Gece Uzun

8.3K 571 73
                                    

Keyifli okumalar canlar:))

***

"Akıp giden bir bataklığın içindeyiz hepimiz ama yıldızlara bakıyor bazılarımız."  * Oscar Wilde***

**

Ilgaz'ı arkamda bırakıp mekana girmiştim girmesine ama beklediğim gibi hemen peşimden yanımda bitmemiş bir süre daha dışarıda kalmayı seçmişti. Oturacak yer bakarken daha doğrusu bizim için ayrılmış masayı bulmayı çalışırken mekânın içinde acelesizce bakışlarımı gezdirdim. Neredeyse bütün masalar bizim adamlar tarafından işgal etmişti. Neredeyse fazla kalırdı çünkü bütün masalara bizim ekiptekiler çöreklenmiş etrafı süzüyorlardı.

Anlaşılan ihtiyar bu gece için mekânı kapatmayı uygun görmüştü. Bakışlarım sonunda aradığını bulmanın hazzıyla kısılırken en köşeye hazırlanmış uzun masayı uzunca incelemeye başladım. On iki kişinin kolayca sığacağı masanın başında yer alan Gökhan abi çoktan gelmiş karısı Meltem ablayla tatlı tatlı atışırken cilveleşmeyi bir an bile olsa bırakmıyorlardı.

"Ulan aşka bak!" İkilinin çiftleşme dönemine girmiş canlılar gibi birbirlerini izlerken gözlerim kanamak üzereydi. Cilveleşme bir müddet sonra göz süzmelere dönüşmeye başlayınca umutsuz vaka olan ben kendimi atacak yer aramaya başladım. Başımı umutsuzca iki yana sallarken gözlerimin hayrına bakışlarımı tekrar masalar arasında gezdirdim. Bar kısmında durmuş çalışana bir şeyler anlatan adamı görünce özlemle büyük bir nefesi ciğerlerime hapsettim.

"İhtiyar." Diye bağırınca gür çıkan sesim yüzünden omuzları kasılan adam ve bizim ekibin bir hayli dikkatini çekmiştim. Bazısı oturuşunu düzeltirken bazıları bu gecelik rahat oldukları için oralı bile olmamıştı. Sırtı bana dönük olan Fırat amca bana hızla dönünce "Ben geldim." Diyerek burukça gülümseye başladım.

"Kızım." derken gözlerinden geçen parıltılar yüreğimi titretirken olduğum yerde dikilmeye devam ederken o usul usul yanıma yaklaşıyordu. Oysa kucağına çoktan hoplamış deli gibi kahkaha atıyor olmam lazımdı. Ama ne var ki her zaman yaptığımı yapıp kaçak dövüştüğüm yetmiyor gibi arsız bir çocuk olup ondan işaret bekliyordum.

"Sensin ihtiyar ulan, bu yaşta hepinizi cebimden çıkarırım!"

Bana doğru kollarını açıp gülmeye başladığı an beklediğim işaretin geldiğini anlayıp fırsatı kaçırmadan boynuna sarıldım. Onu o kadar çok özlemiştim ki kaçarak geçirdiğim yıllara ne kadar yazık ettiğimi, kendime acımasız davrandığımı bugün bir kez daha anlamıştım. Zaman hepimizin aleyhine işlerken kim olduğu yerde duruyordu?

Ömrümüz ahla vahla geçerken kaybettiklerimize üzülemiyorduk bile. Boynundaki kollarımı çözüp tam karşısına geçerken ellili yaşların ortalarında olmasına rağmen fitliğinden hiçbir şey kaybetmeyen adamın heybetli vücudunu süzmeyi bırakamıyordum.

"Çıkarırsın sen!" deyip gülümserken gözlerim göz kenarlarına yer edinmiş kırışıklara takılmıştı. Kimse bilmez ama her zaman Fırat amcayla konuşmak benim için bulunmaz bir nimet olmuştur. Kendimi bir an, bu kısacık an da onunla eskileri yad etmek isterken buluvermiştim.

"Ne dersin bir gün talim yapalım mı?"

"Yapalım tabii miniğim. Seninle atışmayı bile özledim!" Dedikten hemen sonra aramızdaki kısa mesafeyi kapatarak başımı kendine çekerek tepemi öpmüştü. Başımı geri çekip kahkaha atarken minikliğimi düşünüyordum. "Yapma be ihtiyar minik halim mi kalmış?" akmak için bekleyen yaşlarımı kahkahalarımla maskelerken durumun farkına vararak yanaklarımı avuçları arasına aldı.

ILGAZ'IN ADA'SI [Aşk ve İntikam serisi 2] DÜZENLENİYOR Where stories live. Discover now