10. Can Sıkan Gerçekler /Düzenlendi

18.8K 1.4K 113
                                    

'Fazla Ciddiyete Almayın Bu Hayatı,

Nasıl olsa İçinden Canlı Çıkamayacaksınız..'

-YAREN-

Harika! Bünyemde ne kadar mutluluk varsa, Sinan'ı görmemle hepsi beni terk etti! Adamdan korkan sadece ben değildim. Zaten söz konusu Sinan Aslan ise, dünya üzerinde korkmayacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yolun karşı tarafında arabasına yaslanmış, bir eli cebinde, diğer eli dudakları arasındaki sigarasını tutuyordu. Gözlerimin içine hadi gelsene yanıma dercesine bakmaya devam ediyordu. Ve elim hala arabanın kapısındaydı. Şimdi taksiye atlayıp kaçabilirdim. İzimi kaybettirebilirdim. Kafamdaki bütün aksiyon sahnelerini taksicinin kornaya basmasıyla sildim. "Hadi abla! Binecek misin?" Taksiciye saf bir şekilde attığım bakışlarımı Sinan'ın olduğu yere doğru çevirdim. Sinan yerinde yoktu! Çünkü lanet herif yanımdaydı! Ne ara yanıma geldiğini bile anlamamıştım. Taksinin ön kapısını açarak, adamı görecek şekilde eğildi. "Devam et! Küçükhanım benimle!" Sinan taksinin kapısını sertçe kapattı ve bana doğru döndü.

"Hoş geldin! Gözüm yollarda kaldı." Ne zaman geleceğimi, nasıl biliyor gibi aptalca düşüncelerim suratıma yansımış olacak ki, kısa bir kahkaha attı. "Dur tahmin edeyim! Bugün geldiğini nereden bildiğimi düşünüyorsun öyle değil mi?" Evet! Suratım her şeyi ayan beyan belli etmişti. Sinirle elimdeki ufak çantanın tutma yerini sıktım. "Ne istiyorsun Sinan? Gördüğün gibi, on günlük tatilimi de zehir ettin! Daha ne kaldı?" Az önceki alaylı bakışlarının yerini, öfkeli bir hal aldı. Kolumdan aniden tutup bedenimi arabasının olduğu tarafa doğru çevirdi.

"Konuşmamız lazım! Benimle gel!" Kolumu kenetli ellerinden çektim. Çekmemle kaldım. Hayvan herif nasıl tutuyorsa, kolumu kurtarmayı başaramadım. "Konuşacak bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum Sinan! Sen yine söyleyeceklerini dile getireceksin, ben de her zaman olduğu gibi dinliyormuş gibi yapacağım ve tek kelime etmeden evime gideceğim doğru mu?"

Alayla bakma sırası bendeydi. Kalbim korkudan bayılacak gibi olsa da, dışımdan aslan kesildim. 'Aferin Yaren! Aynen böyle devam et, et ki adam seni şuracıkta boğazlasın!' diyen iç sesimi duymazlıktan geldim. Sinan ciddi bakışlarını hiç bozmadı. "Karşıma çıkan onca kadından birinde, sendeki cesaret olsaydı eğer, çoktan nikahıma almıştım!" Nikah mı? Sesli bir şekilde yutkunuşum adamın kulağına kadar gittiğine yemin edebilirdim. Dudakları iki yana doğru kıvrıldı. "Korkma nikah falan kıymayacağım. Hiç değilse sana!" Kafamda deli soruların savaşı başladı. Sinan'ın nikah kıymak istediği biri vardı ve bu ben değil miydim? Dudaklarımı bir şeyler demek için araladım ama Sinan konuşmama izin vermedi.

"Konuşmamız gerekiyor Yaren. Lütfen benimle gelir misin?" Sinan Aslan, ilk defa emir vermedi. Sinan Aslan, ilk defa lütfen dedi! Kibarlığından kaynaklı tavrına kayıtsız kalamadım. Madem rica etmişti, davetine icabet etmek farz olmuştu. Kafamı usulca tamam anlamında sallamakla yetinirken, beni arabasına yönlendirmesiyle bilinmezliğe ilk adımı attım..

Bir saat öncesine kadar biri karşıma geçse ve Sinan'la bir saat sonra karşılıklı oturup kahve içeceğimi söylese kıymetlimle birlikte gülerek, gerekli yanıtı kendilerine verirdim. Fakat şuan gülemiyorum! Sinan ile karşılıklı kahve içiyorum. Hatta sadece kahve içmekle de kalmadım. Koca dilim çikolatalı pastamdan geriye iki çatallık bir parça kaldı. Ayıplamayın lütfen! Kahveyi sade içmeyi sevmiyor oluşumun suçlusu ben değilim!

Tabağımda kalan son pasta parçasını ağzıma sokuşturduğumda Sinan'ın alaylı ve gülen suratıyla karşılaştım. "Ne oldu? Hiç pasta yiyen birini görmedin mi, sayın Aslan?" Elimdeki çatalı tabağımın kenarına bıraktığımda hafifçe tebessüm etti. "Bana en değerlimi hatırlatıyorsun. O da çok severdi.." Sinan'ın gülüşleri dudaklarında donduğuna anbean şahit olurken, merakla "Kimi hatırlatıyorum?" diye sordum. Sinan'ın gözlerinde özlem yüklü bulutlar, yerini hızla öfke ve intikam duygusuna bıraktı. Soruma karşılık yanıt vermek için çaba gösteriyordu. Derin bir nefes alıp bıraktı. Göğsünde birleştirdiği kollarını çözerek masaya doğru eğilerek dirseklerinden destek aldı.

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin