0.2

16.9K 746 236
                                    

Sabah sağa dönmek için kalçamı hareket ettirmem ile yeri öpmem bir oldu. Yüzümü çarptığım yerden kaldırırken burnumdaki sızı arttı. Gerçekten canım acımıştı. Yerden yavaşça kalkarken yardımcımız Telda, içeri girdi.

"Günaydın Matilda. Uyanmışsın."

Doğrulup ona baktım. "Yatağımı büyütüceğim."

Gülerek bana baktı. "Ya da ortada yatmayı öğren."

Kafamı sallayarak onu onayladım. Kolundaki saati gösterdi. "15 dakikan var yatağın yanındaki kitapları almayı unutma!"

Kapımı kapattıktan sonra üniformamı dolabımdan çıkarttım. Üzerimde ki pijamalardan kurtulup eteğimi ve kısa olan çoraplarımı çektim. Gömleğimi ilikleyerek eteğimin içine sokuşturdum. Banyoya hızlıca koşarak saçlarımı ve dişlerimi hallettim. Ayaklarıma ayakkabılarımı geçirdikten sonra çantama dün çalıştığım defterlerin bazılarını attım. Telefonu komidinden aldım. Odamdan çıkarken telefonuma baktım. Uygulama mesajları ve Calum. Dün Calum'un mesajını görmüş ama özellikle cevap vermemiştim. O kadar çok utanmıştım ki, sanki gerçekten öyle şeylere meraklıymışım gibi hissetmiştim. Mesaja baktım.

6.43 a.m
Cal_Pal : uyandın mı kendi etrafında dönen kız?

Böyle saçma bir cümle kurma potansiyeli olduğu için gerçekten en aptal grup üyesi olarak, tanınmadığı için şaşırdım.

Yemek masasına oturduğumda, annem ve babam karşılıklı olarak gazate okuyorlardı. Tabağıma peynir ve bolca zeytin doldurduktan sonra çayımı ve haşlanmış yumurtamı beklemeye başladım.

"Sınavların ne zaman başlıyor Matilda?"

"Bugünden itibaren." dedim babama.

"Matilda iyi çalış. Bu hafta istersen bale ve piyano kurslarını iptal edebiliriz."

Hayır! Zaten sizden ve her şeyden kaçtığım tek yer orasıydı. O küçük noktayı benden alamazsınız.

"Hayır, üstesinden gelebilirim."

Kucağıma koyduğum telefonum titrediğinde kafamı hızlıca bacaklarıma indirdim.

7.02 a.m
Cal_Pal: günaydın, utandığın için mi mesajıma cevap vermiyorsun?

Cal_Pal: hhahahakkakalsksk kendimi gülmekten alıkoyamıyorum.

Mesajlarına göz gezdirdim. Okundu işaretinin çıktığını biliyordum ve bu yüzden de cevap vermiyordum. Dün yeterince rezil olmuştum. Bu başıma ilk kez geliyordu ve sorunu çözmek yerine kaçmak yolu daha mantıklı gelmişti. Yardımcılardan biri içeri girdi.

"Efendim bir misafiriniz var."

Zeytinlerden birini ağızıma atarak kafamı kaldırdım. Calum'u masanın karşısında gördüğümde, çiğnediğim zeytini yemek salonun sonuna doğru fırlattım. Öksürerek ona baktım. Siktir burada ne arıyordu?

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Annem gazeteyi bırakarak Calum'a baktı. Yardımcılardan biri bana su ve peçete getirdi.

"Günaydın Calum, seni buraya getiren nedir?"

"Günaydın Bay ve Bayan Lougher."

Gözlerimi Calum'a diktim. Calum küçük bir bakış attı ve nefes aldı. "Biliyorsunuz, çok yakın oturuyoruz. Buranın önünden geçerken dün Matilda'nın bana bir şey anlattığı ama yarım bıraktığı güzel sohbetimiz geldi."

Babam güldü. "Buraya kadar gelmiş olmana bakılırsa çok önemli bir şey gibi."

Omuz silktim. "Ben hatırlamıyorum bile baba."

more and moreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin