Kara Yazgım

10.5K 680 67
                                    

Ada geldii:))) bakalım bölümü nasıl bulacaksınız yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar :))

****

"Anlat bakalım karadul!"

Hadi anlat bakalım anlatabilirsen karadul. Neyi nasıl anlatacaksan anlat. Bulaşma bu işlere dediği halde dinlemediğimi mi, yoksa benim canım az mafyacılık çekti de bir oynayayım mı dedim diyecektim ne diyecektim? Of babam ya niye en zor soruları soruyorsun sen bana? Anlatması basit olsa çoktan anlatmış olmaz mıydım?

"Şey!" yerimde huzursuzca kıpırdanırken oturduğum koltuk batmaya başlamıştı. Gözlerim fıldır fıldır dönerken gözlerini üzerimden ayırmayan babama kaçamak bakışlar atıyor olmadı bakışlarımı kaçırıyorum.

"Ney evladım?" dalga geçer gibi çenesini kaşıyan babama gözümün ucuyla baktım ve yutkundum. "Şey işte!"

"Neymiş o işte anlat da bilelim?" öyle tekdüze konuşuyordı ki sanırsın tehdit ediyordu. Hayallerim tabii bu yönde değildi ama yine de ne bileyim daha sakin oluruz diyordum. Tabii ki sakinlikten kastım aferin benim kızıma deyip sırtımı sıvazlaması değildi fakat yine de işte. Koca bir işteyle boğuşuyordum. Of be babam sen bana böyle sert çıkarsan olmadı dalga geçersen ben nasıl anlatırım. Ne yapalım ucundan kıyısından anlatıcaz artık. Haydi Bismillah!

"Yaptık işte bir şeyler! "

"Sen ne yaptın evladım?"

"Hehe bir şeyler yaptım işte." Yalnız her dediğimin ardına işte diyerek belirteç eklemem adamın çıldırmasına yol açmazsa bu odadan sağ salim çıkardım. Çıkardım, çıkardım Allahın izniyle çıkardım zira babamın mavileri renk değiştirmek üzereydi.

"EVLADIM!" Ups sanırım kızmaya başlıyordu peki ben şimdi nasıl bir yol izlemeliydim? Boyun büküp kabullenmek istesem, ezik durma karşımda diye bağıracak, ben sesimi yükseltsem senin karşında kim olduğunu şaşırma diyecek, ne yapsam nasıl anlatsam çaresiz kalmıştım. Sessizliğimi sert yutkunuşlarımla ödüllendirirken "Delirtme babam beni, ne yaptın?" diyen sert ses kendime getirmek için seçilmiş gibiydi. Ne olursa olsun inceldiği yerden kopsun diyerek dudaklarımı araladım.

"Ne yapsaydım baba. Babam bu işlere karışma dedi. O yüzden sizin daha 13,14 yaşındayken evinizden alıp zorla fuhuş yaptırmalarına göz yumuyorum, olmadı yeni doğmuş annesine muhtaç bebek ve küçük çocukları evinin önünden kaçırıp organlarını zorla acımadan alıp onları, yarım bırakmalarına karışmıyorum mu deseydim? Benim... bana ait, benim yönetimimde olan köklü bir otelin tüm harcını ne olduğu belli olmayan ama adına biz mafyayız diyen iki çapulcuya mı yedirseydim? Yoksa daha orta okulda okuyan bebelere, uyuşturucu satmalarına göz mü yumsaydım? Ne yapsaydım sen söyle?"

Hızımı alamayıp koltuktan kalkarken belime koyduğum ellerimi iki yana açarak dişlerimi sıktım. Kazık yutmuş gibi dikilmekten çok daha fazlasıydı karşısına geçişim.

"Birkaç şerefsiz devletin hazinesine göz dikerken, askerime pusu kurup ana kuzularını kendi silahlarıyla vururken babam kızar deyip köşeye mi çekilseydim ne yapsaydım? Bunları bekliyorsan bekleme, bekleme çünkü ben senin bunlara göz yummam!"

Hışımla çöktüğü yerden kalkarken ona yukarıdan baktığımı çok sonra fark ediyordum. Gözleri griye dönmüş bir Uraz bey en tehlikeli olandı emin olabilirsiniz. Ben kollarım iki yana açık öylece dururken önüme kadar gelen babamın karşısında eğilmemek için savaşıyordum. Fındık diye tasvir ettikleri burnumu kuyruğu dik tuttuğum gibi havada tutmaya çalışıyordum. Gözlerimizin birbirine benzediğini söyleyen annem şimdi gelsin de bir baksın bakalım ne kadar benziyor?

ILGAZ'IN ADA'SI [Aşk ve İntikam serisi 2] DÜZENLENİYOR Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu