34. Bölüm

8.9K 564 19
                                    

    Yüzünü okşadım.
"Bella"
    Gözlerini açtı. Bizi görünce biraz irkilse de sonra alışmıştı.
"Neler oluyor?"
"Başardın." Dedim. Ve ona sımsıkı sarıldım. David hemen üzerindeki ceketi çıkardı ve Bella'ya sardı. Birlikte onu ayağa kaldırdık.  Ve yürümeye başladık. Başını omzuma yasladı. Onu hızlı ve ani bir hareketle kucağıma aldım. Arabaya doğru yürümeye başladık.
...
    Eve geldiğimizde her yerimin ağrıdığını farkettim. Hızlı adımlarla Bella'yı yukarı çıkardım. Jessica da arkamdan geliyordu. Yavaş bir şekilde yatağın üzerine bıraktım. Jessica'ya döndüm.
"Banyo etmesi gerek." Kafasını olumlu anlamda salladı. Ve üzerindeki ceketi çıkarmadan önce bana baktı. Kafamı çevirdim.
"Sanırım çıkmam gerekiyor."
"Evet Chris."
"Pekala bir şey lazım olursa çağırman yeterli."
"Tamam." Odadan dışarıya çıktım. Kapıyı kapattım. Olduğum yere oturdum. Kafamı duvara yasladım. Düşünmeye başladım. Acaba şimdi ne olacaktı? Bella dönüşmüş müydü? Yoksa ölmeye mi hazırlanıyordu? Eğer kurt olduysa bile bununla başa çıkmaya hazır mıydı? Bu soruların yanıtını bana kim verecekti? Yoksa adamında söylediği gibi Bella'yı kurtarmanın yolu, Dylan'ı öldürmek miydi?

-Bella-
"Bella geldiğinden beri tek kelime bile etmedin. İyi misin?"
     Kafamı Jessica'ya döndürdüm.
"İyiyim. Sadece....ben..." Derin bir nefes aldım.
"Kafam biraz karışık. Her şey çok tuhaflaştı....şimdi bana ne olucak?"
"Pekala öncelikle saçını kurula. İkinci olarak biraz uyumalısın. Vücudun yorgun düştü. Yarın her şeyi konuşuruz."
"Peki" diyerek yorganımın içine girdim. Ve gözlerimi kapadım.

-David-
"Ne yapacağız? Sizce Bella dönüştü mü?" Kimseden cevap gelmemişti. Ed camdan dışarıya bakıyor. Chris öylece düşünüyordu. Kimse beni takmamıştı.
"Heyy!" Bağırmamla Chris ve Ed irkildiler.
"Yapacak bir şeyimiz yok David. Üzgünüm. Bir sonraki dolunayı beklemeliyiz."
"Ne yani bir sonraki dolunaya kadar öylece bekleyecek miyiz Ed?"
"Evet."
"Ahh, lanet olsun!" Diye bağırdım ve önümdeki masaya tekme attım. Ve hızlı adımlarla yürüyerek yukarıya çıktım. Yukarıda Jessica ile karşılaştım. Bella'nın odasından çıkıyordu.
"Bella nasıl?"
"Gayet iyi. Uyuyor."
    Olumlu anlamda kafamı salladım. Ve yan odaya girdim. Oda fazlasıyla karanlıktı. Elimle duvarı gezip ışığı buldum. Ve açtım. Burası da neresiydi böyle. Duvarlarda silahlar ve kılıçlar asılıydı. Masaların üzerlerinde de bazı silahlar ve kılıçlar vardı. Tam önümde koskocaman bir dolap vardı. Yaklaşıp onu açtım. İçinde çeşitli silahlar, kelepçeler ve bazı ilaçlar vardı. İlaçları biraz kurcaladım ve içlerinde kurtboğan olduğunu farkettim. Az da olsa elimi yakmıştı. Duvarları çevreleyen vitrinlerde Bella'nın ailesinin fotografları vardı. Bazı çekmeceleri karıştırdım. İçlerinde eldivenler, gözlükler vardı.  Bazılarında ise kurtlarla ilgili bilgiler ve onların zayıf noktaları ile ilgili yazılar bulunuyordu. Burayı ne için kullanıyordu? Ailesinden kalma bir oda mıydı? Yoksa kendisi mi yapmıştı? Adım adım geri geri yürümeye başladım. Burası benim ve bizim için tehlikeli bir odaydı. Hemen odadan çıktım. Bu çok tuhaftı. Bella sadece ailesinin ölümü yüzünden mi bu kadar takıntılıydı yoksa bunu gerçekten de takıntı haline mi getirmişti?
    Olduğum yere oturdum. Kafamı duvara yasladım ve düşünmeye başladım. Bu odadan birine söz etmeli miydim? Yoksa bilmiyormuş gibi mi yapmalıydım? İyi de zaten Bella bu odanın gizli kalmasını istese odayı kilitlerdi. Yani bu şekilde serbest bırakmazdı.
    Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle düşüncelerimden sıyrıldım. Hemen kendimi toparlayıp ayağa kalktım. Gelen Chris ti.
"Ne yapıyorsun sen burada? Niye burda oturuyorsun?"
"Öylesine. Eğer bana ihtiyacınız olursa ararsınız."
"Neden nereye gidiyorsun?"
"Evime. Biraz dinlenmeliyim."
"Peki. Yarın görüşürüz."

-Chris-
    David'in merdivenlerden bu şekilde inmesi hiç iyi değildi. Bir şey olduğundan emindim. Ama şu anda birinci planda Bella vardı.
   Kapıyı açtım ve içeriye girdim. Bella uyuyordu. O kadar tatlıydı ki. Sanki cennetten düşen bir melekti...
   Ceketimi çıkartıp camın önündeki mor koltuğun üzerine koydum. Yorganı sıyırdım ve yanına yattım. Beline sıkıca sarılarak, onu kendime doğru çektim. Saçlarının kokusunu içime kadar çektim. Onu çok seviyordum. Kaybetmek istemiyordum. Yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Bana doğru döndü.
"Nasılsın bebeğim?"
"İyiyim Chris. İyiyim çünkü sen yanımdasın."
"Banyo edince biraz rahatladın mı?"
"Sen yanıma gelene kadar yaşamadığımı düşünmeye başlamıştım ama şimdi yeniden yeşermeye başladığımı hissediyorum." Gülümsedim. Kısa bir süre birbirimizle bakıştık. Dudağına küçücük bir öpücük kondurdum. Saçlarımınla oynuyordu. Fazla sıcaklamıştım. Pencereye doğru yaklaşıp camı açtım. İçeriye giren serinlik ve ferahlıkla kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Arkamı döndüğümde Bella'nın yataktan kalkmış olduğunu gördüm. Kapıyı kilitliyordu. Anahtarı makyaj masasının üzerine koydu ve yatağına geri döndü.
....

     Sabahın ilk ışıklarında alarm sesiyle uyandım. Yataktan doğruldum. Dönüp Bella'ya baktım. Düne göre fazlasıyla toparlanmış görünüyordu. Uzanıp yerdeki tişörtümü ve pantolonumu alıp ışık hızıyla üzerime geçirdim. Komidinin üzerinde duran telefonumu elime aldım. Bir sürü bildirim gelmişti. Jessica, Ed, David, Katherine hepsi mesaj atmış ve aramıştı.
"Chris. Uyandın mı?"
"Evet. Ed, David falan hep beni aramış."
"Kötü bir şey olmamış değil mi?"
"Hayır. Kapı kilitliydi ya. Büyük bir ihtimalle merak ettiler."
"Hımm. O zaman iyi ki de kilitlemişim." Diyerek belimden sarıldı.
"Hadi sen de giyin de biraz kafanı dağıtalım."
"Nasıl dağıtacaksın?"
"Bir yerlere gideriz. Bara, diskoya. Eğleniriz biraz."
"Peki olabilir." Dedi ve üzerindeki yorganı attı. Ayağa kalktı ve banyoya girdi. Ben de kalkıp makyaj masasından anahtarı alıp kapıyı açtım.
Banyodan su sesleri geliyordu. Galiba banyo ediyordu.
     Aşağıya indim. Ortalık biraz fazla dağınıktı. Yastıkları falan düzelttim ve Ed'i aradım.
"Alo Ed?"
"Chris. Niye telefonlarıma cevap vermiyorsun?"
"Meşguldük."
"Ne demek meşguldük?...neyse. Chris sabah o adamın yanına gittik. Eğer Dylan'ı öldürmezse bir dahaki dolunayda Bella ölecekmiş."
"Bir dakika nasıl?... Bella gayet iyi. Onun hiçbir şeyi yok. İyice toparlandı."
"Kendini ölüme hazırladığını söyledi mi?"
"Dün uykusunda Jessica'ya kendini öldürmeye çalışacağını falan söylemiş. Dylan'ı öldürmesi lazım."
"Tamam ben bunu Bella duymadan yaparım."
"Chris. Sen değil. Bella'nın Dylan'ı öldürmesi gerekiyor."

       Merhabalar sevgili okuyucularım. Bu bölüm isteğiniz üzerine uzun bir bölüm oldu. Bir-iki gün y.b. gelemeyebilir. Çünkü internet paketim çok az kaldı. Tekrar yenilenene kadar bölüm yazamayabilirim. Ama bir mucize olup da yazarsam orasını bilemem. Bu arada her ne kadar yorum ve vote azalsa da 6k olmuşuz. Çok teşekkür ediyorum. Lütfen kitap hakkındaki yorumlarınızı yazın. Ve bir yıldızı doldurmanın kimseye bir zararı olmayacağını düşünüyorum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorummm. 😘😘👍🏻😊

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin