-5-

19.2K 1.2K 197
                                    


Her üç filmden birinde şuna benzer bir sahneye rastlamak mümkündür:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her üç filmden birinde şuna benzer bir sahneye rastlamak mümkündür:

Esas kız ve esas oğlan bir sebepten ötürü kavga eder. Oğlan tartışma esnasında kendini kaybedip kırıcı şeyler söyler. Kalbi kırılan kız da gururundan kalanları kurtarmak için ağır konuşur. Sonra da havalı bir şekilde çekip gider.

İtiraf etmem gerekirse Eray'a arkamı dönerken kafamda buna benzer bir sahne tasarlamıştım. Gerçi biz kavga etmemiştik; ama hakikati bir parça zorlarsak 'atıştığımız' söylenebilirdi. Ağır konuşma ve havalı dönüş kısmını tamamen es geçiyordum zaten. Yani lütfen, burada benden söz ediyoruz.

Benim kafamdaki daha çok şöyle bir şeydi:

Son sözü -o havalı repliği- söyledikten sonra Eray'a sırtımı dönmek, Balım'ı kaptığım gibi merdivenlerden yukarı fırlamak ve doğrudan eve gidip yatağımın güvenli kollarına sığınmak.

Balım ve Çınar'ın yanına dönüp masaya tekrar oturmak değildi -ki olan aynen buydu. İçine bir türlü giremediğim ve yokluğumda iyice gelişen sohbetin bir parçası olmak değildi –ki kısmen olmuştum. Yirmi dakika boyunca kuzenimin Çınar'la flörtleşmesini izlemek hiç değildi –ama evet, bu da olmuştu. Az evvel postayı koyduğum Eray'ın karşısındaki sandalyeye oturup geçmek bilmeyen dakikalar boyunca delici bakışlarına maruz kalmak planda kesinlikle yer almıyordu. B sınıfı film senaryolarında bile yer almıyordu hatta. Fakat olaylar tam olarak bu şekilde gelişmişti.

Eray'ın ruhumu delecek kadar keskin bakışları altında, asidi kaçmış gazozumu bitirmeye çalışırken hayatımın en uzun dakikalarını yaşadığıma yemin edebilirim. Yirmi dakikanın ardından, dayanma sınırımın sonuna geldiğimde, acilen gitmemiz gerektiğiyle ilgili bir şeyler zırvalamış ve kimseye söz hakkı tanımadan ayaklanmıştım. Neyse ki tüm isteksizliğine rağmen Balım da peşime takılmıştı ve nihayet bu işkenceden kurtulmuştum. Kuzenimin bitmek bilmeyen sitemi için de aynı şeyi söylemek isterdim; ancak ne yazık ki bu, yakın zamanda pek mümkün görünmüyordu.

"Off Berra ya!" dedi milyonuncu kez. "Apar topar kaldırdın bizi, ayıp oldu çocuklara. Neden kalktığımızı da anlamadım ki zaten. Annemler çağırmıyormuş, hatırladığım kadarıyla yapılacak başka bir şey de yok bugün. Neden yani, neden?"

Ona çaktırmadan gözlerimi devirdim. Eray ve Çınar'ın kapsama alanından çıktığımızdan beri aynı kelimeleri tekrarlıyordu. Ben de verecek cevabım olmadığı için susuyor, susuyor, susuyordum. Böylece sevgili kuzenim aynı şeyleri tekrar tekrar söyleme fırsatı buluyor ve beni bayıyor, bayıyor, bayıyordu.

"Sahi, neden kalkmıştık biz? Yaptığın açıklamayı tam olarak hatırlamıyorum da..." Hatırlamaya çalışıyormuş gibi kaşlarını çatarken elini benim asla yakalamayacağım bir zarafetle çenesine koydu. Birkaç saniye sonra yüzüne alaycı bir ifade yerleşti. "Aa doğru ya, hiçbir açıklama yapmamıştın."

Güzel RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin