77. Bölüm

4.8K 347 21
                                    

Hepimiz bir evde toplanmış plan yapıyorduk. Eğer hiçbir sorun çıkmazsa yarın gece bu işi bitirecektik. Dylan da bize yardım edecekti. Evde bir tek Chris yoktu.
"Silah işimiz tamam. Bella onları hallecek. Dylan şifreleri biliyor. Jess, David, Kate ve Ed'in dövüşme güçleri yüksek. Ben de bir alfayım. Kendimizi savunabiliriz. Ama yalnızca savunabiliriz. Onları bu şekilde alt etmemiz imkansız." Dedi Ed.
"Peki ne yapacağız?" Diye sordu Eric.
Ed bana baktı.
"Bu belki Bella'nın hoşuna gitmeyebilir ama bir alfa ve sürüsüne ihtiyacımız var. Ve bunun kim olabileceğini gayet iyi biliyoruz. Chris ve sürüsü."
"Yapma Ed. Onlara ihtiyacımız yok" diye çıkıştım.
"Bella bize başka bir sürü lazım. Gücümüzü ikiye katlayabiliriz. Alfaların alfalarından bahsediyoruz. Onu sadece bir iş için göreceksin. Başka çaremiz yok."
David ile bakıştık.
"Bella Ed haklı. Onları başka türlü yenemeyiz. "
"Başka çaremiz yok Bella." Dedi Kate.
    Herkes bana bakıyordu. Yutkundum.
"Tamam öyleyse. Umarım buna değer."
   Ed gülümsedi.
"Öyleyse. Ben bir telefon konuşması yapayım." Dedi cebinden telefonunu çıkararak.
"Şimdi mi konuşacaksın?"
"Evet."
"Peki."
Koridora doğru ilerledi ve orada konuşmaya başladı. Kafamı ortaya doğru çevirdim. Herkes bana bakıyordu.
"Ne oldu?"
"Bu senin için sorun olmaz öyle değil mi?" Diye sordu Eric eliyle alnını kaşıyarak.
"Hayır. Dediğim gibi Chris benim için bitmiştir. Bunu sadece tuhaf şeylerden kurtulmak için yapıyorum."
"Güzel. Bunu duyduğumu sevindim." Dedi.
Ed geri döndü.
"Kabul etmiyor."
"Ne demek kabul etmiyor!" Diye çıkıştım.
"Üzgünüm Bella. Ama bunu yapamayacağını söyledi."
"Şeref fakiri!" Diye bağırdığım anda herkes bana baktı.
"Ne var? Gayet yerinde bir kelime kullandım."
Kısa bir süre sonra hepsi toplu ağızdan gülmeye başladılar. Ben ise hala sinirliydim.
David benim daha da sinirlendiğimi görünce harekete geçti.
"Arkadaşlar tamam lütfen uzatmayın!"
Katherine ayağa kalktı.
"Ed konuşma bittiyse biz artık gidebilir miyiz? Bugün biraz fazla yorgunum."
"Tamam. Zaten bizim de gitmemiz gerek." Dedi Ed. Dördü birlikte ayağa kalktılar ve dağıldılar.
"Hoşçakalın çocuklar." Dedim kapıdan geçirirken. Ed durdu.
"Bella. Ben yarın Chris'i ikna edeceğim. Çünkü bu yardıma gerçekten ihtiyacımız var. Sadece kendimizi savunmakla kazanamayız."
"Peki" diyebildim gönülsüzce.
"Zaten benim için bir mahsuru yok. Dediğim gibi o benim için bitmiş durumda."
"Bak bunun hoş olmadığını biliyorum. Ama sesi çok kötü geliyordu Bella. David'in sana saldırdığını biliyor mu?"
"Ed bu konu onu ilgilendirmez! Artık benimle ilgili hiçbir konu onu ilgilendirmez. Lütfen."
"Yarın görüşürüz. İyi dinlen."
"Tamam"
Arabaya binip gitti.
İçeriye girdiğimde Dylan da ayaklanmıştı.
"Ben de gidiyorum. Bill'in evini biraz daha araştırmam lazım. Bir şey bulursam sizi ararım."
"Tamam. Dylan her şey için çok teşekkür ederim." Diyerek ona sarıldım ve onu da kapıdan geçirdim.
İçeriye girdiğimde David ile yalnız kalmıştık.
Yanına oturdum. Dışarıda yağmur yağmaya başlamıştı. Birbirimize baktık.
"Kahve içmek ister misin?"
"Olabilir."
"Tamamdır. Ben hemen yapıp getiriyorum." Diyerek ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. Birkaç dakika sonra elimde kahvelerle geri döndüm.
O sırada David etrafa bakınıyordu. Hüzünlü bir şekilde. Yanına geldiğim zaman gözünü duvara sabitlemişti. Baktığı yere doğru baktığımda gözünün duvardaki kan lekesinde olduğunu farkettim.
"Aa evet onu silmeyi unutmuşum."
Bana baktı.
"Ben çok üzgünüm."
"Hadi kahvenden yudumlasana. Soğumasın."
Kahvesinden bir yudum aldı.
"Bella....Chris'le barışacak mısın?"
"Hayır." Kararım net ve kesindi.
"Bu kadar kolay mı? Onu çok sevdiğin halde bu kadar kolay unutabilecek misin?"
"Hayır. Belki de onu çabuk unutamam. Ama yaptığı benim bütün sevgimi ve saygımı alt üst etti. Bu kabul edilemez. Ama şundan emin olabilirsin. Ona karşı içimde hiçbir şey beslemiyorum. Ne kin, ne sevgi ne de nefret. Hiçbir şey."
"Anladım."
Koltuğun üzerinde bağdaş kurdum.
"Biz şimdi neyiz Bella?" Bu sorusu karşısında şaşkına dönmüştüm.
"Arkadaş mı? Dost mu? Sevgili mi? Neyiz?"
"Bilmiyorum."
"Bella sana seni sevdiğimi söylediğimde dalga geçmiyordum."
"David bana ne zamandan beri bu duyguları besliyorsun?"
"Tam olarak bilmiyorum. Galiba geldiğinde başladı."
"O zamandan beri benden mi hoşlanıyordun? Ve bunu daha yeni söyledin."
Kafasını salladı.
"David nasıl sabrettin. Yani ben senin yanında o kadar Chris ile yakınlaştım. Bu acıya nasıl dayandın?"
"Sevdiğinin mutlu olması bunu unutturuyor gibiydi. Ama çıldırmıyor da değildim."
Gülümsedim.
"Bir erkeğin benim için bu şekilde düşünmesi çok hoş."
Yanakları aniden kızarmıştı.
"Peki son bir soru....gerçekten Anna'ya karşı bir şey hissediyor muydun?"
"Sen varken mi? Kesinlikle hayır." Dedi.
"Bella dediğim gibi ben seni seviyordum, seviyorum ve seveceğim."
Bana doğru yaklaşmaya başladı. Aramızdaki mesafe neredeyse yok denecek kadar azdı. Dudaklarını yaklaştırdı. Gözlerimi kapattım. Tam öpüşücekken ondan uzaklaştım.
Gözlerini açtı.
"David çok hoşsun ama ben yeni bir ilişkiye daha hazır değilim."
"Üzgünüm. Zaten benim böyle bir şey yapmam hataydı."
"Hayır. Ben de istiyorum ama şu anda buna hazır değilim. Yani yeni bir ilişkiye. Bana biraz zaman ver. Olur mu?"
"Tamam. Ama ben yine de soracağım."
"Ne soracaksın?"
"Benimle yani kafanı toparladıktan sonra çıkar mısın?"
"David lütfen."
"Bella lütfen. Bana bir cevap ver."
"Cevabımı kafamı toparladıktan sonra vereceğim." Dedim gülerek.
O da belli etmemeye çalışsa da gülüyordu.
Ayağa kalktı.
"Benim artık gitmem gerek. Yarın büyük gün." Dedi sırıtarak.
Kapıya kadar birlikte yürüdük.
"Öyleyse yarın görüşürüz." Dedim gülümseyerek.
"Tamam. Görüşelim." Dedi o da. İkimiz de gülümseyerek kafalarımızı yere doğru eğdik. Kapıdan dışarıya çıktı.
"Aa bekle!" Diyerek onu durdurdum. Kapının arkasındaki dolaptan aldığım şemsiyeyi ona doğru uzattım.
"Al bunu, ıslanıp hasta olmanı istemem."
"Teşekkür ederim." Diyerek elimden aldı.
Bana doğru yaklaştı. Bu sefer onu durdurmadım. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Gülümsedim. O da gülüyordu.
"İyi geceler." Dedi ve şemsiyesini açarak yürümeye başladı.
Kapıyı kapattım. Sırtımı kapıya dayadım.
Neler oluyordu bana böyle? Aşık mı oluyordum? Chris'i ne çabuk unutmuştum. Belki de bende başından beri onu seviyordum. Ama bundan emin değildim ama artık kesinlikle emindim. Ben de David'i seviyordum...

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin