emir'in içini o kadar rahatlatmıştı ki oda Ezgi'ye sımsıkı sarıldı.

"Ah, Ezgi'm keşke daha önce karşıma çıkmış olsaydın. Şimdi sana bunları yaşatıyor olmazdım. Beni ne kadar çok sevdiğini ve beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyorum. Ama seni üzecek bir şey yaparsam kendimi affetmem. O yüzden kendimden emin olmam lazım."

Telefonun sesiyle sessizlik bölünmüştü. Burak arıyordu.

-Efendim kardeşim.
-Ne yapıyorsunuz. Canan Ezgi nasıl oldu onu merak ettiği için aradım.
-Göl kenarında oturuyoruz. İyi biraz daha şimdi.
-Tamam o zaman. İyi olmasına sevindim. Biraz daha yürüyecek misiniz yoksa gelecek misiniz?
-Bilmiyorum da bir şey mi oldu?
-Alınacak birkaç bir şey vardı da onu alabilir misin?
-Tabi kardeşim. Geliyoruz.

Emir telefonu kapatınca Ezgi konuşulanlardan hiçbir şey anlamadığı için,

-Ne oldu? Bir şey mi olmuş?
-Yok Canan seni merak etmiş. Bir de alınacak birkaç bir şey varmış. Onu almaya gideceğim.
-Tamam anladım.
-Hadi gidelim.
-Peki.

Emir ve Ezgi içeri girince,

-Geldiniz mi kardeşim? Aslında seni böyle zoraki getirmezdim. Ama akşam için burayı hazırlayacağım.
-Yok kardeşim. Önemli bile değil. Ne alınacak?
-İşte bunlar. Yakında bir benzinlik var yol üstünde ordan alıp gelirsin.
-Evet hatırladım. Tamam gidip gelirim.
-Emir Ezgi de seninle gelsin. Belki ihtiyacı olan bir şey varsa alır.
-Tamam yenge.
-Şu yenge kelimesine alışamadım gitti.

SEN BENİMSİN ⚠Kısa Bir Ara Verildi.⚠Where stories live. Discover now