44. Bölüm

6.2K 444 4
                                    

     David ile masanın üzerine kurulmuş çantayı kurcalıyorduk. İçindeki her şeyi çıkarıp masanın üzerine koyduk. David tuhaf kapağı olan günlüğü alıp okumaya başladı. Ben de cebimdeki kağıtları çıkarıp isimleri incelemeye başladım. Yanlarında bazı rakamlar vardı. Ama bunu o kadar önemsememiştim.
    Sıradaki sayfaya geçtim. Sonra sıradaki. Sonra sıradaki. Sonra sıradaki...
    Boynum ağrımaya başlamıştı. Üstü çizilenlerin sayısı sayfaları çevirdikçe artmaya başlamıştı. David'e yaklaştım.
"Bu sayılar da neyi ifade ediyor?"
"Bilmiyorum. 17-23-14-5. " diye okudu. Ellerini kağıdın üzerinde gezinerek.
    Birbirimize baktık. Kağıdı elimden aldı.
"Ben biraz inceleyim."
"Peki" deyip yerime oturdum. Ve diğer kağıtlara bakmaya başladım.
"Bu kağıtların üzerinde karışık yazılmış şey de ne?"
    David yine bilmem anlamında kafasını salladı.
"Ayy inanmıyorum. Nedense kendimi çok halsiz hissediyorum. David ben biraz şu koltuğa uzanacağım."
"Bella sen iyi misin?"
"Evet. Elbette iyiyim. Sadece biraz dinlenmeliyim." Tökezleye tökezleye koltuğa doğru yürüdüm ve kendimi üzerine attım. Gözlerimi kapadığım anda uyumuştum.

-Chris-
"Pekala. Uyanmadıklarından eminsin değil mi Dylan?"
"Evet."
"Katherine arabanın her yerine benzin döktün mü?"
"Döktüm Chris."
"Pekala. Hazır mısınız?"
"Hayır ama, hadi yap şunu."
"Uzaklaşın. "
    Bill'i arabanın koltuğuna bağlamıştık. Hala etkisizdi. Arabanın her yerine benzin dökecektik. Tek çare onu yakmaktı. Dylan ve Katherine arkamdaydılar.
   Cebimden çakmağı çıkardım. Ve yaktım. Tam arabaya doğru atacaktım ki çığlık sesi duydum. Arkamı döndüğümde Katherine de Dylan da yoktu.
"Katherine? Dylan?"
     Biraz ilerledim. Ama hiçkimse yoktu. Nereye gitmişlerdi?
     Birinin arkamdan kafama çuval geçirmesiyle bağırmıştım. Ama ne yazık ki çuvala konulan kurtboğan çığlığımı yarıda kesmişti.

-Bella-
"Bella! Bella! Uyan!"
"Ne var David? Neden beni uykumdan ediyorsun?"
"Sayıların anlamlarını buldum."
"Ne?" Diyerek hemen doğruldum.
David kağıtlarla birlikte yanıma oturdu.
"Bak Bill en son bu adamı öldürmüş. Yani 23 numarayı."
"En son onu öldürdüğünü nerden anladın?"
"Çünkü kalemin yeni çizilmiş olduğu çok belli. Kağıt hala nemli... Adam 1 den başlayarak 23. kişiye kadar gelmeyi başarmış. Ve tahminimce bu otomatikman oluyor."
"Versene şu kağıtları."
"Bella hayır!" Diyerek kağıdı elimden çekiştirdi.
"David. Lütfen!!" Deyip kağıdı elinden hızlı bir şekilde çektim. Ve kağıda bir göz gezdirdim. Gördüğüm şey karşısında şok olmuştum.
"Bu yüzden mi vermedin?"
Kağıtta annemin ve babamın da ismi yazıyordu. Üstelik. Annem 8. Babam 9. Sıradaydı.
"Bella çok üzgünüm."
"Hayır önemli değil. Ben bunu...aştım." Dedim gözümden akan yaşı silerek. David başımı göğsüne yasladı. Ben de beline sımsıkı sarıldım. Ağlıyordum.
"Şişştt. Geçti." Dedi saçlarımı okşayarak.
Doğruldum.
"Tamam...iyiyim ben." Bana baktı.
"Gerçekten iyiyim David." Başını salladı.
"Pekala." Deyip burnumu çektim. Ve devam ettim.
"Sıradaki kişi yani 24. Kişi kimmiş?"
"Bakıyorum." Dedi ve kağıtlar arasından 24 'ü aramaya başladı. Bir sürü kağıt vardı. Bulmak kolay değildi.
"Bu olamaz!!!"
"Ne oldu? Kimmiş?"
"Chriss!!"

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin