-31-

1.3K 253 221
                                    

Telefonum dünden bu yana belki de yirminci kez çalıyordu ve ben ekrana tek bir bakış atmaksızın aramayı meşgule atıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonum dünden bu yana belki de yirminci kez çalıyordu ve ben ekrana tek bir bakış atmaksızın aramayı meşgule atıyordum. Hazal, Kaan veya Eray olmalıydı yine; fark etmezdi, hiçbiriyle konuşmak istemiyordum. Şu anda konuşmak istediğim ve söyleyecekleriyle ilgilendiğim tek bir kişi vardı ancak maalesef o da benim yüzüme bakmıyordu.

O berbat akşam bir şekilde evin yolunu bulup eve geldiğimde, Balım sarhoş olduğumu teyzem ve eniştemden gizlememe yardım etmiş, gece kusmak için kalktığımda da yanımda olmuştu. Sabah korkunç bir baş ağrısıyla gözlerimi açtığımda ise başucumda onun koyduğunu tahmin ettiğim kocaman bir bardak su bulmuştum. Ancak teşekkür etmeye çalıştığımda beni geçiştirmiş, "Senin için yapmadım, annemler sarhoş olduğunu öğrenirse kafayı yer. Yazın son günlerini cezalı geçirmek istemiyorum." demişti.

Yıllar önce bize verilen rolleri değişmiş gibiydik; o arkamı toparlayan abla, ben ise dağıtan küçük kızkardeşe dönüşmüştüm bir gecede.

O akşamdan sonra defalarca kez kendimi açıklamaya çalışmıştım ancak Balım konuşma çabalarıma bütünüyle kayıtsızdı. Daha önce de ufak tefek tartışmalarımız, bunların sonucunda birkaç saat küs kaldığımız olmuştu ancak böylesi ilk defa yaşanıyordu. Bana o kadar kızgındı ki benimle aynı odada olmaya dahi katlanamıyordu, dün gece de salonda yatmıştı hatta.

Bu meyanda teyzem ikimizin de peşinde dolanıyor, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ama ikimizin de ona olanları anlatmak için en ufak istek duyduğu söylenemezdi. Zaten neresinden tutsanız elinizde kalan türden bir durumdu, nasıl anlatacaktık ki?

Gözümden gayriihtiyari süzülen yaşı elimde silip burnumu çektim. Bu da yeniydi; dünden beri sıradan bir işi yaparken ve hatta boş boş otururken dahi ağlıyordum. Ve çoğunlukla, yanaklarımdaki nemi hissedene kadar ağladığımın farkına bile varmıyordum. Her nasıl olduysa, farkına varmadan ağlamak gibi sevimli bir huy edinmiştim.

Şu an içinde bulunduğum durumu, En Kötü Anlarım - Top 5 Listesi'nde zirveye yerleştirsem bile tam olarak hakkını veremem gibi hissediyordum. Hayatımda bir kerecik başımı kabuğumdan dışarı uzatayım demişken biri gelip tüm ağırlığıyla üzerime basmış, dış iskeletimi paramparça etmişti. Hayatımda ilk defa yanlarında kendim gibi davranabildiğim bir arkadaş grubum olmuştu ancak hepsini kaybetmiştim. Hayatımda ilk defa aşık olmuş ve bir mucize eseri aşkıma karşılık bulmuştum, o da beni sırtımdan bıçaklamıştı. Hayatım boyunca korumaya çalıştığım biricik kuzenimi, o aptal, güvenilmez adama kendi ellerimle itmiş, kalbinin kırılmasına neden olmuştum.

Sırf son kısmı düşünmek bile kendimi tekmelemek istememe neden oluyordu.

Yeter kendini suçladığın, dedi İyimser Berra yardımcı olmaya çalışarak. Dünyada yanlış giden her şeyin sorumlusu sen olamazsın ya.

Haklıydı; elbette dünyada yanlış giden her şeyin sorumlusu ben değildim ancak benim dünyamda yanlış giden şeylerin sorumlusu büyük ölçüde bendim, değil mi? Aldığım her kararın, söylediğim ve söylemediğim her şeyin bir sonucu vardı ve ben şimdi bu sonuçlarla yüzleşiyordum. Beğensem de beğenmesem de...

Güzel RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin