2.5

8.5K 572 169
                                    

Telefonu mutfak masasına attı. "Meredith gitmiş."

Hâlâ kendimi savunmaya, beni elinin tersi ile iten Calum'a kendimi inandırmaya çalışıyordum. "Ben yapmadım Calum. İstersen Jeff'e sor."

Kaşlarını kaldırdı. "Birde Jeff ile mi düşündünüz bunu?"

Gözlerimi devirerek masadan kalktım. "Tamam bu konu hakkında konuşmak istemiyorum artık."

Gitmek üzereyken kolumdan tuttu. "Matilda,"

"Ne!"

Kolumu çektim. "Bilmem hatırlar mısın ama sana dün gece açıldım ve senin bana tek dediğin hile yaptığım."

"Onu belki sadece dikkatimi dağıtmak için söyledin."

Kaşlarımı kaldırıp ondan bir adım uzaklaştım. "Seni sevdiğime bile inanmıyorsun."

Ona baktım. "Sen bana inanmak istemiyorsun Calum."

"Hayır, istiyorum. Ama bu olanl-"

"Kanıt mı istiyorsun? Calum eğer aynı şey senin başına gelseydi ve sen sadece 'ben yapmadım' deseydin inanırdım." Dolan gözlerimi saklamak için kafamı eğdim. "Sadece senin soğuk bir kalbin kaldı Calum."

Çalışma çantamı masanın altından alarak kapıdan çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Daha doğrusu ne ile gideceğimi. Kapıdan çıkar çıkmaz Michael'ı aradım. Bütün sinirlerim bozulduğu için ağlamaya başladım.

"Michael beni evden alır mısın?"

"Ne oldu neyin var?"

"Sadece al."

"Hemen geliyorum."

Ağlayarak yolda yürümeye başladım. Calum bana inanmıyordu ve onun evinde kalmak zorundaydım. Ne yapacağımı bilmiyordum.

"Hey yeşil!"

"Hey kel!"

Diye bağırdığımda gözümde ki yaşları sildim. Karşı yolda arabasını süren Michael'ın yanına koştum. Arabaya bindiğimde bana baktı. Dolu gözlerle ona gülümsemeye çalıştım ama sanki içimi görüyormuş gibiydi.

"O Calum'un sik kafasını kopartmak zorunda mıyım?"

Ağlamayacaktım ama işler düşündüğüm gibi olmuyor. Bütün zırhlarımı indirdim ve Michael'a sarılarak ağlamaya başladım. Omzuna kafamı gömdüğümde yanlış yerde olduğumu anladım. Bu ağabeyimin, annemin veya Calum'un omzu olabilirdi ama Michael olamazdı. Yanımda duracağına dair söz verirken şimdi beni seçmiyordu bile.

"Herkese karşı beni savunan Calum, şimdi bana inanmıyor."

Ondan ayrılıp dolu gözlerimle baktım.

"Anlamıyorum Matilda."

"Calum, Meredith'in çalışma CD'sini alarak birinci olduğumu düşünüyor."

Michael kaşlarını çattı. "Bana şaka yaptığını söyle."

Kafamı 'hayır' anlamında sallarken, arabanın yanından Calum geçti. Gözlerimiz buluştu ve kafasını yola çevirip gaza bastı. Michael gidenin Calum olduğunu anladığında bana baktı. Fakat ben hâlâ onun gittiği yola bakıyordum belki geri döner ve gözyaşlarımı siler diye. Sana inanıyorum cümlesini onun ağzından duyarım diye. Beni arabadan alıp çeker ve sarılır diye.

Ama hiçbiri olmadı. Sırtımı koltuğa yasladım ve Michael'a baktım.

"Ve ben Calum'a 'seni seviyorum' dediğimde. Buna inanmadığını söyledi."

more and moreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin