Sonuna Geldik

10.8K 656 104
                                    

Canlar ben geldimmmm:))) bakalım beğenecek misiniz?

Keyifli okumalar olsun :))

*****

"Ölemezsin Ada, ölmeyeceksin duydun mu vazgeçmeyeceksin!" Sertaç'ın sözlerine inat edercesine geriye düşen baş herşeyin sonu olduğunu söylüyor gibiydi. Gerçekler ve yaşam bu kadar mum ipliğine bağlı olmazdı. Yalan üzerine kurulu sevda için bir hayat sönemezdi. Sönmemeliydi. Bu hikayeden en masum olan bu kadar acımasızca çıkartılmazdı!

"Onun bugün doğum günüydü Allahım, doğum günüydü."

Kabul edemiyordu Sertaç, bir türlü kabul etmek istemiyordu. Bu olmuş olamazdı, olmamalıydı! "Nerede kaldı bu ambulans?" bağırdığında Ada'ya sarılmayı bırakmıyor, sanki üşüyecekmiş gibi kendini siper ediyordu üzerine. Her geçen dakika aleyhine işlerken sanki cadısını kaybetmeye biraz daha yaklaşıyordu.

Akşamın sessizliğini bölen siren sesleriyle başını kaldırdı. Ambulans sirenleri çığlık atarken dörtlülerinden tut da tepesinde dönen ışıklarına kadar renk huzmesi içinde uçarak geliyordu. "Çabuk olun artık" dedi Sertaç ve kucağındaki cansız bedene baktı. İçindeki depremleri nasıl anlatabilirdi, nasıl tarif edebilirdi bu yok oluşu? Elinin tersiyle gözlerini kurulurken bir erkek nasıl ağlıyorsa öyle ağlıyor öyle hıçkırıyordu.

"Buradayız!" tek elini ağlayarak kaldırdığında sesini duyurduğundan bile emin değildi fakat deniyordu, en azından çabalıyordu. "Geliyorlar cadım, geliyorlar!"

Ambulansın iki yanından çıkan araçları gördüğünde dışarı çıkmaya çabalayan öfkesi bedenini kasıp kavuruyordu. Ambulansın tam önünde durmasıyla içinden çıkan sağlık personelinin üzerine koştuğunu görerek başını Ada'ya eğdi.

"İzin verin!" konuşan görevliye göz ucuyla bakarken "K-kalbi, kalbi atmıyor, duyamıyorum." Diye fısıldadı.

"İzin verin kontrollerini yapalım. " başını olumsuzca sallayan Sertaç kimseyi duymuyor gibiydi. Öyle ki kollarından alınsa ona bir şey olacağından korkuyordu. "Bu şekilde hastaya zarar veriyorsunuz?" kollarından almaya çalıştıklarında dudaklarını bükerek onayladı.

"Adaaaa!" arabadan koşarak inen adamı gören Sertaç kollarından alınan kızdan başını çevirdiği gibi "Senin yüzünden!" diyerek Ada'ya yaklaşmasına izin vermeden yumruğunu yüzünün ortasına geçirmişti.

"Senin yüzünden ölüyor!" Ilgaz kolu kanadı kırılmışçasına yere dizleri üzerine çökerken omzundaki yaranın acısını bile hissedemiyor "Bilemedim, tahmin edemedim. Bilemedim" diye mırıldanırken gözleri yalnızca yüzü gözü kanlar içinde müdahale edilmeye çalışan kızın üzerindeydi. Yüzünü kaplayan kanlar kahve tonlarındaki saçlarına dağılmış o güzel rengini kırmızıya boyamaya çalışıyordu.

"Adaaaaaaa!" bir kez daha bağıran Ilgaz, Sertaç'ın az ilerisinde diz çökmüş olanları çaresiz gözlerle izliyordu. Alaz şok olmuş bir halde karşısında gördüklerini sindirmeye çalışırken, Aras başını iki elinin arasına almış öylece can savaşı veren kıza bakıyordu.

Sedyeyi getiren iki görevli yaralı genç kıza yüzlerini buruşturarak baktı. Durumu iç açıcı görünmüyordu. Sedye üzerine alınan bedenin boynuna boyunluk takıldıktan sonra oksijen maskesi takılarak, monitörizasyona bağlanmış halde kontrollerini sürdüren sağlık ekibinden bir tanesi "Nabız alıyorum, acele edin!" diye bağırırken sedye "1-2-3" Diyerek yerden kaldırılmış ambulansın içene bırakılmıştı. Vaka hastaneye bilgi geçilirken çabuk hareket etmeye çalışıyorlardı.

Bir görevli hasta ile kalırken diğerleri ön tarafa dolanıp yola çıkmaya hazırlandılar. Sertaç ambulansın içindeki görevliye "Bende sizinle geleceğim" diyerek ambulansa çıkarken görevli itiraz etmek istediyse de adamın keskin bakışlarıyla susmak zorunda kalarak kabul ederken başını salladı. Ilgaz, Sertaç'ı artık kıskanmayı geçmiş öfke dolu bakıyordu. Sevdiğinin her anında yanında olan adam bu kötü anında da yanındaydı ve Ilgaz'a düşen yine karşıdan bakmaktı. Ben gideceğim diyemeden kapanan kapının önünde bekliyordu.

ILGAZ'IN ADA'SI [Aşk ve İntikam serisi 2] DÜZENLENİYOR Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon