21. Fırtına Öncesi Sessizlik/Düzenlendi

Start from the beginning
                                    

Son zamanlarda Yaren'in tuhaf davranışları sinirlerimi ciddi anlamda bozsa da, bu duruma elimden hiçbir şey gelmiyordu. Bana karşı harikaydı fakat ne zaman bir yerlere gitsek diken üzerindeymiş gibi davranıyordu. Paranoyak tavırlarına neden olan durumu öğrenmem gerektiğini biliyordum ama nasıl öğrenecektim onu bilmiyordum. Tek bildiğim şey, tavırlarının sebebinin çıktığı yolun sonunda Sinan Aslan'ı bulacak olmamdı. Kıskançlık damarlarımda dolaşan kan gibiydi. Adamın adını bile zikretmesine tahammülüm yoktu. Okuldan arkadaşı olduğunu söylüyor ve beni her seferinde susturmayı başarıyordu. Kabullenemiyordum işte! Bunu anlamak çok mu zordu?

Yaren'i görme isteği anında bütün bedenimi ele geçirirken, hiç vakit kaybetmeden oturduğum yerden kalktım. Bu gidişle onu tekrar odama geri taşıyacaktım! Koridorda hevesli bir halde yürürken odasının önünde elinde çiçek buketiyle duran adamı görmemle duraksadım. Elif, karşısındaki çocuğa hararetli bir şekilde bir şeyler diyordu. Genç adam etrafına bir bakış atarak kafasını salladı. Olaya müdahale etme isteğim beni ele geçirirken, yaklaştıkça Elif'in kurduğu cümleyle benliğimi kaybettim.

"Bakın Yaren hanım bu çiçekleri kabul etmiyor. İsimsiz çiçekleri bir daha getirmenizi istemiyor. Size daha önce de belirttim."

Elif'in gözleri beni bulduğunda kocaman aralandı. Yakalandığının belirtileri olarak nefesini bile tuttuğunu anladım. Genç adamın tam arkasındaydım ve neler olduğunu sormama gerek kalmadan beni yanıtladı.

"Valla abla ben paramı alıp işimi yapıyorum. Yaren hanım ister kabul etsin, ister etmesin! Gerisi size kalmış!"

Cebimden çıkarttığım bir miktar parayı çocuğa doğru uzatmamla irkilerek önce suratıma baktı. "Al paranı işine dön delikanlı!" dediğimde elimdeki paraya çevirdi bakışlarını. Elindeki çiçeği gösterip, "Bunu ne yapayım?" dedi. Sertçe elinden çektiğim buketten kurtulan çiçekler etrafa yayılırken sinirlerimi büyük bir başarıyla kontrol altına alabildim.

"Sahibine vereceğim!" diyerek kapıyı çalma zahmetinde bile bulunmadan odadan içeriye girdim. Kapı büyük bir gürültüyle ardımdan kapanırken Yaren korkuyla ayağa kalktı. Sadece suratıma baktı. Hiçbir şey demedi. Diyemedi. Suçunu bilen çocuklar gibi bakışlarını kaçırarak kafasını aşağı eğdi. Elimdeki çiçek buketini masasının üzerine doğru fırlattım.

"Seni dinliyorum!"

Çıkan sesimin soğukluğuna ben bile inanamadım. Ceplerime sokuşturduğum ellerimi sıkmaktan kan dolaşımımın yavaşladığını hissediyordum. Yaren titrek bakışlarını suratımda dolaştırmaya devam ederken, canına yandığım dudaklarını birkaç kez araladı. Ne demesi gerektiğini bilmiyormuş tavrı olanca sinirimi daha da körükledi. "Lanet olsun Yaren! Şu gizemli hallerine son ver artık! Son zamanlarda o kadar tuhafsın ki! Korktuğun ne? Kimden korkuyorsun? Bu çiçekleri kim gönderiyor?"

Artarda sorduğum sorularla ses seviyem en yükseklere ulaştı. İçlerinden en azından birine yanıt almayı umut ediyordum. Aklıma gelen kişiyle nefesimi tutarken, ceplerimden çıkardığım ellerimi iki yana doğru araladım.

"Sinan mı?" diye sordum. Yaren'in gözleri şaşkınlıkla aralandı. "O mu yolluyor sana bunları? Arkadaşım dedin! Bak bana doğru söyle Yaren! Bu adam sana.." dediğim anda masanın ardından hızla çıkarak elini susmam için kaldırdı.

"Sus lütfen! Yok öyle bir şey!" diye sertçe çıkıştı. "Sinan benim arkadaşım! Hiç değilse yakın bir zamanda arkadaşım oldu!" dedi. Karışan kafamla anlamsızca kadınıma bakmakla yetindim. Tam önüme gelerek kolumu tuttu.

"Lütfen sakin ol. Rahatça konuşacağımız bir yere gidelim. Söz veriyorum her şeyi en başından anlatacağım."

Sinirle birbirine bastırdığım dudaklarımın uyuştuğunu hissediyordum. Ağzımı açıp tek kelime etmeden, öylece duruyordum. Yaren kolumdaki elinin baskısını arttırdı ve "Lütfen.." diye fısıldadı. Madem başka yerde anlatacaktı, kabul etmekten başka yolum yoktu..

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Where stories live. Discover now