Bölüm | 16

45 10 7
                                    


Gece elf askerler devriye geziyordu, üç kişilik bir grup kendilerini çok yorgun hissediyordu.  Bunlar sırayla Olbug, Gorbug, Sunbug'du.

Olbug esnedi. "Bu devriye işinden nefret ediyorum, bütün gün antrenman yaptıktan sonra buraya gelip devriye gezmek çok yorucu." Dedi.

Gorbug başını salladı. "Elimizden bir şey gelmez, nöbetleri kabul eden Sunbug'du."

Sunbug  yeşil gözlerini kesinleştirdi. 

"Bu sizin suçunuz, o kadar çok içmeseydiniz bu kadar yorgun olmazdınız. Bir kadeh, bir kadeh diye yalvarıp durdunuz."

Olbug cebinden içki matarası çıkardı. "Biraz daha içersem kendime geleceğim."

Matarayı kafasına diktiği sırada Sunbug ve Gorbug ilerleyip gittiler. Olbug içtikten sonra ağzını sildi ve sarayın arkasına baktı.

Gördüğü karşısında gözlerine inanamadı, sarayın karanlıkta kalan kısmında parıldayan iki tane kırmızı göz görmüştü. Duvara asılı şekilde durmuştu ve direkt ona bakıyordu. Olbug elindeki mataraya baktı ardından gözlerini ovuşturup aynı yere yeniden baktı.

Bu sefer önünde bir şey yoktu, bir iç çekti.

"Sanırım içkiyi azaltmalıyım." Dedi ve yürümeye devam etti.

Arkasını dönüp kardeşlerine yetişmeye çalıştığı sırada sırtından girip göğsünden çıkan bir kılıç gördü.

Bağırmaya çalıştı ama sesi çıkmıyordu. "Neler..."

Dilinin çoktan zehirlendiğini fark etti, tüm bedenini mor renge dönmüştü. Gözlerini kan çanağına dönmüş ve neredeyse pişmişti. Anında hayatını kaybeden Olbug yere düştü.

"Bu cidden etkili bir zehir..." diye düşündü Rhaegal.

Kan alevlerini kullanıp geriye tek damla kan bile kalmadan her şeyi yiyip bitirmişti kızıl alevler.

"Şimdi sıra diğerlerinde."

Rhaegal Greed'in yeteneğini kullanarak sessiz adımlarla peşlerinden gitmeye başladı. Üzerine giydiği yırtık pelerini iyice etrafına sardı ve karanlığa yeniden daldı.

Sunbug bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı ama Olbug'un kesin bir yerlerde içip sızdığını düşünüyordu.

"Gorbug o aptalı geri getir, yeniden bir yerlerde sızmasını engelle komutanlar görürse çok kızar."

"Tamam." Gorbug geriye döndü ve kardeşini aramaya çıktı.

Sunbug devriye gezmesine devam etti, etrafın çok sessiz olduğunu biliyordu. Normalde bile sessizdi ama bugün ayrı bir sessizlik vardı. Sunbug elini kılıcına attı ve bekledi.

Yeşil gözleri ile etrafına bakıp bakıp durdu. Kafasını arkasına çevirdiğinde, önünde bir siyahlık belirdi ve daha ne olduğunu anlamadan başı yere düştü. Rhaegal kan alevlerini kullanıp onu yok etti.

"Pekala, ikisi gitti biri kaldı."

Rhaegal yeniden hareket etmeye başladı, Gorbug'un peşinde düştü. Siyahlara bürünmüş şekilde gölgelerden geçti ve Gorbug'un olduğu yere geldi.

Rhaegal bir adım attı ve hemen Gorbug'un vücuduna bir kesik atıp onu zehirledi. Yeniden gölgelerin içine girip saklandı.

"Neler oluyor?!" Gorbug yarasını tuttu.

Zehir çoktan bedenine zarar vermeye başlamıştı. Rhaegal gölgelerin içinden çıktı, karanlıkta parıldayan kızıl gözleri öfkesiyle Gorbug'u korkutmaya yetiyordu.

Ejder Soyu ( Yeniden Yapım ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin