Görünmez Savaş

8.2K 636 60
                                    

Ben geldim geç geldim farkındayım beni sabırla beklediğiniz çok teşekkür ederim:))

Keyifli okumalar olsun :))

Seviliyorsunuz

****************

Ilgaz'dan...


Her ne kadar kelimelere dökülmese de hatta dillendirmeye cesaret dahi edememiş bile olsak aramızdaki o amansız savaş çoktan başlamıştı. Aldığım nefesler göğüs kafesimi zorlarken geçip gittiği o dar patika yolda kaybolana kadar hayalini izlemeye devam ettim. Hala burada olduğuna inanmakta güçlük çekiyordum. Kendim için endişelenmeyi uzun zaman önce bırakan bir adamdım fakat işin rengi şu andan itibaren değişmişti. Değişmişti çünkü önceden ölüm benden korksun derken şimdi bir daha fazla yaşamak için uğraşacaktım.

"Burada olmamalıydı." Ağzımın içinde buruk bir tat vardı. Öylece boş gözlerle otel misafirlerinin doldurmaya başladığı yolu izlemeye devam ederken tuttuğum nefesi bırakmadan Gökhan abiye döndüm. Birbirimize kısa bir müddet baktıktan sonra boğazımı yakan nefesi bıraktım.

"Abi, ben odama çıkıyorum. Sonra görüşürüz." Göz kontağını kesmeye niyetimiz yok gibi birbirimizi izlemeye başladık. Kaç dakika geçti hesap dahi edemiyordum. Bir müddet sonra oturduğu koltuğa iyice yerleşerek gülümsedi.

"Keyfine bak."

Bakılacak keyif bıraktınız ya adamda konuşuyorsun demek vardı ama yine sessiz kalmayı tercih etmeyi seçtim. Yönümü kapıya döndüğüm an Gökhan abi "Ilgaz." Dedi. Başımı hafif sayılacak derecede oynatıp yandan bir bakış attım. Diyeceği her neyse çekiniyor olmalıydı ki bakışları kararsızlıktan çok tereddüt doluydu.

"Belki erken olacak ama denemekten zarar geleceğini zannetmiyorum."

"Neyi deneyeceksin?"

"Sizi bir araya getirmeyi." Olası bir durumu değerlendiriyormuş gibi öyle sakince konuşuyordu ki sanırsın iki küs sevgiliyi dalavereyle barıştıracaktı. Ama bilmiyordu kimse bizim aramızdakilerin bu kadar basit olmadığını anlamıyordu. Belki de anlamak istemiyorlardı. Oysa bir düşünseler bizimkinin küslükten çok kırgınlık, gönül borcu olduğunu anlayacaklardı.

Kaldı ki karşımda durmuş durum değerlendirmesi yapar gibi konuşan, barış çubuğu yakmaya çalışan adamın yürüttüğü tahminlerle durumumuzun uzaktan yakından alakası yoktu.

"Boşuna çabalama olur senin ki abi. O yüzden ne kendini yor ne bizi." Kendimce koyduğum noktayı irdelemesine müsaade etmeden kapıya yürüdüm. Kapı kolunu tutup çekerken "Ada" dedi bende zaman durdu. Nasıl durmasındı ulan konu Ada'ydı. Hal böyle olunca kapı önünde bedenim taş kesmişcesine sonrasını bekledim.

"Ada bir ara ihtiyara gidelim dedi. Hazır bizimki böyle bir teklif sunmuşken o bir ara neden bu akşam olmasın?"

"Bakarız." Beklemeden kendimi odanın dışına atarken olayın imkansızlığına gülmek istiyordum. Ulan kadın beni yanında yöresinde istemiyordu hadi istememesini geçtim resmen tanımazlıktan gelmişti. Karşısında iki dakikada sürmemişti kendimden, Ilgaz olduğumdan ben bile şüpheye düşecek hale gelmiştim.

Aklımdaki tilkiler cirit atarken kapının önünde bana aynı boş bakışlarla bakan Alp'e baktım. Öyle ki kendine gelen adam yanıma sır verircesine yaklaşıp bekledi. Tabi bende söyleyecek olduğunu beklemeye başladım. Baktım konuşmayacak odamın olduğu koridora yöneldim. Alp yanımda iki kişi de arkamızdan yürüyordu. Yanımdaki adamın adımları duraksadıkça içinde volkan olup patlamaya çalışan yanardağına sanki ben mâni oluyormuş gibi hissediyordum.

ILGAZ'IN ADA'SI [Aşk ve İntikam serisi 2] DÜZENLENİYOR Where stories live. Discover now