Direct Message-57

1.1K 94 12
                                    

"Okulu ekelim." dedi Liam ben sessiz bir şekilde ona bakarken.

"Ne gerek var? Neden ekeceğiz?"

"Birlikte bir şeyler yaparız. Ama istersen okuldan sonra da yapabiliriz. Sadece daha çok vaktimiz olur diye öyle düşünmüştüm."

Kafam o kadar kalabalıktı ki. Bitmeyen düşünceler vardı beynimde. Gerçi artık beynimden de şüpheliydim. Hangi akılla onu affetmiştim bilmiyordum. O an ki duygu karışıklığımla bunu yapmıştım.

"Bugün eve gitsem iyi olur. Başka bir gün buluşuruz."

"Pekala. Tamam. Başka bir gün."

"Ders başlayacak." Oturduğumuz banktan kalktım ve o da kalktı benimle birlikte.

Yürürken elimi tuttuğunda biraz çekinmiştim. İlk günlerdeki gibi. Başkaları görüyor diye çekiniyordum.

Karşıdan Kenny ve Caitlin gelirken bizi görünce ikiside şaşkın bir şekilde bakakaldılar.

"April?" dedi Kenny sorarcasına bakarken. Biraz da sinirlenmişti galiba.

"Bir sorun mu var Kerry?" Liam'ın Kenny'i sinir etmeye çalıştığı belliydi ve Kenny gerçekten sinir oluyordu.

"Evet bir sorun var. Kerry değil Kenny. Başka bir sorun da bir sürü ibnelik yapıp April'i kandırman."

"April'i kandırmadım." Elimi bırakıp Kenny'nin üstüne yürüdüğünde kolundan tutup onu durdurdum.

"Liam!"

"Onu kandırdın. Kandırmaya da devam ediyorsun." Bu sefer Kenny Liam'ın üstüne geldiğinde Caitlin de Kenny'i tuttu.

"Liam. Yürür müsün? Gidiyoruz."

"Kenny bizim konuşmamız gereken şeyler vardı." Caitlin'e teşekkür dolu bakışlarımı ilettikten sonra Liam'ı sürüklemeye çalıştım.

"Ya sen niye sürekli kavga etmeye  çalışıyorsun Kenny ile?" Kenny ve Caitlinden uzaklaştığımızda Liam'ı sürüklemeyi bıraktım.

"Sinirlerimi bozuyor. Sürekli senin etrafında görüyorum onu."

Kenny ile benim aramda bir şeyler olabileceğini düşünüyordu. Bu imkansız gibi bir şeydi neredeyse. Biz yakın arkadaştık.

"Kenny benim çok yakın arkadaşım. Aramızda o tür bir şey olmaz."

"Sen öyle dersin ama onun ne düşündüğünü bilemezsin. Belki kafasından neler geçiyordur senin hakkında."

Kenny ile ilgili bu kadar şey söylemesi beni çok sinirlendiriyordu. Kenny hak etmiyordu böyle sözleri.

"Onun ne düşündüğünü bilirim. Merak etme Liam. Sarhoş olup onu öpmem."

Normalde böyle bir şey söylemezdim ki bu konuyu hatırlamak bile istemiyorum ama beni çok sinirlendirmişti.

"Ne güzel. Onu savunmak için hatamı yüzüme vur."

"Kenny'den beni kıskanman çok anlamsız. Zaten o başkasını seviyor. Her neyse. Hatanı yüzüne vurmuyorum sadece sinirlendiriyorsun beni." Kenny'nin başkasını sevdiğini duyunca birazda olsa rahatlamış gibiydi.

"Tamam yeni barıştık kavga etmeyelim. Sadece seni kıskandım. Kavga etmeye gerek yok."

Bu hoşuma gitmişti işte. Açıkça söylemeliyim ki hoşuma gitmişti. Kavga etmemizi önlemeye çalışması hoşuma gitmişti. Kıskandım demesi bile hoşuma gitmişti.

"Gerek yok. Sadece Kenny'e karşı inatlaşma artık. O emin ol çok iyi ve düşünceli birisi."

O bana gözlerini devirirken elimi tutup yürümeye devam etti.

"Ya eminim çok düşüncelidir." Bir imada bulunduğunda elini sıktım.

Kenny'e laf atmazsa olmazdı. Hayır onun itici arkadaşlarına karşın fazla güzel bir arkadaştı benim için.

Kenny

"Kenny bizim konuşmamız gereken şeyler vardı." Caitlin beni durduğunda o sırada April Liam'ı çekiştirerek götürdü.

"Beni niye durduruyorsun ki? Uyuz oluyorum ona. Dövecektim ne güzel olacaktı."

Caitlin bana baygın bir şekilde bakarken o şekilde bakmasın diye sustum.

"Neden bu kadar uyuz olduğunu anlamıyorum. Ne zararı var Liam'ın sana?"

O ve arkadaşlarının kendini beğenmiş hareketlerine uyuz oluyordum. Ayrıca April o yokken daha mutluydu sanki. Liam onu üzüyordu ve ben buna çok sinir oluyordum.

"Bana zararı yok. Ama April'e var. Her neyse. Bunu tartışmamızın bir anlamı yok. Sen gerçekten bir şey konuşacak mıydın benimle?"

Galiba bana kavga etmeyeyim diye konuşmamız gereken şeyler vardı demişti.

"Yok. Çok sinirliydin ya o yüzden sakinleşmen için konuyu dağıtmaya çalışmıştım."

"Aslında konuşmamız gereken şeyler var." Artık vakti gelmişti. Nasıl söyleyecektim tam olarak kestiremiyordum.

Evet Caitlin'i seviyordum. Biz arkadaştık. Muhtemelen şaşıracaktı.

"Ne konuşmamız gerekiyor?" Saf bir şekilde bana bakarken bu haliyle yüzümde bir gülümseme oluştu.

Beni reddetmesinden korkuyordum. Bunun olasılığı fazlaydı. Ama yine de konuşacaktım onunla.

"Bana ne tepki vereceksin kestiremiyorum. Biz arkadaşız biliyorum ama ben sana karşı daha fazlasını hissediyorum."

Beklediğim gibi şaşkınlık içerisinde bana bakarken beni reddetmemesi için Tanrı'ya dua ediyordum.

"Kenny. Ben şaşırdım. Anlayamamıştım."

Şuan her şeyi berbat etmiştim. Beni sevmiyordu. Sevmediği gibi birde onunla arkadaşlığımı mahvetmiştim.

"Şaşırdığının farkındayım. Ama seni seviyorum."

"Üzgünüm Kenny. Ben seni sevmiyorum."

Korktuğum başıma geliyordu işte. Sevdiğim kişi tarafından reddediliyordum.

"Başkasını mı seviyorsun?"

Bunu duymak istemiyordum ama merak ediyordum. Bütün cesaretimi toplayıp onu sevdiğimi söylüyordum ama o üzgün olduğunu beni sevmediğini söylüyordu. Ne güzel ama.

"Başkasını sevmemle ilgisi yok. Seni sevmiyorum dedim."

"Kimi seviyorsun? Bana dürüstçe cevap ver lütfen."

Sevdiğin kişinin seni sevmemesini şimdi daha iyi anlayabiliyordum. Bu gerçekten kötüydü.

"Harry'i seviyorum."

Birisini seviyordu işte. Korktuğumdan daha fazlasıydı bu.

"Harry kim?"

"Styles." Onun ismini söylediğinde gözlerinde oluşan parıltı beni güldürmüştü. Aynı zamanda sevdiği kişi de beni güldürmüştü.

"Sizin şu popüler erkek hayranlığınız değil mi? Bunu söylemek istemem ama o çocukla birlikte olsan mutlu olabileceğini düşünebiliyor musun?"

~~~~~~

Merhaba :D

Şu Kenny bölümü ruh halime bağlı olarak yazdığım kısımdı jfkvlbhlgşfş

Kenny ile ilgili de bölüm yazmak istedim arada böyle kısa gelebilir.

Umarım beğenmişsinizdir oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :D

İyi tatiller :D

Direct Message || Liam PayneWhere stories live. Discover now