Direct Message-52

1.1K 102 11
                                    


"Neden üzgünsün tatlım?" dedi annem ben yatakta otururken yanıma oturup.

"Üzgün değilim. Başım ağrıyor biraz." Gözyaşlarımı tutmaya çalıştıkça ve annem konuştukça daha da ağlamak istiyordum.

"Bana anlatabilirsin bebeğim." dedi omzumu sıvazlarken.

"Konu Liam." Kendimi tutamayıp hıçkırdığımda ona bir kez daha lanet ettim.

"Onunla birlikte olduğundan beri seni daha az üzgün görüyordum. Mutlu olduğunu sanıyordum. Sorun ne?" Mutluydum. Beni sevdiğine inanırken. Beni aldatmadığı zamanlarda.

"Beni sevdiğini sanıyordum ama sevmiyormuş."

"Bunu kendisi mi söyledi?" Keşke kendisi söyleseydi. En azından kendimi aptal gibi hissetmezdim herhalde.

"Onu bir kızla öpüşürken gördüm. Hani bir gün eve sarhoş gelmiştim ya o gün gördüm işte."

Asıl aptallığım sarhoş olmamdan dolayı hiçbir şeyi hatırlamamamdı. Hiçbir şey olmamış gibi onunla güzel vakit geçirmiştim. Beni öpmesine izin vermiştim. Dahası ise ona onu bırakmayacağıma dair söz vermiştim. Ve o tüm bunları bile bile bana söz verdirmişti.

"Şuandan itibaren ağlamayı bırakıyorsun. Bir daha da yüzüne bile bakmıyorsun onun. Seni üzmeye hakkı yok. Eğer onu affedersen ben kızarım sana."

"Öyle yapacağım zaten. Üzülmek istemiyorum artık." Şu ağlamayı bıraksam gerçekten iyi olurdu. Güçsüzlükte sınır tanımıyordum.

"Haydi kendini topla artık. Yarın birlikte gezelim okula gitme ne dersin? Şimdi dinlen biraz."

"İyi olur. Teşekkür ederim anne."

"Önemli değil tatlım. Uyu lütfen dinlen. İyi geceler."

"İyi geceler."

Annem gittiğinde telefonumun titremesiyle telefonumu kaptım.

Lütfen Liam olmasın. Hiçbir şekilde onunla iletişim kurmak istemiyordum.

Mesaj Ashley'dendi. Tanrıya şükür Liam değildi.

"Tatlım Cait anlattı. Lütfen kendini üzme." Gözlerimdeki yanmayı engellemeye çalışarak mesajına cevap yazmaya başladım.

Bir anda telefon çalmaya başladığında ekrandaki ismi görmemle telefonu  yatağın kenarına fırlattım.

Liam arıyordu. Ne vardı da arıyordu ki? Gerçi ne yoktu daha beni kandırma planları vardır. Daha benimle oynaması gerekiyordur.

Açmalı mıydım yoksa açmamalı mıydım?

Açmazsam tekrar arardı o yüzden açıp kurtulmalıydım belki de.

Telefonu attığım yerden alıp açtım.

"Alo?"

"Seni özledim. Ne yapıyorsun?"

Hâlâ oynamaya devam ediyordu benimle. Artık gerçekten bir son vermem gerekiyordu.

"Liam. Artık seninle görüşmek istemiyorum."

"Ne? Neden?"

Cevap vermeden kapattım. Hatta aramasın diye telefonu da kapattım.

Şimdi biraz daha rahatlamıştım açıkçası. Yarın da görmeyecektim onu çünkü okula gitmeyecektim.

Annemle önce dışarıda yemek yemiştik sonra sinemaya gitmiştik. Şimdi de alışveriş yapıyorduk. Kafamı dağıtmak için ideal şeylerdi.

Telefonumu daha açmamıştım açmayacaktım da. Tüm ilişkimi kesecektim onunla. Annemin dediği gibi yüzüne bile bakmayacaktım.

Eve geldiğimizde annem arabayı park ettikten sonra arabadan indik.

Annemle birlikte paketlerimizi taşırken onu görmemle duraksadım.

Liam oradaydı ve ben onunla yüzleşmekten çok korkuyordum. Beni kandırmaya çalışmasını izlemekten çok korkuyordum.

Ona bakıpta onu sevmeyi vazgeçememekten çok korkuyordum.

Annem destek verircesine kolumu sıktıktan sonra elimdeki paketleri aldı ve yürümeye devam etti. Ben ise aramızda adımlar kala durmak zorunda kaldım.

"Selam." dedi bana yaklaşıp.

"Selam."

"Neden okula gelmedin?"

Çünkü yorgundum. Senin yüzünden yorgundum. Bizi düşünmekten,üzülmekten yorulmuştum artık. Ama bu yorgunluğa bir son vermek istiyordum artık.

"Seni görmek istemediğim için gelmedim." Annemle alışverişe gitmemiz lazımdı bu yüzden gitmedim derdim ama gerçekten son vermem gerekiyordu.

"Yarında mı gelmeyeceksin yani?"

"Kendini o kadar önemli hissetme. Sinirliydim ama geçer."

Ben böyle konuşunca şaşırdığını belli ediyordu.

"Neden görüşmek istemiyorsun benimle?"

Yüzüne baktıkça kötü oluyordum ama artık böyle olmam gerekiyordu.

Ona baktıkça aşık olmamam gerekiyordu. Aşkımın bitmesi gerekiyordu.

"Nedenini biliyorsun. En başta dediğim gibi birbirimizi görmezlikten gelsek iyi olur. Hoşçakal."

Cevap vermesine müsaade etmeden eve yürüdüm.

Artık böyle olmalıydı. Güçlü olmam gerekiyordu.

Direct Message || Liam PayneOù les histoires vivent. Découvrez maintenant