23. Bölüm

7.2K 319 12
                                    

Arkadaşlar gerçekten çok çok çok özür dilerim yeni bölüm gecikti. Daha hızlı yazmaya çalışacağım.

İyi okumalar..

Multimedya; Sevda ve Yağız'ın denizdeki halleri.

''Gerizekalı'' dediğimde çıkan ''aaa'' sesleri burda yalnız olmadığımızı anlamamı sağladı. Yağız şaşkın şaşkın yüzüme bakıyordu.

''Ver yüzüğümü'' diyip elinden kutuyu aldım ve belediyenin içine doğru yürümeye başladım. Merdivenlere geldiğimde arkamı döndüm. Hâlâ bıraktığım gibi duruyordu.

''Hey'' dedigimde kafasını döndürüp baktı. Çok üzgün gözüküyordu.

''Efendim''

''Hadi gelsene ya evlenmeyecek miyiz?''

''Kocacığım'' bugün evliligimizin 2. Günüydü. Hem Yağız'ın kolunda ki sarginin çıkması hem de tatile iş götürmemek için 2 gün beklemistik ama artık balayı için bir yer seçmemiz gerekiyordu.

''Daha fazla ısrar etme. Batman'in Batman'da yaşadığını düşündüğün için balayı için oraya gitmeyecegiz Sevda'' bana, bana, Sevosuna.......

''Adımla seslendii nasıl agirimaa gittiiiii nasil uzgunuuuum'' şarkıya ağlamaklı ses tonumu da ekleyince tam bir şaheser çıkarmıştım.

''Hayatım öyle demek istemedim.'' Diyip elini omzuma koydu. Kafamı hızla kaldırıp

''Ya sen ne biçim mafyasın? Yoksa bana yalan mı söyledin? Ya azıcık sert olsana. Hemen hiyitim iyli dimik istimidim. Ya desene ''lan başlatma Batman'den benden başka erkeğe bakamazsin ya Yunan Adalarına gideriz ya da evde oturursun'' hadi onu da dinlemedim daya kafama silahı dinle-'' sözümü bitirmeme sebep olan alnıma dayanan namlu idi.

''Lan başlatma Batman'den. Benden başka erkeğe bakamazsin. Ya Yunan Adalarına gideriz ya da evde oturursun.''

''Hah işte böyle diyorum hayatım ne o öyle yumuş-''

''Kalk hazırlan lan 2 saate çıkarız''

''Sence de biraz abartmadın mı Yağ-''

''Kalk dedim lan'' son bağırmasıyla oturduğum yerden koşarak merdivene gittim. Arkamdan gülüdüğnü duymak beni de güldürmüştü. Pis köpek ya. Odaya gidip valizleri dolabın üstünden indirdim ve doldurmaya başladım. Tabi size de nikahı anlatayım bu arada.

İçeri girdiğimizde herkesin orada olduğunu gördüm. Patromum? hatta Müşbela teyze ve ablası bile oradaydı. Ön sırada annem, babam, Hulk, Hira, Oktay, Uygar, Dedem ve Filiz Teyze vardı. Şahitler, bana ''lan nasıl benden önce evlenirsin? Of ulan of geç kaldım'' bakışları atan Ada ve Yağız'ın kardeşim diye bahsettiği ama yurt dışında olduğu için henüz tanışamadığımız Yiğit vardı.

Alkışlar bittikten sonra herkes yerlerine oturunca nikah memuru söze başladı.

''Siz Burak kızı Sevda Karasu, iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, üzüntü de mutlulukta, hayatınızın her anında hiç bir baskı altında kalmadan özgür, hür iradeniz ile Murat oğlu Yağız'ı kocalığa kabul ediyor musunuz?''

Önümde ki masa mikrafonuna gerek duymadan tüm salonu dolduracak bir sesle ''evet'' diye bağırdım. Salondan ıslık ve alkış sesleri yükseldi.

''Siz Murat oğlu Yağız Tan, iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, üzüntü de mutlulukta, hayatınızın her anında hiç bir baskı altında kalmadan özgür, hür iradeniz ile Burak kızı Sevda'yı karılığa kabul ediyor musunuz?''

Yağız ilk önce etrafa sonra bana bakarak,

''Düşünecegim'' diye yanıtladı nikah memurunu. Bir ara ayağa fırlayan babamı annemin oturttugunu gördüm. Ben evlenme teklifinin intikamını aldığını biliyordum ama onlar bilmedikleri için şaşırmış ve kızmışlardı. İmzaları atacağımız deftere uzanıp nikah memurunun şaşkın bakışları ile kendime çektim.

''Merak etme balım ben senin imzanı taklit edebiliyorum sen düşünedur.'' Dediğimde tüm salondan kahkahalar yükseldi. Yağız'ın da sirittigini görüp güldüm. Dedigim gibi imzaları atıp defteri Ada'ya uzattım. Yiğit de imza atıp defteri nikah memuruna uzattı. Nikah memuru ayağa kalkınca biz de kalktık. Evlilik cüzdanını bana uzatıp,

''Sizi karı-koca ilan ediyorum. Damadı öpebilirsiniz'' dediğinde yaptığı imayi herkes anlamış ve gülmeye başlamışlardı. Bense nikah memurunun söylediği şeyi gerçekleştirmek ile meşguldüm.

                               *

''Hayatım ben denize iniyorum. Bu saatlerde sakindir sen de üzerini giy gel. Deniz eşyaları benim valizimde'' sona doğru sesi gülüyor gibi çıkan Yağız kapıdan çıkmadan önce ''tamam'' diye bağırdım. Geleli daha sadece 35 dakika olmuştu ama beyefendinin canı ne kadar deniz cektiyse artık. Makyajımı silme işlemini tamamlayıp banyodan çıktım. Yağız'ın valizini açıp poşeti aldım ve yatağa döktüm. Yataktaki şeyleri görünce sinir kat sayım 888 kat artmıştı.

Bana da mayo alacağını söylemişti. Ben de gerçekten mayo alacak sanmıştım. Dizlerimin altında biten, üzeri sifir kol tunik gibi olan kahverengi bir mayo almıştı. Bunu giysem +35 yaş görünecegime emin olmuştum. Ya ne tür bir insan böyle bir hayvanlık yapar? Ya yanımda birşeyler getirmeseydim?

Evet, eveet. Yanımda 6 tane bikini getirdim. Sinsice sirittim ve kendi valizimi açıp Yağız görmesin diye en alta koyduğum bikinileri çıkardım.

Siyah tek parça, bikiniden ziyade mayokini gibi olanı alıp hemen giydim.

Bu arada size soylemeyi unuttum nikahın ertesi günü sırf bana 'kızıl şeytan' dediği için saçlarımı dipleri hafif siyah olacak sekilde sariya boyattım. Dip boyam gelmiş gibi değil daha hoş gözüküyordu. Saçlarımı sarı gören Yağız elinde ki bardağı ayağına düşürmüş bi de bu yüzden kızmıştı.

Dolgu topuk siyah sandaletlerimi giyip siyah gözlüğümü de taktım ve plaj için aldığım uzun etnik desenli kimonoyu giydim.

Plaja indiğimde tabi ki bütün gözler bana dönmedi. Sadece bi kaç kişinin dikkatini çekmiştim. Yağız'ın uzandığı şezlongu görüp oraya yöneldim. Gözleri kapalı uzanıyordu. Ya gerizekalı kızlar bakıyo diye kendi içimde azarladim onu ve hemen havuluyu yanında ki boş şezlonga serdim. Hareket ettigini fark ettim. Buyuk ihtimalle geldigimi fark etmis bana bakiyordu. Arkam dönük ve kimonom uzun olduğu için ne giydigimi görmemişti. Ona döndüğüm de baştan ayağa süzüp bana baktı ve bağırmaya yakın şaşkınlık ile yükselmiş sesi ile konuştu.

''Hassiktir.''

Arkadaşlar elimden geldiğince uzun bir bölüm yazdım. Yazım hataları için kusuruma bakmayın.

+10 vote +3 yorum yeni bölüm.

Sizleri seviyorum öpüldünüüz :***

YÜRÜYEN TAKIM ELBİSE (BİR TÜRLÜ KITAP OLMUYOR)Where stories live. Discover now