Otuzuncu Bölüm/Kızımızı istedik!

374 28 94
                                    

Herkes karnını doyurduktan sonra kalacağı yerlere dağılmıştı. Ablamla benim odam olarak kullandığımız odaya yer yatağı yapmıştık.

Sıla ve Elvin orada kalıyordu. Biz de ortalama bir yıl sonra eski odamızda.
----------

Sabah başımda ablamın sesiyle gözlerimi açtım. "Feride hadi kalk! Ya bu akşam bir kase tuz istemeye gelmiyor bu insanlar, seni istemeye geliyorlar! Kalk hadi!"

"Of abla, tamam cırlama kalkıyorum." dedim ve gözlerimi araladım. Dün o kadar yorulmuştum ki uykumu bile alamamıştım.

Sakince yerimde gerildim. Birkaç saniye kendime gelmesi için kafama izin verdim.

Yerimden doğruldum ve telefonumu aldım. Ahmet mesaj atmıştı. Gülümseyerek mesaja girdim. "Günaydın sevgilim." yazmıştı. Ortalama yarım saat önce. Cevap verdim ve kalkıp banyoya geçtim.

Hızlı bir duş aldıktan sonra giyinip hazırlandım.

Kuaföre gitmeyecektik ama kuaför gelecekti.

Biz eşyalarımızı hazırlamaya başladığımızda kapı çaldı. Herkes oradan oraya koşturuyordu ve kapı açmak bana kalmıştı.

"Ya ben gelinim gelin! Kapıyı bile ben açıyorum!" diye söylenerek kapıyı açtım.

Kapının kenarına yaslanmış bir adet Ahmet ve yanına anneannemi bulmayı ben de beklemiyordum.

"Ahmet, anneanne? Ne oluyor?" dediğimde anneannem bastonuyla ayağımı dürttü.

"Kaç kenara bakayım. Getir damat tavukla horozu." dediğinde gözlerimi kocaman açarak Ahmet'e baktım.

Onların arkasından Mert ve Berkay, daha sonrasında da Ahmet'in ve benim akrabalarımdan bazıları gelmişti.

"Anneanne ne tavuğu ne horozu, akşama isteme var iş mi şimdi bu?" dedim peşinden arka bahçeye çıkarken, bahçe bu akşam için hazırlanacaktı, mahvolmaması için Ahmet tavuk ve horozu kuytu köşe bir yere bıraktı.

"Sen misin benim evime tavuk horoz dolduran oh olsun Ahmet efendi!" dedi Mert arkamdan.

"Ya Mert sus!" dedim ve dönüp omzuna vurdum.

"Asıl sen sus kız! Tavuk kesmeyi bilmeyen adamdan koca mı olur?" dediğinde sabır dilercesine kafamı havaya kaldırdım.

Ahmet yerden doğruldu. "Neyse ki biliyorum." dediğinde şok içinde ona baktım. Sıla gülümseyen bir ifadeyle, "Dedem yeni bir araba aldığında kan dökmek için tavuk kesmişti, abim yardım etmişti. Oradan biliyor." dediğinde rahat bir nefes verdim.

"Tamam o zaman acele edin, birazdan organizasyon şirketi, kuaför gelecek." dediğimde anneannem ve babaannem göz devirerek bakışlarını Ahmet'e çevirdi.

"Berkay gel yardım et." dedi Ahmet. Berkay'ı katmazsa olmazdı.

Üzerinde beyaz bir gömlek vardı. Altında da kot pantolon. Pantolonu düzelterek diz çöktü. Babası hemen yanındaydı.

"Kollarını sıyır oğlum." dediğinde Ahmet kollarına baktı. Annesi yardım ederek kol düğmelerini açtığında Sıla'yla ikisi kollarını katladı.

Şu an niye çekici geliyordu bu çocuk bana? Tövbe yarabbim yedirdiler bana da kafayı.

"Abdest aldın mı oğlum?" diye sordu babası, Ahmet başını sallayarak, "Aldım baba, aldım." dedi.

"İslami usullere göre kes bak he! Eziyet etme hayvana." dedi babannem başında dikilirken.

Ahmet başını salladı ve tavuğu tutup yere yatırdı. Ayaklarının üzerine bir ayağını koyup hareket etmesini engelledi, diğer ayağıyla da kesim yapılırken kendine zarar vermesin diye kanatlarına bastı.

Ateş Hattı-AhFer-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin