-54-

13.6K 906 450
                                    

"Gitmeliyim," dedim fısıltıyla. "Annem beni merak etmiştir."

"Benim yanımdasın Mathilda." Calum Aston Martin'in motorunu durdururken hafifçe gülümsedi. "Annen benim yanımdayken sana zarar gelmeyeceğini biliyor. Doğal olarak merak da etmiyor."

"Evet." Homurdandım. "Sana, bana güvendiğinden daha çok güveniyor."

"Bu da demek oluyor ki, arabada biraz zaman geçirebiliriz."

"Aston Martin'i test sürüşüne mi çıkaracağız?"

Kafasını salladı. "Hem de son süratle."

Calum bana, yaptığını algılama fırsatı vermeden, beni tutup kucağına çekti. Çenemi kavrayıp dudaklarımızı birleştirdi ve beni sertçe öptü. Onun öpücüğünü seviyordum. Hiç sonu gelmeyen bir uçurumdan düşmek gibiydi. Ürkütücü ve güzeldi.

Dudaklarımızı ayırdım. "Kızları kucağına çekmekte bayağı pratiksin?"

Gülümsedi. "Çok alıştırma yaptım."

Dudaklarıma uzanmaya çalıştığında kendimi geri çektim. "O zaman alıştırma yaptığın kızlarla yoluna devam et."

Kucağından yan koltuğa geçeceğim sırada bileklerimi kavradı ve hareket etmemi engelledi. "Bana gideceğim yolda eşlik edebilecek tek kadının sen olduğunu hâlâ anlayamadın mı?"

Gözlerinin içine baktım. Bir sürü şey ifade eden, arzu dolu o gözlerde kayboldum.

Eğilip onu öptüm. Bileklerimi bıraktı ve ellerini belime yerleştirdi. Arabada böyle bir şey yapıyor olmamız inanılmazdı.

Kollarımı boynuna sardım ve dilimi yavaşça dudağının üstünde gezdirdim. Alt dudağımı dişlerinin arasına aldı ve hafifçe çekip bıraktı. Benden ayrıldı. Gözlerimi açtığımda, bana bakıyordu. "Şu çilekli parlatıcıdan vazgeçemiyorsun, değil mi?"

Omuz silktim. "Çilekli en iyisidir."

Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Lezzetli dudakların tatlı parlatıcılara ihtiyacı yoktur."

"Bu kadar geveze olma da öp beni."

Sırıttı ve dudaklarını tekrar dudaklarıma bastırdı. Birkaç dakika içinde, Calum'ın tişörtü ve benim tişörtüm Aston Martin'in herhangi bir yerine atılmıştı. Calum ellerini edepsizce göğsümde ve karnımda gezdiriyor, bense onun pantolonunun düğmelerini açmaya çalışıyordum.

Tamamen kontrolden çıkmıştık. Bu iyi bir yere gitmiyordu ve zaten gitmesini isteyen de yoktu.

Pantolonunun fermuarını indirmeyi becerdiğimde, Calum morarmış olduğunu tahmin edebildiğim dudaklarımdan dudaklarını çekmiş, boynuma dişlerini geçirmişti. Muhtemelen bir vampir olsa, bundan daha fazla zevk alırdı.

Elimi sertçe Calum'ın kasıklarına bastırdığımda, başını geri atıp inledi. Yaptığımın onu bu şekilde delirtmesi fazlasıyla hoşuma gitti.

"Durmalısın," dedi nefes nefese. "Yanımda prezervatif yok ve sen beni çığırımdan çıkarıyorsun."

Dudağına bir öpücük kondurdum ve geri çekildim. Bir elimi kot pantolonumun arka cebine attım ve küçük prezervatif ambalajını çıkarıp Calum'ın gözü önünde salladım. "Bende bir tane var."

Ağzı aralandı ve elimde bir dinozor yavrusu tutuyormuşum gibi bana baktı. "Yanında prezervatif mi taşıyorsun?"

Kafamı salladım. "İhtiyacım olacağını düşünmüştüm. Yani benim değil, senin."

"Sen inanılmazsın. Ama yine de ilkinin burada, bir arabada olmasını istediğine emin misin?"

Kendimi altımdaki belirgin sertliğe sürttüm. İkimiz de aynı anda inlediğimizde, Calum'ın kulağına eğildim ve sessizce konuştum. "Aston Martin sadece bir araba değil, Cal. Bunu biliyorsun."

Ve sonra her şey çok hızlı oldu. Calum beni yan koltuğa atıp üstüme çıktı. Dudaklarımızı sertçe birleştirdi ve bir yandan kot pantolonumun düğmesini açıp fermuarını aşağı indirdi. Pantolonumu bacaklarımdan sıyırırken o kadar hızlı ve vahşiydi ki...

Kendini bana sertçe bastırdığında, omuzlarını sıktım. Bu bana kafayı yedirtiyordu. Tenlerimizin tamamen temas etmesi gerekiyordu. Ellerimi bedeninden kaydırdım ve boxer'ının lastiğini bulana kadar durmadım. Pantolonu diz kapaklarının hemen altındaydı ama beni ilgilendiren üstündeki boxer'dı.

"Bu üstünde olmamalı," diye inledim öfke ve çaresizlikle. Tam o sırada, bir yerden bir melodi geldi kulağıma. Calum'ın telefonu çalıyordu.

"Açma, açma, açma." Beni öperek susturmasaydı, açma demeye devam ederdim. Telefon biz öpüşürken defalarca çaldı ve susmadı. Sonunda Calum sinirlendi ve debelenerek telefonu cebinden çıkarttı. Çağrıyı yanıtlayıp telefonu kulağına götürdü. Arayan kişi kimdi ne dedi bilmiyordum ama iyi bir şey söylemediği kesindi. Calum'ın tepkisine bakılırsa, haber berbattan da öte bir şeydi.

"Ne oluyor?"

Calum telefonu kapattı ve yüzüme baktı. "Kasaba şerifi geri dönmüş."

"Ne?" diye haykırdım. "Babam geri mi dönmüş?"

Şaşkınlığımı bile doğru dürüst yaşayamadan Aston Martin'in camı tıklatıldı. Camlar buharlaştığı için dışarısı tam olarak gözükmüyordu. Kendimi arka koltuklara attım. Calum ise pantolonunu giyip saçlarını düzeltti. Dışarıdaki kişinin kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Eğer babam dönmüşse ilk önce eve gelirdi. Ve kapının önünde sallanan bir Aston Martin görürse, bu dikkatini çekerdi.

Calum camı aşağı indirdi ve ben de saklandım. İçeri bir fenerden sarı bir ışık süzüldü. Babam canıma okuyacaktı!

"Calum Hood."

Tamam, bu babamın sesiydi.

"Gecenin bir köründe siktiğimin evimin önünde arabanın ne işin olduğunu sorabilir miyim?"

"Efendim," Calum boğazını temizledi. "Sadece biraz hava almaya çıkmıştım."

"Bu arabanın sallanmasını açıklıyor mu, evlat?"

"Hayır, efendim."

Babam derin bir nefes alıp verdi. "Aletine sahip çıkamayan erkeklerden daha çok nefret ettiğim şey nedir, bilir misin?"

Calum sessizce "hayır," dedi. Babam da konuşmaya devam etti. "O erkeğin kızım yüzünden aletine sahip çıkamamasıdır."

Uzun bir sessizlik oldu. Sessizliği bozan babamdı. "Mathilda'ya söyle, arkada saklandığını biliyorum. Beş dakika içinde giyinik bir şekilde evde olsun. Bana bunun hesabını verecek."

Nasıl üstümü giyindim, nasıl arabadan indim ve eve girdim bilmiyordum. Tek bildiğim, utançtan ölmek üzere olduğumdu.

*

size Mathilda'nın babasından ve babasının bir şerif olduğundan bahsetmemiş miydim? Aaa, ne ayıp bana... ve ciddi anlamda bu bölüme biraz uzun yorum yaparsanız çok mutlu olurum çünkü 17:43'ten beri bu bölümü yazmaya çalışıyorum. umarım bana normalde yaptığınızdan birkaç cümle daha fazla yorum yapmayı çok görmezsiniz. şimdiden teşekkürler. sizi seviyorum.

Aston Martin // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin