9.BÖLÜM-Ah Be Güzelim!

3.8K 356 33
                                    


Her şey son bulup, ben gittiğim de sen gidebilecek misin benden? Onca yaşanana inat unutabilecek mi aklım seni? Aklımdan ziyade silebilecek mi kalbim sende sevdiği onca şeyi...



Ilgın sabah kalktığında kendini daha iyi hissediyordu. Dün gece aldığı karar omuzlarında taşıdığı büyük yükün hafiflemesini sağlamıştı. Kendini bir kuş kadar hafiflemiş hissediyordu. Bu kararın verdiği en doğru karar olduğundan emindi. Evet Kaan yıllardır tanıdığı biriydi. Arkadaşıydı. Ama bütün bunlar onu sevmediği gerçeğini değiştirmiyordu ne yazık ki. Kaan'a kesinlikle aşık değildi. Bunu Doruğu tanıdıktan sonra dahi iyi anlamıştı. Doruğa hissettiği şeyler farklıydı. Onu sürekli görmek istemesi, onu her gördüğün de kalbinin yerinden çıkacakmış gibi atması, sürekli onu düşünmesi... Bütün bunları yok sayamazdı. Başlarda sadece kafasının karışmış olabileceğini düşünmüştü. Ama zaman geçtikçe bunun kafa karışıklığı olmadığını da çok iyi anlamıştı. Doruğu seviyordu. Evet, belki onu uzun bir zamandır tanımıyordu ama seviyordu işte.


Aklına söz geçirebilirdi ancak kalbine geçiremezdi. Hayatı boyunca yabancı olduğu tüm duygular Doruk sayesinde kendisini bulmuştu. Bunu görmezden gelmesi imkansızdı. Ve bütün bunları bilerek Kaan ile bir hayat kurması da... İstanbul'a dönünce ilk işi Kaan ile konuşmak olacaktı. Ona söylemeliydi. Daha fazla kandırmazdı kendini de onu da. Bilmesi gerekiyordu. Bu iş uzadıkça Kaan'ı kandırdığını hissediyordu ki bu gerçekten rahatsız ediciydi.


Üzerini giyindikten sonra odasından çıktı. Saat dokuzu geçiyordu. Acaba uyuyorlar mıydı? Salona baktı. Kuzey'i koltukta uyurken bulunca şaşırdı. Neden odasında uyumamıştı? Hem diğerleri neden Kuzey'i uyandırmadan yatmışlardı? Koltuğun yanında ki battaniyeyi alarak yavaşça Kuzey'in üstüne örttü. Bir süre uyuyan adamı seyretti. Yüzünde sanki acı çekiyormuş gibi bir ifade vardı. Acaba canı bir şeye mi sıkılmıştı? Koltuğun yanına düşen elini battaniyenin içine sokacakken parmağında ki yüzük dikkatini çekti. Neden alyans takıyordu? Bildiği kadarıyla biriyle beraber değildi? O zaman bu alyansta neyin nesiydi? Öylesine mi takıyordu yoksa? İyi de neden bir erkek öylesine bir parmağına bir alyans takardı ki?


Ayak sesleri duyunca arkasına baktı. Aleyna esneyerek merdivenlerden aşağı iniyordu. Gülümseyerek merdivenin başına gitti.


"Günaydın, gece uyuyamadın mı?"


Aleyna Ilgın'a bakarak gülümsemeye çalıştı. Gece gerçekten de uyuyamamıştı. Sabaha karşı anca kapanmıştı gözleri. Bütün gece kabuslar görmüş sürekli yatağından sıçrayarak uyanmıştı.


"Günaydın, geç yattım biraz ondan uykusuzum. Kuzey neden burada yatmış?"


Ilgın tekrar arkasını dönerek Kuzey'e baktı. "Bilmiyorum."


Aleyna diğerlerini merak etmeye başlamıştı. Evde değiller miydi yoksa? İyide gece gece nereye gitmiş olabilirlerdi ki? Hem onlar gittiyse neden Kuzey evde kalmıştı?


"Ben bir abimlere bakayım."


Aleyna merdivenleri geri çıkarak odaların hepsine teker teker baktı. Hiçbirinin yatağı bozulmamıştı. Demek ki dün gece kendisi yukarı çıktıktan sonra gitmişlerdi. Odasından telefonunu alarak Batı'yı aradı.


"Efendim Aleyna?"


"Abi neredesiniz?"


"Geliyoruz. Birazdan evde oluruz."


Telefonu kapatıp yatağın üzerine geri koydu. Parmaklarını sıkıntıyla alnında gezdirdi. İçinde ki huzursuzluk kim bilir daha ne kadar sürecekti. Dünden beri kendini hiç iyi hissetmiyordu. Doruk yüzünden bütün planlarının alt üst olacağı korkusu bütün bedenini esir almıştı. O aptal umarım Ilgın'a daha fazla tutulmazdı. Eğer bir kız yüzünden geçmişi yok saymak zorunda kalırsa Doruğu ve diğerlerini asla affetmezdi. Bu intikam alınacaktı. Ne babasının ne annesinin ne de en yakınlarının çektiği o acılar yok sayılamazdı!

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin