22. Bölüm

10.9K 676 18
                                    

-Bella-
    Kitaplarımı dolaba koyarken Chris'in beni izlediğini farkettim.
"Daha kaç derse gireceksin?"
"Bugün bütün derslere girmeyi planlıyorum Chris. Biliyorsun sınavlar yaklaştı ve..."
"Ve senin çalışman gerekiyor. Ama David'den duyduğum kadarıyla gayet çalışkan bir kızmışsın."
"David mi? Okulda mı?"
"Evet spor salonunda Ed ile basketbol oynuyor."
"Tamam ben bir gidip bakayım" dedim ve yanağına öpücük kondurdum.
.....
"Merhaba çocuklar."
   David beni görünce topu elinden düşürdü.
"Bella."
"Ben de size katılabilir miyim?"
"Basketbol oynamayı biliyor musun?" Diye sordu Ed. Tam cevap verecekken David konuştu.
"O senden bile daha güzel oynuyor."
"Hadi ya...o zaman bir maç yaparız değil mi Bella?" Diyerek topu elime attı.
   Oynamaya başladık
....
"Sana iyi oynadığını söylemiştim Ed."
"Gerçekten de iyiymiş."
"Yapmayın çocuklar." Gülüyorduk.
"Okul çıkışında bir şeyler içelim mi Bella?"
"Üzgünüm çocuklar. Chris ile ders çalışmamız gerekiyor. Sınavlar yaklaştı."
"Bella beni de çalıştıracaktın. Yani 2 ay önce öyle diyordun."
"Tamam zaten sınavlar 3 hafta sonra seninle de çalışırız. Ama kaytarmaya çalışmak yok."
"Tamam."
"Pekala benim artık gitmem gerekiyor. Hoşçakalın çocuklar."  İkisi birlikte el salladılar ve ben kapıdan dışarı çıkınca oynamaya devam ettiler.
   Chris'ten mesaj gelmişti. Beni arabada beklediğini yazmış. Dolabımdan çantamı alarak hızlı adımlarla arabaya doğru ilerledim.
"Bella. Nereye gidelim. Senin evine mi? Benimkine mi?"
"Benimkine gidelim."
"Tamamdır"
......
"Anladın değil mi?"
"Bunun saçma olduğunun farkındasın değil mi?"
"Chris kafanı derse verir misin lütfen."
"Sen yanımdayken mi? Bu biraz imkansız."
"O zaman ben gideyim. Sen kendin çalış." Dedim alaylı bir şekilde ve sandalyeden kalkmak için hazırlandım kolumdan tuttu ve beni geri yerime oturttu.
"Özür dilerim."
"Niye özür diliyorsun ki?"
"Bilmiyorum."
"Chris sen iyi misin?"
"Bilmiyorum."
"Bir şey mi oldu?"
"Sadece tuhaf hissediyorum. Bugün ilk defa David ile konuştuk. Uzun bir süreden sonra ilk defa."
   Bir şey diyemedim.
"O benim dostumdu Bella... Kardeşimdi."
"Peki aranızı bozan şey neydi?"
"Bill.."
"Bill de kim?"
"Amcam"
"Amcan ne yaptı ki?"
  Duraksadı. Uzun bir süre gözlerini yerden ayıramadı. Dalmış gibiydi.
"Chris??"
"İnan bana önemi yok. Hadi çalışmaya devam edelim. 3 hafta sonra sınavlarımız var."
"Peki" dedim üzerine gitmek istemedim ve anlatmaya devam ettim.

......

    Chris ile bir haftadır görüşmemiştik. Ne mesaj atmıştı ne de aramıştı.
Koridorlarda gezinirken gözüme Jessica ve Katherine çarptı.
"Selam."
"Bella! Na..nasılsın."
"İyiyim neden?"
"Öylesine soruyorum işte." endişeli ve aceleci davranıyorlardı.
"Çocuklar. Chris'i gördünüz mü?"
"Chris mi?" Diye sordu ikisi de.
"Evet Chris....neyiniz var sizin böyle." Birbirlerine baktılar. Ve ikisi de aynı anda
"Hiçbir şey" dediler.
"Peki o zaman Bir daha deniyorum. Chris nerde?"
"Bilmiyoruz yani görmedik." Dedi Katherine.
"Neden ki?"
"Çünkü bir haftadır ne görüşüyoruz ne de konuşuyoruz."
"Görmedik Bella."
"Tamam" deyip gittim.
Kesin o gün yüzünden bana kırılmıştı. Belki arasam telefonunu açardı. Telefonumu alıp numarayı çevirdim.
Çalıyordu. Çalıyordu. Çalıyordu.

Ama açan kimse yoktu. Endişelenmeye başlamıştım.
Omzumu birine çarpmamla kendime gelmem bir olmuştu. Elimdeki kitaplar yere düştü.
"Aa pardon." Deyip kafamı kaldırdım.
Bu imkansız bir şeydi.
"Dylan!"

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin