Bölüm | 35

38 11 0
                                    



Sabah erken kalkan Rhaegal ve Uriel ikilisi her gün koşu yapıyordu. Ardından dayanıklılığını arttırmak için sırtlarına kendilerinden ağır taşlar bağlayıp dağlara tırmanıyordu.

Şimdi ise yine dağa tırmanıyorlardı, Rhaegal yukarıdaydı ve Uriel hemen arkasındaydı. Rhaegal bir adım attı ve altındaki taş kırılıp düştü.

"Özür dilerim."

Taşlar Uriel'in yanından geçti. "Biraz daha dikkatli olsan çok iyi olucak."

Rhaegal kıkırdadı. "Merak etme bu seçer dikkatli olacağım."

Rhaegal yeniden başını yukarıya çevirdi ve zirveye çıkmak için hareket etti. Manayı olabildiğince az tutmaya çalışıyordular, az mana ile çok iş yapmanın deyimi gibiydi. Rhaegal bunu yaparak Uriel'i en zor şartlarda bile dayanıklı hale getirmeye çalışıyordu.

Aynı zamanda bundan da kendisi faydalanıyordu. Rhaegal sağ tarafa sıçradı, Uriel ondan otuz metre aşağıdaydı.

Rhaegal'e bakıp iç çekti.

"Bu çocuk nasıl olurda benden daha güçlü olabilir. Nasıl bu kadar iyi dayanıklılığa sahip olabilir." Diye düşündü.

Mana ve kılıç ustalığı konusuna girmiyordu bile, doğuştan kutsanmış bedeni onu sıradan insanlardan ayırmasına rağmen Rhaegal yine de bir çocuktu. Buna rağmen bile çoktan tüm yetişkinleri geride bırakacak kadar muazzam bir dayanıklılığa sahipti.

Bunun asıl sebebi ise asura suyunun ona sağladığı avantajlardı. Bedeni normalden daha hafifti ve manaya daha kolay tepki veriyordu. Bu kutsanmış ejderha kanı asura suyu ile birleşince onu diğerlerinden üstün kılıyordu.

Uriel derin bir nefes alıp hızlanmaya başladı, daha hızlı adımlar atıp zirveye ulaşmıştı.

"Sonunda geldin." Dedi Rhaegal.

Rhaegal'ı görünce Uriel anir şokla ellerini bıraktı ve ayağı kaydı. Korkudan gözlerini kapattı ama aşağıya düşmüyordu.

Gözlerini açtığında Rhaegal'ın kucağındaydı. Kızıl gözlerine ve canlı cildine bakıp yutkundu. Yüzünde hafif kızarıklıklar oluştu.

"Bir çocuğa göre çok yakışıklı..."

Rhaegal gözlerini Uriel'e çevirdi.

"Bu kadar sakar olacağını düşünmemiştim."

Rhaegal havada uçuyordu, rüzgarı kullanıp uçmayı tercih ediyordu. Dağın zirvesine iniş yaptılar, Rhaegal boyut rününden çıkardı odunları döktü. Uriel derin bir nefes alıp yere uzandı, neredeyse ölmek üzereydi.

Ardından Rhaegal elini tutup odunlara çevirdi. Uriel alevlerini kullanıp odunları yaktı.

"Ateş büyüsünü kullanamıyor musunuz?" Diye sordu Uriel.

Rhaegal ellerini ısıtmaya başladı.

"Bildiğin gibi her insanın doğuştan sadece bir element büyüsüne yatkınlığı oluyor. Bazen bu durum ikiye de dönüşebilir ama genellikle birdir. Elfler genelde doğadaki tüm elementlere yatkınlıkları ile doğarlar. Bir ejderha olsam bile bu durum benim için geçerli değil, sonuçta damarlarımda hala insan kanı akıyor ama elfler için durum tam tersi. Onlar doğanın çocukları bu yüzden onlar için mana demek ellerini savurmak demek."

Uriel dikkatlice Rhaegal'ı dinledi. "Mana konusunda baya bilgi gibisiniz."

"Küçüklüğümden beri kitap okumaya merakım vardı, element büyüm rüzgar aktif olduğunda rüzgar yeteneklerimi geliştirmek için baya zaman harcadım. Senin elementin dört element arasında en tehlikeli olanı, bir gün çok güçlü olabilirsin. Düzgün bir eğitim ile kolaylıkla ustalaşabilirsin."

Ejder Soyu ( Yeniden Yapım ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin