"Evet."

Reyla ayağı kalktı ve oğluna baktı. "Daha yeni eve geldin, şimdiden gitmeye bu kadar kararlı mısın..?"

"Evet, gitmek istiyorum. Bir süre görüşmesek daha iyi olucak, zaten artık sebebinide öğrendim. Bu yüzden daha rahatım. Neden sevilmediğimi bilmemek daha çok rahatlattı."

Rhaegal odadan çıktı ve koridorda yürümeye başladı.

"Bu işin arkasında başka bir şey var, kesinlikle bu bir sebep değil. Annem bir nedenden dolayı bahane üretiyor, çok saçma bahaneler. Babama bakıp geçmişi hatırlamıyorsa neden bana bakıp hatırlıyor ki?"

"O büyücünün parmağı var mıdır sence?" Dedi Tessarion.

"Bunu bilmiyorum ama eğer onun parmağı varsa, benden çaldığı çocukluğun hesabını ona soracağım ve özellikle onunla çalışan Baelon'dan..."

Rhaegal odasına gitti, kendini yatağına attı. Derin bir iç çekti ve tavana baktı. Tüm bu karmaşık olayların nereye gideceğini çok merak ediyordu, her şeyin arkasında bulunan kişiyi bulmalıydı.

"Bir süre dinlensek olmaz mı? Çok fazla düşünüyorsun, saçların dökülecek."

"Hadi ama Tessarion bana bunu yapanları sende bulmak istemiyor musun? Güzel bir macera yaşamayalı uzun zaman olmuştu. Özelikle sonunu bilmediğim şeyler."

Tessarion gözlerini hareket ettirdi.

"Aptalsın o herif beni değişik bir mızrakla öldürdü hatırladın mı? Onun kim olduğunu bulamayız, bulsak bile kesinlikle çok güçlüdür. Onu durdurmayı nasıl düşünüyorsun?"

Rhaegal sağ kolunu kaldırdı ve Greed'i harekete geçirdi.

"O mızrağın ne olduğunu bilmiyorum ama bende de bu var. O herifi bulduğumda kesinlikle yok edeceğim."

Rhaegal'ın en güçlü silahı ve kullandığında sınırlarını aşmasını sağlayan kılıç. Mevcut durumda Rhaegal üç yıldız olsa bile Greed ile birlikte üç yıldızı kolayca aşabiliyor.

"Onu bulup yok edeceğim o güne kadar beklemesi gerekiyor. O gün geldiğinde... Onu parçalarına ayıracağım. Özellikle de Baelon'u..."

Rhaegal yataktan çıktı ve camdan dışarıya bakmaya başladı. Dışarıda Baelon ve ejderhası vardı. Kaşlarını çattı, bir şeyler çevirdiğini biliyordu ama bunun ne olduğunu bulmalıydı.

Baelon, Rhaegal'e baktı ve gülümsedi. Parmağını dudaklarına getirerek sus işareti yapmıştı. Rhaegal'ın gözleri öfkeyle açılmıştı, ellerini sıktı ve sertçe camın kenarına vurdu.

"O piç kurusu..."

Aniden Rhaegal'ın kapısı açıldı.

"Genç Efendi!!" Helena içeriye girdi.

Helena sesten dolayı gelmişti ve içeriye girdiğinde camın kenarının kırıldığını ve içe gömüldüğünü fark etti. Helena hemen Rhaegal'ın yanına koştu ve ellerine baktı. Rhaegal hala Baelon'a odaklanmıştı.

Helena, Rhaegal'ın ellerini görünce rahatlamıştı. Tek bir çizik bile yoktu, Rhaegal sağ gözüyle baktı.

"Bir sorun mu var Helena?"

Helena, Rhaegal'ın ruh halinden dolayı irkilmişti. Ölümcül bir aura yayıyordu ve bu durum onun şuurunu kaybetmesine sebep oluyordu.

"B-Ben..."

Rhaegal aniden durdu ve Helena derin bir nefes aldı. Helena soğuk terler dökmeye başladı, Rhaegal omzuna dokundu.

"İyi misin?" Helena'ya rahatlaması için şifa büyüsü yapmaya başladı.

Helena rahatlamaya başlamıştı, Helena ile göz göze gelen Rhaegal Baelon'a sinirlendiği için az kalsın Helena'yı öldürüyordu.

"Şimdi daha iyiyim..."

"Üzgünüm bir anda kendimi kaybettim. Kendimi biraz fazla kaptırdım be-"

Rhaegal aniden durakladı, az kalsın ona Baelon'a sinirlendiğini söyleyecekti. Rhaegal bundan sonra kimseye güvenmeme kararı almıştı, bu kişiler içinde Helena bile vardı.

Rhaegal, Helena'ya sarıldı.

"Bir daha böyle bir şey olmayacak, affet beni."

"Sorun değil, ben aniden geldiğim için üzgünüm."

"Seni endişelendirdim o yüzden buraya geldin, asıl benim suçum bu olanlar..."

Rhaegal, Helena'yı ayağı kaldırdı.

"Aslında bende seni çağıracaktım, sana söylemem gereken bir şey var."

"Bana mı?" Helena kaşlarını kaldırdı.

"Ben ejderha kalesine gideceğim ve uzun bir süre buraya dönmeyi de düşünmüyorum."

Helena gözlerini düşürdü. "Demek yine gidiyorsunuz..."

"Ama bir şey daha var, seninde ejderha kalesine gelmeni istiyorum."

Helena'nın yeşil gözleri aniden Rhaegal'e kenetlendi.

"B-benimde mi?"

Rhaegal başını salladı. "Sen bana hizmet ediyorsun öyle değil mi? Burada olmanın bir anlamı yok o yüzden. Beninle gelmen daha doğru olacaktır. Bu konuyu  babamla konuşurum onunda onay vereceğini düşünüyorum. Sonuçta beni kırmaz."

Rhaegal, Aenys'ın izin vereceğini düşünüyordu. Özellikle son konuşmalarından dolayı, kesinlikle bunu yapacağını düşünmüştü. Helena'yı burada bırakma gibi bir niyeti yoktu, özellikle Baelon buradayken. O büyücü Baelon ile çalıştığını bildiği için Helena'ya bir şey yapabilirlerdi.

Rhaegal bu konuda çok hassas davranıyordu, kimi yanında tutması ve kimi yanında tutmaması konusunda düşünmeye başlamıştı. Ailesinin hepsinin Baelon tarafından yozlaşma ihtimali vardı, Rhaegal bir şekilde bunun önüne geçmeliydi. Yolun sonunda kaba kuvvet kullanması gerekse bile bunu yapacaktı.

"Peki ya Corlis? Sence çoktan yozlaşmış mıdır?" Diye sordu Tessarion.

"Bu ihtimal var, sonuçta geçmiş yaşamda bana iyi davranmıyordu. Bakalım şimdi de öyle olacak mı? Bu saatten sonra herkesten şüphelenmemiz gerekiyor, yakınızmızda tuttuğumuz kişileri bile düzgünce araştırmalıyız."

Altın ejderha bir iç çekti, bunun çok zahmetli olacağını düşünmüştü. Herkesi araştırma fikri uzun bir süre alacaktı.

"Bu yüzden mi ejderha kalesine gitmeyi tercih ettin?"

"Evet, gözden uzakta olacağız ve orada büyük bir arşiv var. Herkesi araştıralım."

Ejder Soyu ( Yeniden Yapım ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin