Otuz Beşinci Bölüm/Düğünümüz var!

434 34 131
                                    

Yalıdaki işimizi de bitirince Mert yemeğe çıkmayı teklif etti. Yorgunluktan ölsem de yemek fikri aşırı cazip geldiği için kabul ettik ve topluca yemeğe geçtik. Masada konuşulan tek konu bizim düğünümüzdü.

Saat daha fazla geç olmadan eve geçtik. Hızlı bir duştan sonra yatıp uyumuştum.
------------

Sonunda o gün gelip çatmıştı. Bugün kına yarın ise düğün vardı. Bütün gece heyecandan uyuyamamıştım. Sıla ve ablam da benimle birlikte sabaha kadar oturmuşlardı. Sabah hızlı bir kahvaltının ardından koşa koşa kuaföre gelmiştik. Benim kıyafetim giydirilip saçım ve makyajıma başlandığı anda Sıla'lar da giyinip saçlarına başlamışlardı.

Ahmet'de kuaföre gitmişti. Saç sakal yaptırılıyordu. Onlar da erkek erkeğe eğleneceklerdi kına girişi yapıldıktan sonra. Birbirimize fotoğraf atıp olanlardan haberdar ediyorduk habire. Ortalama 4 saatin sonunda ben hazırdım. Kızlar da hazırlanmıştı.

Hepimiz fotoğraf çekindikten sonra Ahmet'lerin gelmesiyle kapıya çıktık. Ahmet beni ilk kez görmüş gibi süzdükten sonra ben de ona baktım. Kimin sevgilisi be taş gibi olmuştu.

"Çok güzel olmuşsun güzelim." dediğinde gülümsedim. Elimi yakasını düzeltir gibi yapıp ona yaklaştım. "Sen de çok yakışıklısın hayatım." dediğimde gözlerinin içinin güldüğünü görmek gülümsememi derinleştirmişti. Sıla yanımıza geldiğinde Berkay da onun yanına geçmişti. Ahmet ikisine bakarken, Sıla Berkay'a gülerek saçlarının yanlarını düzeltiyordu. O da çok güzel olmuştu.

"Delirtecek bu ikisi beni." diye mırıldandığında kulağına doğru, "Evlendikleri gün ne yapacaksın çok merak ediyorum." dedim imalı bir ses tonuyla. Yutkunduğunu fark ettiğimde gülerek uzaklaştım.

"Herkes hazır mı?" herkes başını salladığında Ahmet süslettiği canı ciğeri arabasının kapısını açtı. "Hadi o zaman."

Benim gelinliğim bugün kabarık olduğu için ben ve Sıla Ahmet'le diğerleri de öbür arabalarla birlikte fotoğraf çekimi için gidiyorduk. Annemler de sabah direkt kuaföre gelmişlerdi. Biz fotoğraf çekimine giderken onlar salona geçip son kontrolleri yapıyorlardı.

Fotoğraf çekiminin yapılacağı stüdyoya geldiğimizde elbise dört yüz kilo olmuştu...

Farklı pozlarla, fotoğraflar çekilmeye başlamıştık.

"Damat bey, sizi gelin hanımın arkasına alalım. Bir elinizi cebinize bir elinizi de beline koyalım. Gelin hanım, başınızı sola doğru eğelim, çiçeği de o tarafta tutalım. Herkes çiçeğine baksın." klasik fotoğrafçı espirilerinden mahrum bırakmayan abimizin dediklerini yaptık.

En sonunda tam bitti derken, "Hadi bir de toplu fotoğraf alalım." dedi Mert.

Onlar yanımızda değişik pozlar verirken Ahmet klaslığından ödün vermiyordu. Ben ise çiçekli elimi havaya kaldırıp gülerken poz vermiştim.

Fotoğraf çekimi bittikten sonra tekrar arabalara doluştuk. Salona geçerken tüm arabalarda oyun havaları çalıyordu.

"Altınlarım dizi, dizi.
Kıskanmayın fesatlar bizi!
Kocamda para çok,
Vallahi sıraya dizer sizi!"

Ben arkada Sıla önde şarkıya eşlik ediyorduk. Bir sürü story atmıştık bile. Bir yandan da vlog çekiyorduk. İş arasında işimiz vardı, çünkü biz youtuberız.

Kına salonuna geldiğimizde misafirler daha gelmeye başlamamıştı ama arkadaşlarımız gelmişti. Aysude koşa koşa yanıma geldi.

"Aşkım gelin odası hazır. Gel son bir makyajına bakalım." dediğinde onu onayladım ve kızlarla beraber salona geçtik. Annemler gelin odasındaydı. Sabah adam akıllı sarılamadığım için anneme sıkı sıkı sarıldım.

Ateş Hattı-AhFer-Où les histoires vivent. Découvrez maintenant