Direct Message-41

1.3K 116 19
                                    

"Kendine gel April. Ona bu yaptıklarını ödetmeliyiz." dedi Caitlin derslikte etrafında dönüp dururken.
"Ne yapabilirim ki? Gerek yok zaten. Kapandı bitti konu."

"Kapanamaz. Hemen onların bugün hangi mekanda olacağını araştırıyorum. Oraya gidiyoruz ve planımızı uyguluyoruz."

"Şu planını bende öğrenebilir miyim?" dedim elimdeki çikolatayı yerken. Liam kızlarla gezsin bende burada çikolata yiyeyim işte. Acı gerçekler.

"Çok basit. Onu kıskandıracağız." Ona planın bu muydu der gibi baktım. Gerçekten basitti.

"Beni kıskanmaz çünkü beni sevmiyor. Böyle saçma bir şeyi yapmayacağım." Uğraşmaya bile gerek yoktu.

"Seni sevse de sevmese de kıskanacağından eminim. Çünkü artık senin onu sevmediğini düşünecek ve bu hoşuna gitmeyecek onun. Ama ben hâlâ seni sevdiğini düşünüyorum yine de."

"Tamam. Planın detaylarını anlat." dedim. İkna olmuştum. Ne yapabilirim bu hem eğlenceliydi hemde ona sinirliydim. Cidden tuhaf davranıyordum dengem bozuldu Liam yüzünden.

Siyah deri eteğimin rahatsızlığına gözlerimi devirip Kenny'nin elini tuttum. Planımıza Kenny de dahildi. Kenny'i ikna edebilmiştik. Bize siz kızlar neden bu kadar acımasızsınız demişti.

"Geri mi dönsek?" dedim Kenny'i durdurup. Kenny'i ikna etmek için bende uğraşmıştım ama kendimde her an vazgeçmek üzereydim.

"Eğer dönersek Caitlin bizi öldürür." Kafamı sallayıp onunla yürümeye devam ettim.

Bara girdiğimizde hemen gözlerimle onu aradım. Oradaydı. Arkadaşlarıyla oturuyordu. Herhangi bir kız yoktu etrafında.

"İyi misin?" dedi Kenny tereddütlü bir şekilde.

"İyiyim."

"Önlerinden geçmemiz gerekiyor. Ve tam karşılarına oturacağız." dediğinde başımı sallayıp yürümeye devam ettim.

Önlerinden geçerken oraya bakmayarak başka taraflara baktım. Çok gergindim. Liam'a bakmak istemiyordum ama gözlerim istemsizce kayıyordu ona.

Tam karşılarına oturduğumuzda sert bir şekilde bakan gözleriyle gözlerim buluştu. Bizi görmüştü.

"Bizi gördü." dedim Kenny'e.

"Bu iyi." dedi sırıtarak. Bende ona güldüğümde kolunu omzuma koymasına izin verdim.

Kenny ile Caitlin ve Ashley ile olduğum kadar yakındım. Kenny hep bana kardeşiymişim gibi davranmıştı. Asla birbirimize karşı başka gözle bakmamıştık. Şuan bulunduğumuz durumda da ikimizde birbirimize katlanıyor gibiydik doğrusu. Çünkü kardeşim gibi gördüğüm biriyle bu şekilde olmam fazla saçmaydı.

Liam'a baktığımda tekrar göz göze geldik. Gözlerindeki siniri sezebilmiştim. Belki de Caitlin'in planı işe yarıyordu.

"Hope nasıl?" dedi Kenny. Şuanda bulunduğumuz duruma ve sorduğu şeye güldüm. Gerçekten komiktik.

"Bir ara görmeye gelmelisin onu. Seni seviyor." dedim Liam'a bakmamaya çalışarak.

"Bende onu seviyorum." deyip masadaki içkiye uzandı.

"İçer misin?" Bana uzattığında reddettim çünkü sevmiyordum.

Ona biraz daha yaklaştığımda Liam'ın ayağa kalktığını gördüm.

Sinirli bir şekilde buraya gelirken Kenny'e bir kez daha gülümsedim.

Önümüze geldiğinde Kenny'den biraz uzaklaştım.

"Konuşabilir miyiz?" dedi sesindeki kızgınlığı hissettirirken.

"Konuşamayız. Eğlenmek istiyorum." dedim onu umursamamaya çalışarak.

"Dans edelim mi?" dedi Kenny gülmemeye çalışarak. Onu takmıyor gibiydik şuan.

"Ben seni eğlendireceğim." deyip bir hışımla kolumdan tutup kaldırdı beni.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Kenny ayağa kalkarak.

"Senin sesini hiç duymayayım. Elimde kalırsın. O yüzden sussan iyi olur."

"Tehdit  ediyorsun?" dedi Kenny sinirli bir şekilde. Galiba gerçekten sinirlenmişti.

"Hayır uyarıyorum." deyip beni çekti kendine. Kenny üstüne doğru yürüdüğünde elimle durdurdum onu.

"Tamam Kenny."

Liam beni sürüklemeye başladığında gözlerimi devirip arkasından beni sürüklemesine izin verdim.

Dışarı çıktığımızda kulaklarım yüksek sesin azalmasından dolayı rahatlamıştı.

"Sen ne yaptığının farkında mısın?" dedim sinirle. Tamam belki amacımız kıskandırmaktı ama bu kadar abartacağını düşünmemiştim.

"Asıl sen farkında mısın? Ne işin var burada bir de gözümün önünde o piçle yiyişecektin."

"Laflarına dikkat et. Kenny piç değil. En azından birisine seni seviyorum deyip o gün içinde başka kızlarla dip dibe olmuyor." söyledim içimde büyüttüklerimi.

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Benimle çok güzel oynadın. Ama oyunun bozuldu." dedim gözlerim sinirden dolarken.

"Ne oyunu? Neyden bahsediyorsun? Daha bu sabah bana bir daha konuşmayalım diyorsun. Birbirimizi görmezden gelelim diyorsun. Şimdi de karşıma geçmiş oynadın diyorsun."

"Dün seni barda dip dibe bir kızla gördüm. Böyle gülüşüyordunuz. Çok mutlu görünüyordun."

"Veronica'dan mı bahsediyorsun?" dedi anlamamış bir şekilde.

"Ne bileyim ben ismini? Sarışın bir sürtüktü işte." dedim yine sinirlerime hakim olamayıp. Bir de ismini söylüyordu. Bile bile deli ediyordu beni.

Ben sinirle ona bakarken ifadesiz hali yerini sırıtmaya bıraktı. Delirmek üzereyim gerçekten. Sırıtıyordu bir de.

"Ne var ne gülüyorsun?"

"O sarışın benim kuzenim oluyor da." dedi gülmeye devam ederken.

~~~~~~

Klişe bölüm sonu sfgnnşfşd

Direct Message || Liam PayneWhere stories live. Discover now