ILGAZ'IN ADA'SI [Aşk ve İntikam serisi 2] DÜZENLENİYOR

Seni Sevmek (+18)

Keyifli okumalar :)

Az biraz müstehcen sahneler var bilginiz ola :)
 
***

Ilgaz’dan...

Deve kuşlarının başını toprağa gömmesi gibi başını göğsüme gömdüğünde gülümsedim. “Seninle bir ömür uyurum miniğim.” Dudaklarının üzerine konuşmamı sonlandırıp, burnunu, yanaklarını, alnını ve çenesini usul usul öptüm. Dudaklarına tekrar edildiğinde gözlerinin içine bakıp izin istedim. Gözlerini kapatmasıyla onu bir kez daha öptüm ve "bak bana sevgilim" deyip okyanus mavisi gözlerinde kaybolmak istedim. Usulca öpmeye başlamam ile dudaklarını aralaması gecikmemişti.

Üzerinden doğrulunca şaşkın bakışları altında üzerimdeki kıyafetleri çıkarmaya başladım. Ardı ardına yutkunmasıyla açıklama yapmaya çalıştım. "İzin ver miniğim... Seni sevmeme izin ver... Teninin tenimi yakmasına, bedenimin sana biat etmesine izin ver!"

Sadece boxerım kalınca üzerine tekrar uzandım. Korkmasını istemiyordum. Benim için ne kadar zor olsa da ona istemediği hiçbir şey yapmazdım.

Bedenim kor olup yanacaktı belki, belki benden geriye yalnızca küllerim kalacaktı ama önce o hissedecekti bitip tükenmeyen aşkımı. Sözlerim yetmiyorsa ellerim, ellerim yetmiyorsa gözlerim, dudaklarım ve bedenimle hissettirmeliydim ona hissettiklerimi…

Karşımdaki kendi güzelliğinden habersiz, ürkek ve bir o kadar da heyecanla beni izleyen kadına usulca yanaştım. Ellerim benden bağımsız önce yanaklarına, sonrada sırasıyla omzuna, gerdanına, oradan da göğüslerine ilerledi. Beni benden alan dolgun dudaklarında son buldu nefesim. Kana kana dudaklarından aşkı içerken, şefkatimi akıttım ona. Yüzünü görmek için uzaklaştığım an kapalı olan gözlerini açtı.

"Aç bana kendini miniğim, saklanma... Gör ve hisset!" arzuyla parlayan gözlerine bakarak, dudaklarının şerbetini tekrar tekrar içtim.

Dudaklarından ayrılıp, üzerinde yavaşça aşağıya doğru kaymaya başladım. Çenesinde oyalanıp, başımı boynuna gömdüm. Dudaklarımı şah damarının üzerine bastırıp, benim için hızlanan nefesini çektim içime. Dilimle gerdanına doğru kendime bir yol çizdim ve köprücük kemiğini dişlerimi sürtüp, öptüm.

Dudaklarım âdeta kendi yolunu kendi çizmişti. Göğsünün üzerine gelince, dilimle kahverengi tepeciklerine ulaşıp, meme ucunu emip bıraktım. Başımı kaldırıp tepkisini kısa bir an izleyip tekrar öpücüklerimi göğsünden koltukaltına doğru sürdürdüm. İsmimin yazılı olduğu dövmenin üzerine öpücüğümü bırakıp, bir de kendi imzamı bıraktım.

Göğsünden, kıvrımlarında dilimle ilerleyerek göbeğine kadar geldim. Göbek deliğinin çevresini dilimle ıslatıp üfledim. Bana bahşedilen küçük bir inlemeyle, içimdeki vahşi hayvanı susturmak için cennete odaklandım. Göbeğinin altından kasığına kadar uzayan ince çizgiyi öperek indim. Yavaşça kasıklarına oradan da kadınlığının merkezine eğildiğim an minik elleriyle çenemi yakaladı.

Zevkten gözleri alev alev yanarken, yanakları kızarmış, heyecandan ağzı bir balık gibi açılıp kapanıyordu. Nefes nefese "Y-yapma… Ilgaz." diye soludu. Benimde ilk kez yaşayacağım bir deneyim olacaktı. Daha önce midemi bulandıran, yapmayı hiç denemediğim şeyi onun için yapacaktım. Gözlerini kapatarak başını yana yatırmış kadınımın, çenemdeki elini alıp avucunun içini öptüm. Kasığının üzerinde dilimi tekrar gezdirip başımı kaldırdım.

"Burada... Yalnızca benim döllerim hayat bulacak. Yalnızca benim olan izleri taşıyacaksın!" diye soludum.

İlk önce parmaklarımı vajina duvarının üzerinde gezdirdim. Sonra kokusunu içime çekip dudaklarımı kadınlığına bastırdım. Bastırmamla vücudu yay gibi gerilip beli kıvrıldı ve beni kendine bastırdı. Kesik kesik inleyen kadınımın içine dilimi ittirdim ve benim için ıslanmış olan kadınlığını dilimle talan etmeye başladım. Her inleyişinde biraz daha sertleşiyordum. Daha fazlası olabilirmiş gibi. Benden korkmasnı istemediğim için boxerımı çıkarmazken hoşuma giden ıslaklıktan uzaklaşmak istemesem de beni hissetmeliydi. Bir kez daha öperek başımı kaldırdım ve doğrulup ıslaklığının üzerine kendimi dayadım. Bacaklarını belime sarıp kendimi ona ittim.