Eski defterler-1-(20 yıl önce)

32.6K 1.2K 99
                                    

Ve yeniden bir aradayız :))) bu haliyle daha çok beğeneceksiniz. Her şeyi ile yepisyeni bölümler gelecek :)))

Keyifli okumalar....

**********

"Bahçenin havası çok güzel değil mi fırtına Uraz? Sence de bir eksik hatta iki eksik yok mu bahçede? "

"Asya Hanım yere yatın!" Asya arabanın içinde kızının üzerine kapandığında üzerlerine yağan kurşunların sesinden kulaklarını kapatamadan, "Durma Hamza!" diye bağırdı. Korkuyordu, o kurşunların yanlışlıkla sekip kızına denk gelmesinden, ilk defa Uraz beyin karısı olmaktan ölesiye korkuyordu.

"Anne ne oluyor?" diye soran çocuğun masum sesi kulaklarına dolmadan, kulakları sağır eden o kurşun sesi sokakta yankılanırken, bulundukları arabanın camını patlatıp  dağılan buzlu camların parçaları altında kalakalmışlardı.

"Ada, annecim sakın başını kaldırma!" diye bağırdı. Bağırmasıyla çalmaya başlayan telefonun sesini duyduğunda kocası olması için dua ediyordu. Bir eliyle de çantasını bulmaya çalışıyor bir yandan da şoföre seslenmeye çalışıyordu. 

"Hamza durma dedim sana!" sokak cehenneme dönmüştü fakat kimse yanaşmaya cesaret edemiyordu.

"Efendim önümüzü kestiler. Ateş açarsam karşılığını daha çok verecekler. Korkum kendime değil, sizin için." 

Daha korkulacak ne kalmıştı? Adamlar karşı ateş açmadıkları halde kevgire döndürmüşlerdi arabayı! El yordamıyla ayaklarının altındaki çantasını bulan Asya, hiç beklemeden elini içine daldırdı. Hay aksi şeytan! Başka zaman boş olan çantasının içinin bugün dolacağı tutmuştu! Tek kolu Ada'nın başını bastırırken aradığını bulmanın sevincini yaşayamadan diğer camda patlamıştı.

"AAAAGGH" Dişlerini sıktığında sırf kızı daha çok korkmasın diye dolan gözlerini kırpmıyordu. "Anne?" Ada'nın ürkek sesini duyduğunda elini çantanın içinde bir kere dolaştırdı. "Korkma annecim, baban gelecek şimdi!" aradığını bulduğunda titreyen eliyle telefonu tutmaya çalıştı. Birinci denemesi başarısız olduğunda yeniden denedi. Telefon ısrarla çalmaya devam ediyordu.

"Korkmuyorum anne, sende korkma! Unuttun mu ben Uraz beyin kızıyım." Ah unutur muyum babası kılıklı dememek için gergince güldüğünde, ağlamamak içinde kendini sıkıyordu. Telefonu sıkıca tutup çektiğinde hiç beklemeden açtı.

"Uraz!"

"Gülüm," derince iç çekerek soluyan kocasının sesini duyduğunda çeşmeleri açılmak üzereydi. Sanki gücü bu kadardı. Başlarından hala yağan kurşunu unutmuştu o an.

"Uraz sen neredesin?"

"Fırat'la bizim oğlanları....Asya o sesler ne?" Uraz bey sakin olmak için çabalarken, karşısındaki adamda kendi karısıyla konuşuyordu. Falaz yerdeki gözlerini kaldırdığında bilindik korkuyu iliklerine kadar hissederken işaretiyle toplanan adamlar çıkışa yönelmişti çoktan.

"Fırat, çocuklar !" başka bir söz demesine kalmadan "Merak etme reis!" deyip eğittiği çocukları eve doğru götürmeye başlamıştı. Telefonu kulağıyla omzu arasına sıkıştırdığında belindeki silahı kontrol edip emniyeti açtı ve kurşunu namluya sürüp çıkışa koşar adım ilerlemeye başladı.

"Gülüm?" telefondan duyulan seslere kapılıp delirmemek için karısının sesine, onun konuşmasına ihtiyacı vardı. Kapıya çıktığında Falaz'a diğer arabaya geçmesini işaret etti.

"Uraz bizim tepemizden kurşunlar yağarken sen neredesin?" bağırmasıyla şoförün başının direksiyona düşmesi aynı anda olmuştu. "Hamza?" bir eliyle şoförü sarsarken ne yapacağını şaşırmıştı Asya.

ILGAZ'IN ADA'SI [Aşk ve İntikam serisi 2] DÜZENLENİYOR Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon