Otuz Dokuzuncu Bölüm/Kız mı, erkek mi?

324 30 74
                                    

"Benim canım erik çekti. Hadi aşağı inip yiyelim." dedim, Ahmet'i kolundan çekerken diğerlerinin arasından geçip merdivenlere yöneldim. Onlar da gülerek bizi takip ediyorlardı.

Eriklere ilan-ı aşk ederken de bana gülmüşlerdi. Komik olan neydi?
----------

Bugün Sıla'nın son gelinlik provası ve benim doktor randevum vardı. Kendimi dün geceden beri bu güne hazırlıyordum. Arabayla da gitsek hafif belli olan karnım, benim sürekli hareket halinde olmam, normalden çabuk yorulmam ve sürekli acıkmam hayatı bir tık zorlaştırıyordu.

Sabah sekiz civarı uyandım. Ahmet yanımda uyumaya devam ediyordu. Uzanıp yanağından öptüm. Son günlerde gözüme daha da yakışıklı gözüküyordu, kesinlikle hormonlarla bir ilgisi vardı.

Boynuna dudaklarımı yaslayıp biraz orada kaldığımda kıpırdanarak uyandı. Çenemi göğsüne yaslayıp onu izlemeye başladım. Uyandığında ve kendine geldiğinde gözlerini gözlerime kenetlemişti. "Günaydın." dedi uykulu sesiyle, aynı zamanda gülümsemişti de.

"Günaydın babası, hadi kalk bugün cinsiyetini öğreneceğiz." dedim gülümseyerek. Evet, o gün bu gündü.

Başını salladı ve önce kendisi kalkıp, sonra beni kaldırdı. O telefona bakarken ben lavaboya geçip salona geldim. Sabah mide bulantılarım azalarak bitmişti, yerini iştaha bıraktığı için gayet halimden memnundum. Ben dolabımı açarken Ahmet de duşa girmişti. Ben dün gece duş almıştım. Hava bugün serindi, kasım ayındaydık.

Dolaptan kahverengi bir elbise çıkarttım. Elbisenin üzerine de delikli beyaz bir üst çıkarttım. Elbiseyi üzerime geçirdiğimde elim hafif çıkmış olan karnımın üzerinde gezdi.

"Günaydın bebeğim." dedim. Üç ayın sonunda olduğumuz için çok nadir olsa da bazen sert hareketlerini hissedebiliyordum. Kulağı oluştuğu için diyaloglarımız gelişmişti.

"Bugün ne yemek istersin canımcım? Benim canım tatlı bir şeyler istiyor gibi ama karar veremedim. Sen ne düşünüyorsun?" derken beyaz üstü de elbisenin üzerine geçirdim. Beyaz ayakkabılarımı da giydiğimde Ahmet çıkmıştı.

Ben makyaj masama geçmek için hareketlendiğim için karşı karşıya kalmıştık. Uzanıp alnımdan öptüğünde gülümsedim. Bir eli karnıma giderken, "Günaydın, nasılsınız bugün?" demişti. Her sabah rutin haline gelmişti. Gülümsedim, karnımdaki elinin üstüne elimi koydum.

"İyiyiz, ne yiyeceğimize karar vermeye çalışıyoruz." dediğimde güldü. "Pankek?" dediğinde gözlerim parladı. "Olur. Olur değil mi anneciğim? Bence olur." dedim karnıma bakarak.

Ahmet bu halime gülerken ellerimi, boynuna çıkartıp, ona baktım. Karnımdaki eli belime geçerken, yüz ifadesi değişmişti. Riskli ayların sonuna geldiğimiz için rahat bir nefes alabilirdik artık.

"Ne oldu?" dedi sesi az öncekine göre daha sakin çıkarken.

"Hiç." dedim ıslak saçlarıyla oynarken, "Kocama bakamaz mıyım?" dediğimde kaşları havalandı. "Bakarsın tabi, bakarsın da 3 aydır pek yapmadığın bir şeydi. Ondan soruyorum." dedi. Haklıydı, üç aydır hamileliğe adapte olmaya çalışırken, Ahmet'i biraz boşlamıştım.

"Haklısın, ama artık riskli aylar geçti. Artık ilgimi %50-%50 bölüşebilirsiniz." dedim. Yakınlığımızdan faydalanıp, dudaklarımızı birleştirdiğinde, cidden en son ne zaman öptüğümü sorguladım.

Birkaç saniye sonra, alnını alnıma yasladığında, "Özledim." dedi. Gözlerim kapalıyken yutkundum. "Bende özledim." dedim. Birkaç saniye sarılıp kaldığımızda birbirimize daha fazla vakit ayırmamız gerektiğini fark etmiştik. Sessiz bir anlaşma yaptık ve karnımdaki güçlü hareketiyle kendini hatırlatan bebeğimize güldük. Bazen hızlı bir şekilde dönüyordu ve bu o an bana sarılan ya da eli karnımda olan biri varsa o da hissediyordu.

Ateş Hattı-AhFer-Where stories live. Discover now