0.4

12.2K 699 105
                                    

Sadece daha 15 dakika olmasına rağmen kafamı çanın içine geçirmek istedim. Bu kadar çalma özürlüsü olan bir grup nasıl yetenek lisesinde olabilirdi? Torpil yaptıkları kesindi. Ashton bateriyi bile tanımıyordu. Calum sürekli notaları karıştırıyordu. Luke şarkının nakaratına giremiyordu. Bu grubu kurtaracak kişiler ya Tanrı ya da Michael'dı. Michael tekerlekli koltukla yanıma geldi.

"Evet ne düşünüyorsun?"

"Müziğiniz hakkında mı?"

Yavaşça iç çektim. Dudağını ısırarak bana baktı. "Berbat. Sıfat eklemek gerekirse korkunç da olabilir."

Michael şaşırdı. Calum normal bir şekilde sırıttı ve bas gitarının ayarları ile oynamaya devam etti. "Bu okulda herkes bizi sever."

Sesli bir kahkaha attı. "Tanrı onlara kulak zevki eklememiş demek ki."

Michael bana baktı. "Daha iyisini yapabilir misin?"

Calum gitarını yanıma koyarak deri koltuğa yayıldı. Enerji içeceğini açtı. "Piyano çalabiliyor."

Michael kafasını salladı. "Bende öyle düşünmüştüm."

İkisinin benim hakkımda konuşması garipti.

Luke saçlarını düzelterek benim oturduğum koltuğun karşısına geçti. "Başka neler yapıyorsun Matilda?"

Calum ağzından yanlışıkla bir gülme sesi çıkarttı. Evet şimdi gerilmiştim. Calum'un tepkisinden sonra biraz olsun çekiniyordum. Kısık bir sesle konuştum. "Bale."

Ashton bagetlerini arka cebine koyarken dona kaldı. Luke bedenini benden uzaklaştırdı. Michael oturduğu koltuğu ile birkaç metre geriye gitti. Onlara bakarken hepsi bir anda gülmeye hatta kahkaha atmaya başladılar. Michael çok gülüyor olmalıydı ki koltuktan geri doğru giderken düştü. Luke koltuğa yatarak gülmeye devam etti. Ashton'ın kahkasını uzakta olmasına rağmen net işittim.

Ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırarak oturduğum yerde çöktüm. Calum'a baktım sadece dişlerini gösteriyordu. Ondan nefret ediyordum. Michael gözünden yaşı sildi.

"Aman Tanrım, nesin sen barbie mi?"

Luke sık soluklar aldı. "Gerçekten böyle kızlar varmış demek ki. Gerçi Bayan Hermitage'te okuyorsun. Böyle bir kız olacağını tahmin etmiştim."

Ashton kafasını salladı. "Evet ben de tahmin etmiştim."

Michael parmağını yukarı kaldırdı. "Ama asıl önemli soru, Calum'un neden böyle bir kızla yanımıza geldiği."

Ağzım açık bir şekilde ona baktım. "Üstüne alınma." Dedi bana doğru fısıldayarak.

"Nedir sizdeki bu önyargı? Bale yapman iyi kızlara yönelik bir şey mi?"

Üçü de bana baktı. "Evet."

Dediler. Gözlerimi devirdim. Calum içeceğinden bir yudum daha aldı. "Doğru söylüyor. Tanıdığım en iyi küfürbaz."

Michael yanıma yaklaştı. "Küfür eden kızları severim."

Gözlerimi kısarak ona baktım.

"Ayrıca Matilda'nın ailesi benim ailem ile ortak. Bugün yemeğe gidecektik ama önceki güne alınan konserime yetişmem gerekti."

"Şimdi mi?" dedim.

Hepsi kafasını salladı. Ashton alayla konuştu. "Saatlerdir neden çalışıyoruz sanıyorsun?"

Prova mı yapıyorlardı!? Tanrım berbatlar.

"Bence rezil olmamak için çıkmayın."

Calum bana yaklaştı. "Emin misin?"

more and moreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin