69. Bölüm

4.3K 336 9
                                    

   Akşam olmaya başlamıştı. Güneş yavaş yavaş batıyordu. Chris'in aramasını bekliyorum. Camdan dışarıya doğru baktım. Etrafta kimse görünmüyordu. Üzerimi değiştirmek için yukarıya çıktım. Dolabımın önüne dikilip içerisinden bir pantolon, kazak ve siyah deri ceketimi çıkardım. Hemen üzerimdekileri çıkarıp onları giydim. Ayakkabı olarak siyah uzun deri çizmelerimi giydim. Odamdan çıkıp bu sefer de çalışma odasına girdim. Gözüme ilk çarpan şey kağıtlar olmuştu. Hiç daha önce buradaki eşyaları ve kitapları karıştırmamıştım. Yalnızca ihtiyacım olan silahları alıp çıkmıştım.
   Bu sefer karıştırmalıydım diye düşündüm. Ama önce ihtiyacım olan silahlarımı almalıydım. Bunların bir ruhsatı olduklarından bile emin değildim. Boynuma Bill'i öldürdüğüm kolyemi taktım. Belki de hayatımı bu kolyeye borçluydum. Yarısını tabiki.
   İki tane silah alıp içlerinin dolu olup olmadıklarına baktıktan sonra arkama koydum. Son olarak da bir tane bıçak aldım. Onu da cebime koymuştum. Eldivenlerimi de geçirdikten sonra hazırdım. Hala zamanım varken biraz eşyaları karıştırdım. Gözüm yerdeki çantaya takıldı. Bu Bill'in evinden aldığımız çantaydı. O sırada telefonumdan bildirim sesi geldi. Baktığımda mesaj Chris'den di.
"Aşağıdayım" diye mesaj atmıştı. Herşeyimi aldığımdan emin olduktan sonra dışarı çıkıp kapıyı kilitledim. Silahlar biraz rahatsız etmişti. Ama idare etmek zorundaydım. Arabaya bindim.
    Yolda tek bir kelime bile etmeden ormana doğru yol aldık. Chris, arabayı ormanın girişine park etti. Arabadan indiğimizde ancak konuşabilmiştim.
"Chris sen iyi misin?"
"Evet. Sadece biraz endişelendim."
"Ne için?"
"Eğer dediğin gibi gerçekten avcıysa eğitim almış olmalı. Yani beni öldürecek güce sahip olmalı."
"Buna izin vermeyeceğimi biliyorsun Chris.
   Kafasını salladı. Ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başladık. Uzun bir süredir yürüyorduk.
"Neredeyse gece yarısı oldu." Dedi Chris saatine bakarak. O sırada bir çatırtı sesi geldi. İkimizde korku dolu gözlerle arkamızı döndük.
"O ses de neydi?"
"Bilmiyorum." Dedim çenem titreyerek. Arkamdaki silahımı elime aldım. Chris bana baktı.
"Silah mı getirdin?"
"Hazırlıksız gelemezdim."
    Aynı ses bir daha duyuldu. Kafamı kaldırdım. Ay kendini bütünüyle göstermişti.
    Chris bilmediğim bir nedenden dolayı koşmaya başladı. Ve bana da bağırdı.
"Koş Bella koş"
   Ona yetişmeye çalıştım. Ama çok hızlı koşuyordu.
"Chris bekle. Niye koşuyorsun?"
    Chris daha da hızlanmıştı.
"Onu yakalamam lazım!!!"
"Kimi??" Diye bağırdım. O sırada karnımda bir acı hissetmemle yere düşmem bir oldu. Çığlık attım. Elimi karnıma götürdüm. Elim ıslanmıştı. Ve bu tahminimce kandı. Şimdi anlamıştım. Biri karnıma ok saplamıştı. Onu çıkarmaya çalıştım. Ama canım fazla acıyordu.
"Pekala Bella. Hadi. Bunu yapabilirsin." Diyerek kendimi motive etmeye çalıştım. Oku karnımdan tam çekecekken birinin gölgesini farkettim. Kafamı kaldırdım.
"Anna"

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin