48. Bölüm

6K 444 12
                                    

-Katherine-
"Tanrım daha fazla dayanamayacağım. Ayaklarım ve ellerim kaymaya başladı bile."
"Katherine sakın bırakma. Pençelerini kullan. "
"Öyle yapıyorum zaten şapşal.....Dylan ulaştım sanırım."
"Ciddi misin?"
"Evett" dedim ve bir bacağımı dışarıya çıkardım. Daha sonra kendimi dışarıya attım.
"Aaa başardım!!" Diye çığlık attım.
"Dylan beni duyabiliyor musun?" Gerçi ben bunu nerden anlayacaktım ki kuyu ses geçirmiyordu. Kuyuya doğru eğildim.
"Dylan bekle beni burada. Yardım çağırıp geleceğim. Umarım beni duyuyorsundur." Diye bağırdım ve hızlı bir şekilde koşmaya başladım. Öncelikle el feneri bulmam lazımdı. Sonra da bir ip. Evime gitmeliydim. Depodan birkaç metre ip bulabileceğimden emindim. Ama ilk önce araba bulmam lazımdı. 134 km yürüyemezdim. Aklıma otostop çekmek geldi. Ormandan çıkmak üzereydim. Ama tırmanmak beni yormuştu. Biraz bekledim. Yolun kenarına geldim. Biraz bekledikten sonra uzaktan gelen sarı bir araç farkettim. Tanrım bu bir taksiydi. Çok mutlu olmuştum. Hemen işaret yaptım. Taksi durdu. Hemen bindim ve evin tarifini verdim.
...
    Eve gelir gelmez adama beklemesini söyledim. İlk önce depoya girip çantanın içine 23 metre ip ile su geçirmeyen el fenerleri koydum. Evden biraz para aldım ve çantayı da alıp taksiye doğru koştum ve bindim. Tekrar ormana gitmesini söyledim. Ormana geldiğimde hemen koşup kuyunun yanına gittim.
"Dylan. Beni duyuyor musun?" Diye bağırdım. Ve el fenerini açıp kuyuya tuttum. Gözlerini ovaladı.
"Şimdi ipi atıyorum. Tut ve tırman." Kafasını olumlu anlamda salladı. İpi sarkıttım. Dylan tutup tırmanmaya çalıştı. Sonunda onu çıkarmayı başardım.
"Ahh tanrım öleceğim sandım. "
"Pekala hadi gidelim burdan." Dedim ve ormanın çıkışına doğru koşmaya başladık. Derin bir nefes aldım. Ve bir şey farkettim.
"Bunu hissediyor musun?"
"Neyi?" O da derin bir nefes aldı. İkimiz aynı anda
"Kan kokuyor!" Diye bağırdık. Kokunun geldiği yöne doğru koşmaya başladık. Biraz koştuktan sonra önümüze, ağaca çarpmış bir araba çıktı. Plakasına baktığımda bunun David'in arabası olduğunu farkettim.
"Tanrım! Bu..."
"Ne oldu?"
"Bu David'in arabası." Diyerek sürücü koltuğuna koştum. Ama arabanın içinde kimse yoktu. Bir tek cam kırıkları vardı. Kapıyı açıp koltuğu kokladım. Kan kokuyordu. Ama hiçkimse içerde değildi.
"Bunun David'in olduğuna emin misin?"
"Evet eminim. Bu onun arabası."
"Sence ne oldu?"
"Bilmiyorum. Ama öğrenmek için hemen buradan gitmemiz gerek."
    Hızlı adımlarla ormandan çıktık. Ve taksiye binip Bella'nın evine doğru yol aldık.
.....
"Eminim diyorum size onun arabasıydı."
"Tamam tamam."
"Peki şimdi ne yapacağız?" Diye sordu Bella.
"Ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Belki kaza yaptı belki de yapmadı. Tuhaf olan şey kimsenin araba da olmaması." Dedi Ed.
"Evet kimse yoktu. Ama kan kokusunu alabiliyordum. Koltuk kan kokuyordu. Ve eminim ki koku David'indi."
Chris, Ed'e döndü.
"Ed Jessica'nın bağlı ve kilitli olduğuna eminsin. Değil mi?"
"Evet eminim. Onu çok sıkı bağladım. Ve aşırı dozda kurtboğan enjekte ettim. Baygındı. Hala baygındır. Hem odadan çıkmaya çalışsa kapı elektrik yüklü. Aynı şekilde zincirleri zorladığında da elektrik çarpıyor. Yani kendini riske atacağını sanmıyorum."
"Pekala. Hadi gidelim de şu arabaya bir bakalım." Diyerek evden çıktık.
...
"İşte gördünüz mü? Bu David'in arabası."
"Evet onun arabası."
"Peki şimdi ne yapacağız Ed?" Diye sordum.
"Tanrım. Tam bir betamı düzelttim diyorum. Bu sefer de ötekine bir şey oluyor." Bana ve Eric'e baktı.
"Acaba sıra hanginiz de?"
"Ed lütfen saçmalama." Diye girişti Bella.
"Bu ciddi bir şey."
"Ben de söylediklerim de ciddiydim zaten."
     Kısa süreliğine ortam sessizleşti. Sessizliği bozan Bella'nın çalan telefonu oldu. Cebinden çıkardı ve kulağına götürerek konuşmaya başladı.
"David!! Nerdesin sen?.."
    Hepimiz bir anda Bella'ya baktık.
"Nasıl yani?....peki. Hemen geliyoruz." Dedi ve telefonu kapattı.
"Ne oldu Bella?" Diye sordum.
"Arayan David miydi?"
   Hepimize göz gezdirdi.
"David'in telefonundan arayan bir kız. Hastanede olduğunu söyledi. Durumu ağırmış."

Merhaba sevgili okuyucularım. Aslında vote sayısı artana kadar yeni bölüm koymayacaktım. Ama gelen mesaj ve yorumlara dayanamadım. Ve yeni bölümü koymaya karar verdim. Umarım beğenmişsinizdir. Bu arada yeni eğitim- öğretim yılınız kutlu olsun. Liseye başlayanlar umarım mutludurlar. Ben de liseye başladım. Ve çok mutluyum. Okul ve dersler yüzünden yb aksayabilir. Çok fazla giremeyebilirim. Eğer mesajlarınıza cevap gelmezse üzülmeyin. Sizi seviyorum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin