Uriel gülümsedi. Rhaegal buraya geldiğinden beri onunla çok iyi ilgilenmişti, her zaman her konuda ona yardımcı olmuştu. Hatta ona ateş elementini geliştirmesi için bir beceri kitabı bile vermişti. Böyle kitaplar çok nadirdir ve pahalıdır.

Tabi Rhaegal için sadece çölde bir kum tanesi kaybetmek gibi bir durumdu. Uriel ateş yaklaştı ve kendini ısıtmaya başladı, hava iyice soğumaya başlamıştı. Dağın zirvesinde olmaları daha çok sert rüzgarlara maruz kalmalarına sebep oluyordu.

Uriel soğuktan kıyafetlerine iyice sarıldı.

"Soğuk mu?"

"Evet..."

Rhaegal'ın ejderhası Tessarion ortaya çıktı. Uriel devasa altın renkli ejderhayı görünce güzelliğine hayran kalmıştı, Tessarion kanatlarını açtı ve ikisini rüzgardan korumaya başladı.

"Beni böyle işler için kullandığına inanamıyorum." Dedi Tessarion.

Uriel ilk defa bir ejderhanın sesini duymuştu bu yüzden şaşkınlıkla bakıyordu.

"Bütün gün uyumaktan başka bir sey yapmıyorsun, en azından bizi soğuktan koruyabilirsin."

"Bir gün sen öldüğünde mezarının üzerinde tepineceğim."

"Küllerimin üzerinde tepinmek pekde doğru bir karar değil gibi, ayrıca bir kralın anıt taşını yok etmek idama kadar bile götürebilir."

"Daha kral olmamış bir velet, anıt taşının peşine mi düştü?"

Rhaegal elinde bir rüzgar topu oluşturdu ve altın ejderhaya vurdu. Tessarion dağdan aşağıya doğru uçtu. Uriel şaşkınlıkla aşağıya düşen ejderhaya baktı.

Rhaegal parmağını şıklattı ve bir mana bariyeri oluşturdu.

"En azından bu koruma fazla çenesi düşük değil."

Uriel gülmeye başladı, Rhaegal ona bakıyordu.

"Çok mu komik?" Dedi Rhaegal.

"Evet, sizi böyle görünce gülmemek elde değil. Ejderhanızı dağdan aşağıya attınız ve hiç tepki bile vermedi."

"Normal sonuçta oda böyle bir şey arıyordu, böylece kaçıp gidebilirdi. Onu aşağıya attığımda zaten sevinmişti, onunla bağlantım olduğu için bunu anlamak kolay."

Uriel gülümsedi. Geldiğinden beri Rhaegal onunla çok ilgilenmişti, bazen bu ilgiyi hak etmediğini düşünüyordu. Rhaegal'ın gözlerine baktı, yaktığı ateş gözlerinde belli oluyordu.

"Genç efendi Rhaegal, neden benimle bu kadar ilgileniyorsunuz?" Diye sordu Uriel.

Rhaegal hafif gülümsedi. "Burada bulunan en genç sensin ve diğerlerinin sana nasıl davrandığını açıkça görebiliyorum. Güçlü bir potansiyelin var, konu kavramak ve anlamak olduğunda çok iyisin. Bende bu yanından hoşlandım, bu yüzden sana yardım ediyorum. Bir hedefin illa vardır değil mi? O hedefine ulaşmana yardımcı olmak istiyorum."

Uriel başını eğdi, kahverengi saçları önüne düştü. Elleriyle oynamaya başladı.

"Teşekkür ederim..."

"Bana teşekkür etme, kendine et. Sana verdiğim bu fırsatı iyi kullan ve güçlü bir komutan ol, bir gün herkesin imreneceği biri ol."

"Size borcumu nasıl öderim bilmiyorum..."

Rhaegal aniden önünde belirdi ve dizinin üzerine çöktü. Uriel'in çenesinden tuttup hafif kaldırdı ve yüzleri buluştu. Uriel'in gözleri açıldı, hala gözlerinden damlalar akıyordu.

"Bana borcunu ödemek istiyorsan güçlü birisi ol, böyle borcunu ödediğini kabul ederim."

Uriel dudağını ısırdı ve başını hafifçe salladı. Rhaegal Uriel'in başını okşadı.

"Bu kadar duygusal olma, daha yeni eğitimine başladık. Önünde yapman gereken daha çok şey var."

Rhaegal ayağı kalktı ve dağdan aşağıya baktı. Karlarla kaplı olan tüm sıra dağları karşısındaydı.

"Görüyor musun? Bu dağlar bizi bekliyor, en güçlünün kim olacağını görmek istiyorlar."

Uriel gözlerini sildi ve kalkıp Rhaegal'ın yanına geldi. Uriel yaşı sebebiyle daha uzundu ama fizik olarak Rhaegal daha iyiydi.

"Bazen aramızdaki yetişkin insanın sen olduğunu düşünüyorum, bana sürekli olarak tavsiye verip motive ediyorsun. Bunu yapması gereken normalde ben değil miyim?"

Rhaegal Uriel'in anlına parmağıyla vurdu. Uriel acıyla anlını tuttu.

"Ustana çocuk mu diyorsun sen?" Rhaegal tek kaşını kaldırdı.

"Bu acıttı..."

Rhaegal güldü. "Akıl her zaman yaşta değildir, bazen insanların yaşadıkları bile onu olgunlaştırmaya yeterlidir. İstersen yetmiş yaşına gel ama eğer hayattan dersler çıkarmazsan her zaman bir çocuk gibi kalırsın. Senin yaşında olupta sonradan çok pişman olan insan gördüm. Yetişkinliğe ulaşana kadar aklında sadece eğlenmek olan birisi ama bir gün hayatını sonsuza kadar değiştirebilecek bir olay yaşayıp ardından sonsuza kadar pişman bir şekilde yaşıyor."

Rhaegal'ın aklına ilk gelen babasının başına gelenlerdi. Ardından geçmişte yaşamış oldukları, belki babasının geçmişe dönüp bunları düzeltmek için bir şansı yoktu ama onun vardı. Bu şansını çok güzel değerlendirmek için çabalıyordu.

"Dokuz yaşında birinden bunu duymak çok ilginç..."

Rhaegal güldü. Bu yaşamını hesaba katarsak yirmi beş yaşındaydı ve Uriel'den daha büyüktü.

"Daha çok şey duyacaksın, merak etme bu daha başlangıç."

Rhaegal rüzgar bariyerini iptal etti, ardından yavaşça havalandı.

"Pekala tatlı öğrencim, ritim kaçıyor. Daha tırmanmamız gereken bir tane daha dağ var. Hazırsan başlayalım."

Uriel gülümsedi ve başını salladı.

"Siz nasıl isterseniz usta."

Ejder Soyu ( Yeniden Yapım ) Where stories live. Discover now