Bölüm | 42

32 8 3
                                    


Rhaegal Uriel'in yanına gitti ve dizlerini kırıp ona baktı.

"Sen iyi misin?"

"Ah, evet iyiyim."

Uriel ayağı kalkmaya çalışırken yere düştü, ayak bileğini incitmişti. Ayrıca kaburgasında bir kaç kırık vardı.

"Sanırım iyi değilsin."

Rhaegal yavaşça onu kucağına aldı. Uriel'in yanakları kızardı. Yüzünü gizlemeye çalıştı ama Rhaegal onun her halini görüp gülüyordu.

"Kendine gel, o küçük bir çocuk. Kendine gel..."

Uriel böyle düşünüyordu ama sürekli gözünün önüne gelen daha demin savaşma şekliydi. Daha önce hiç böyle savaşan birini görmemişti, hayır. Dünya üzerinde böyle bir kılıç tekniği kullanan yoktu.

Ustasının böyle bir tekniği nasıl kullandığını merak ediyordu. Başını kaldırıp Rhaegal'e baktı.

"Genç efendi  o kılıç ve o teknikler..."

"Bundan kimseye bahsetme, sadece ikimizin arasında bir şey."

Uriel başını salladı ve bunu gizlemek istedi. Ama ona hala nasıl davranacağını bilmiyordu. Rhaegal ile ilişkisi eskisi gibi olacak mıydı? Corlis'in söyledikleri sürekli olarak aklına geliyordu.

Rhaegal onu yavaşça kayanın üzerine bıraktı. Ardından ayağına dokundu ve bileğini iyileştirmeye başladı. Uriel iyileşen bileğini görünce şaşırdı ve ayağını oynatmaya başladı.

"B-Bunu nasıl yaptınız.?!"

"Şifa yeteneğini kullanan büyücüsü sayısı çok azdır."

Uriel sözlerinde haklıydı, şifa yeteneğini kullanabilmek çok zordu ama bunu başkalarına yapmak çok zordu. Büyücüler ve kılıç ustalarının çoğu olmasa bile büyük çoğunluğu kendini iyileştirebilirdi ama başkalarını iyileştirmek onlar için imkansızdı.

"Bugün gördüğün her şeyi unutsan daha iyi olucak."

Rhaegal bunu gülümseyerek söyledi ve anlına yavaşça vurdu. Ardından boyut rününden çıkardığı gömleği giydi.

Uriel karşısında duran çocuğun ne yapacaklarını görünce çenesinin kapalı olması gerektiğini anlamıştı ama aynı zamanda Corlis'in sözleri aklına geliyordu. Bu yüzdende endişe duyuyordu, ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

"Bunları lord Corlis'e söylemem mi gerekiyor..?" Diye düşündü.

Rhaegal'ın neler yapabileceğini görmüştü, Corlis'in onunla savaşıp galip gelip gelemeyeceğini düşünüp duruyordu. Rhaegal ise arkasına döndü ve ormandan gelen sesleri dinledi.

Dört ayağının üzerinde olduğunu hareket etti, çok hızlıydı. Hızlı bir canavar olduğunu görünce aklına sadece bir canavar türü geliyordu.

Canavar zıpladı ve çimlerin arasından ortaya çıktı. İki ayağının üzerinde duran timsah benzeri canavar. Elinde uzun bir mızrak vardı.

"Bir kobold demek." 

Rhaegal'e doğru hızlıca geldi, Rhaegal mavi renkli bir mana kalkanı yayıp durdurdu. Ardından manadan kocaman bir el yapıp yere yapıştırdı. Kobold yerinden hareket edemiyordu.

"Olduğun yerde kal pis yaratık."

Rhaegal onu mana eliyle ezip yok etti. Ardından peş peşe gelen koboldlar için mana mermileri oluşturup hepsine doğru sıktı, Rhaegal'ın manası tükenmek üzereydi. Daha fazla savaşmak onun için iyi değildi.

Ejder Soyu ( Yeniden Yapım ) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora