Kırk Üçüncü Bölüm/Evine hoş geldin!

347 28 84
                                    

"Harbiden, Ahmet senden nasıl çıktı lan bu?"  dediğinde tekrar güldüm. Elvin, "Maşallah de çocuğa nazarın değecek, ver biraz."  dedi elinden alıp bakarken. Sonrasında sırayla, diğerleri aldı. En son Serra alıp sevdikten sonra sonunda yatağına kavuşmuştu.

Bu gece benimle ablam kalacaktı. Herkes gittiğinde yorgunluğum baş göstermişti. Farah'ı ablama emanet edip biraz dinlenmek için uyudum. Tabi ondan önce bir güzel yemek yedim ve su içtim.
-----------

Gece ablamla nöbet tutarak geçirmiştik. Beni ara sıra zorla uyutmuştu ama çoğunlukla uyanıktım.

Farah bütün gece uyumuştu. Ara sıra emmek için uyanmıştı.

Sabah saat 8 gibi kapı açıldığında Ahmet ve Sıla gelmişti.

"Günaydın." diyerek içeri girmişlerdi. "Günaydın." dediğimizde Ahmet yanıma geldi. Ayağa kalkmıştım. Kollarını belimde hissettiğimde, kollarımı boynuna ve sırtına dolamıştım. Başını boynuma gömmüştü. "Şöyle sarılmayı o kadar özlemişim ki." dediğinde istemsizce gülmüştüm. Ablam ve Sıla odadan çıkarken, çıkış işlemlerini halledeceklerini söylemişlerdi. Gözlerimle onları onayladım. Bir on dakika kadar sarılıp, birbirimizi öptüğümüzde cidden arada bir göbek olmadan sarılmayı özlediğimizi fark ettim.

"Gece nasıl geçti?"  dedi saat başı ablamı aramamış gibi. "Güzeldi, uyudu çoğunlukla." dedim bakışlarım benim yatağımda uyuyan Farah'a döndüğünde. Ahmet yanına ilerledi. Kucağına aldığında gülümsedim. "Story atalım." dedim. Doğduğunu zaten haber vermiştik. Ama ben story atmamıştım. Telefonumu alıp Ahmet'i ve Farah'ı çektim. Farah'ın yüzü gözükmüyordu, Ahmet'in kolundaydı. Ahmet gülümseyerek ona bakarken, yan profilinden çekmiştim.

Ahmet'i etiketleyip paylaştım. Bir sürü mesaj gelmişti. Onlara cevap olarak da kendimi sesli şekilde çekmem lazımdı.

Kamerayı açıp camın önüne geçtim.

"Hepinize günaydın arkadaşlar. Evet, ben dün doğurdum. Haberiniz var zaten. Bir sürü mesaj gelmiş, hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim, mesajlarınız, dualarınız için. Biz çok iyiyiz. Birazdan evimize gideceğiz. Farah da çok iyi." Ahmet kucağında Farah'la arkama geldiğinde kameraya bakıp gülümsedi. Ben de kameradan ona bakıp gülümsedim.

"Zaten doğum vlogu gelecek. Daha fotoğraflar da çekileceğiz. Yüzünü 40 gün sonra göstereceğim, şu an kıyamıyorum bana kızmayın olur mu?" dedim ve kameraya öpücük atıp, zoomlayarak storyi bitirdim ve paylaştım.

Doktorum odaya geldiğinde bakışlarım oraya döndü.

"Evet nasılsınız?" diye sorduğunda gülümsedim. "İyiyiz."  dediğimde doktor hanım, "Bebeğiniz üç kilo yedi yüz elli gram doğdu. Dün söylememişler sanırım. Şu an kulak testi gibi ufak bir iki test yapacağız. Topuk kanı alacağız. Sonrasında sizi taburcu edebiliriz. Refakatçinizle bebeğiniz gelsin, siz hazırlanabilirsiniz." dediğinde ablam Farah'ı aldı. Onlar doktorla çıktığında Sıla ve Ahmet hazırlanmama yardımcı oldular.

Ahmet, süslemeleri toplamaları için yaptırdığı şirketle konuştu.

Sıla bavulu ve bebek çantasını toparlarken ben üzerimi değiştirdim. Dün birkaç poz fotoğraf çekinmiştik. Onun için üzerimde dantelli beyaz bir elbise vardı. Üzerimi değiştirip, uzun kollu dizimden biraz aşağıya kadar gelen bir elbise giydim. Sıla saçlarımı yaparken ben yüzüme gözüme baktım. Göğsümü rahat açabileceğim kıyafetler almıştık yanıma.

Her şeyi topladığımızda ablam Farah'la geldi. "Kulağı o kadar keskin ki, daha cihazı yaklaştırdıkları gibi mıkırdandı." dedi gülerek ablam. Sıla kucağına alıp severken ben kıyafetlerini çıkarttım. Ahmet,"Ben çıkış işlemlerini halledeyim, geliyorum. " dedi ve odadan ayrıldı. Farah'ın üzerini değiştirmek için yatağa yatırmıştık. "Ben değiştireceğim."  dedim yatağa yavaşça otururken. Önce altını aldım ve yeni bir bez bağladım.

Ateş Hattı-AhFer-Where stories live. Discover now